2.BÖLÜM: HAPİS

146 24 9
                                    

2.BÖLÜM: HAPİS

(Yazarın anlatımıyla geçmiş)

"Baba yalvarırım verme beni. Hem ben daha okuyacağım" diye bağırdı on altı yaşındaki o küçük kız. "Nerde görülmüş bir kız çocuğunun okuduğu" dedi babası.

"Anne sende birşey söylesene" dedi kız yalvarırcasına. "Git eşyalarını topla. Ya da vazgeçtim. Zaten kocan zengin" dedi annesi. Seher şimdi anlamıştı gerçekleri. Ailesi onu para için evlendiriyordu.

Oysa ailesi zaten zengindi. Seher gözlerindeki yaşlarla odasına çıktı. Anne ve babası tarafından hiç sevilmemişti Seher. O yüzden hep olgun bir kız olmuştu. Kardeşiyle ise arasında sadece iki yaş vardı.

Evleneceği adam ise yirmi dört yaşındaydı.

"Abla neden ağlıyorsun?" diye sordu kardeşi. "Evleniyorum ben" dedi Seher, gözlerindeki yaşları silip "sen okuyacaksın. Söz ver bana" dedi kardeşine. "Söz abla" dedi kardeşi.

Oysa kardeşi onun evleneceği adamı görmüştü ve kendinden on yaş büyük birine aşık olmuştu. Ya da hastalıktı. O hep ablasını kıskanan bir kız olmuştu. Ablasının elinde ne varsa isteyen biriydi Suna. Şimdi de ablasının kocası olacak adamı istiyordu.

İki gün sonra düğün günü gelip çatmıştı. Kızın yatağının üzerine bıraktıkları gelinliği giydi kız. Okuldaki yakın arkadaşlarından biri gelmişti yanına. Gelinliğin düğmelerini o bağladı. "Seher hani polis olacaktın sen?" diye sordu arkadaşı ona.

Burcu onun en yakın arkadaşıydı ve ondan birşey saklamazdı. "Zorla evlendiriyorlar beni. Ben de çok istemiyorum evlenmek" dedi Seher. "Kaç o zaman" dedi Burcu. "Bir dakika bile yaşatmazlar beni" dedi Seher.

Seher'in saçı da yapılınca evlerinin bahçesine indirdiler. On altı yaşında gelin olmuştu. Bilmiyordu ki evleneceği adama aşık olacağını. Hem daha hiç görmemişti Yaman Ateş'i.

Aşağı inince tüm gözler onun üzerinde durdu. Aynı zamanda Yaman'da gözlerini bu küçük kızdan alamıyordu. Nikah masasına geçti. Yaman onun için sandalyeyi çekmişti. "Şimal yıldızı kadar parlaksın" demişti Yaman.

Seher nikah memuru ile göz göze geldiğinde nikah memuru ona acıyarak baktı. Hayır. Seher kimsenin kendisine acımasına izin vermezdi.

Masada duran mikrofonu alıp ayağa kalkarak "herkes beni dinlesin. Burda bana acıyan birisi varsa şimdi çıksın gitsin. Yoksa onu ben vururum" demişti. Yaman ona gururla bakarken herkes ondan korkmuştu.

"Benim burda zorla evlendiğimi düşünen nikah memurunun nikahımı kıymasını istemiyorum" diye devam etmişti sözlerine. Nikah memurunun ona olan bakışları değişmişti. Korkmuştu bu küçük kızdan. "Üzgünüm Seher Hanım" dedi nikah memuru.

Seher mikrofonu bırakıp oturdu. "İçinden canavar çıktı" dedi Yaman Ateş şimal yıldızına. Seher elinde tuttuğu çantanın içinde olan silahı gösterip "canımı tek bir an takarsan hiç düşünmem seni de vururum. İlk ve son kez söylüyorum; eğer beni aldatacaksan bile bunu göstermeden yap. Eğer görürüsem seni silerim" dedi.

"Sen nasıl istersen kraliçem" dedi Yaman Ateş. Az önce ona acıyarak bakan nikah memuru ile tekrar göz göze gelince korkuyu hissetti. Seher insanların zaaflarını çok iyi tahmin edebiliyordu. O insanların korkularıyla ayakta durabiliyordu. Nefret ve korku ona her şeyi yaptırabilecek güçteydi.

Aşkın Bedeli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin