Kapı-90-100/Kabusun Sonu

25 0 0
                                    

  Eda düşüncelere öyle daldı ki 0091'i açtığını farketmedi. Biraz gerçekliğe dönmeye çalıştı. Aslında garip bir heyecanı vardı, çünkü 100 son kapı olabilirdi, ama bundan daha kotu bir ihtimal 1000 de olabilirdi, çünkü kapı numaraları dört haneliydi.

  Buraya gelmeden önce araştırdığı bilgilerini hatırlamaya çalıştı. Sonra Alex'in 'yüz kapı olacak' sözleri aklına geldi, bu da onu rahatlatmanın yanı sıra, büyük bir strese de soktu, çünkü son 10 kapıydı. 

                              ***

  Eda 0091'i açınca etrafın biraz değiştiğini fark etti. Yerlerde garip dikenler vardı, 0092'yi geçerken uzun bir avlu gördü, etrafı gezerken bir haç buldu, buna sevindi çünkü artık etraf çok daha tehlikeli görünüyordu. 0093'e girdi, çekmeceleri karıştırırken yüzüne bir örümcek atladı, Eda afalladı çünkü uzun zamandır bu küçük yaratıktan gelmemişti.

  Dikenlere basmamaya dikkat ediyordu çünkü eğer basarsa o ayakla bir daha yürüyemezdi.

  0096'ya gelmişti, hâlâ dikkatliydi, garip hissediyordu ve bu hissi anlatmak çok zordu. Anlatmaktan önce yaşadığı şeyler zor olduğu için olabilir. Yinede yanıldığı konular vardı, bu kesinlikle bir korku oyunu değildi! Bu oyunlara benzemeyi geç, mantıklı bile gelmiyordu.. Yani çok garipti, bir otele girip canavarlardan saklanmak,

  Saklanabilirdin, ama kaçamazdın.

  Yani o yaklaşık 35 gözlü yaratıktan gözlerini saklamalıydın, yüzüne doğru bağıran canavar sen korkarsan geliyordu, ona doğru bakıp korkunu gizlersen gidiyordu, daha sonra, o kafası ağızdan oluşan ve kütüphane görevlisi gibi birşey olan o yaratıktan seslerini saklamalıydın. Acele etmen gereken canavardan kaçamazdın ama saklanmalıydın!

  0097'ye geldi, her seferinde biraz daha stresli ve heyecanlı hissediyordu. BİTECEKTİ! Hayali bile muazzamdı! Bu yüzden her seferde çok dikkatli oluyordu.

  Tam 0098'i açacak iken bir sesler geldi, arkasını döndüğünde her zaman dolapların kapaklarının arasından geçen gölgenin yüzünü gördü, hacı tamamen unutmuştu, ne yapacağını bilemez halde koşmaya çalışıyordu, ama bir kilitli kapıya çarptı, hacı yüzüne doğru siper etti, yine haç ellerinden kayıp havaya yükseldi. Mavi zincirler haçtan fırlayıp canavarı sardı, zincirlerin altında ritüel gibi şekilleri içine alan daire belirdi ve canavar yavaşca alta gömüldü. Haçta yere düşüp parçalandı. Yine şoka uğradı çünkü inanılacak bir şey değildi.

  0099'daydı. Artık iyice garip hissediyordu. HİÇBİR çekmeceyi açmadı, sadece 0100'ün kolunu indirdi.

  Dekorasyon çok farklıydı, garip kutular vardı be içlerinden sesler geliyordu, yenilendiği her halinden belliydi, haberlerde duyduğu kelimeleri hatırladı. 'Önemli parçalar hariç hiçbir parçası yenilenmemiş..'

  Demekki burası deney yapılan önemli oda olabilirdi,

  Dikkatli bakınca bir şalter gördü, onu indirince demir bir kapı açıldı, bir merdiven gördü, merdivende yine o sessiz olman gereken canavar çıktı, korkunçtu ve çok hızlıydı. Bu yüzden Eda hızlı olması gerektiğini düşündüğü için eğilmedi. Aceleyle gezerken bir asansör gördü, ama tehlikeli görünüyordu ve ayarlama yapılması lazımdı, ayrıca kilitliydi, biraz daha  gezince şifre makinesi gördü, bu kesinlikle asansör için olmalıydı. Garip numaralar denemeye başladı, ne kadar zaman geçti bilmiyorum, ama Eda yorulmuştu, otomatiğe bağlamış şekilde numaralar deniyordu, nasıl oldu bilmiyordu ama sonunda onay verildi.

  Hızlıca asansöre doğru yürüdü, hiçbir şeyi hissedemeden bindi ve aşağı indi, bir odaya gelmişti, karşısında kocaman bir kapı vardı ve üzerinde 'cıkış' yazıyordu.

  Eda serap falan gördüğünü sandı, hemen oraya yürüdü. Kapıyı ittirdi ve o serin esen havaya daldı, dizleri titriyordu ve hayalde gibiydi, BİTMİŞTİ. Bur süre sonra bir görevli gördü, görevli inanamayan gözlerle genç kıza baktı ve "kurtulmuşsun, ama nasıl?!." Eda hiçbir şeyi düşünmüyordu, sadece "Ne kadar oldu?" diye sordu heyecanla. Görevli "6 gün" dedi, ona acır gözlerle bakıyordu, diğerlerinin öldüğünü kesinlikle anlamıştı, "Tanrım, korkunç görünüyorsun, tabii, hiç uyumadın.." Eda sarsıntıyla gülümsedi.

  O sırada bir tır yanlarından geçmek üzereydi, Eda yüksek tekerlek ve motor duyunca çığlık attı ve saklanacak yerler aramaya çalıştı, görevliyi kolundan tutup "O GELECEK, O CANAVAR GELECEK, SAKLANMAMIZ LAZIM, DOLAP GİBİ!" diye bağırmaya başladı. Evet, unutamıyordu, bu otelin ona verdiği garip refleksler ona en ufak seste canavarların geleceğino sandırıyordu...




Kapılar/DoorsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin