Fotoğrafçılık dersinin işleneceği sınıfa gelmemizin üzerinden on dakika geçmişti ama eğitmen Kim Jiwoong'un geç kalması sebebiyle herkes kendi dünyasında takılıyordu. En öndeki iki kız cam kenarında telefonundan başka hiçbir şeyle ilgilenmeden oturup müzik dinleyen ve muhtemelen bir şirketin altında stajyerlik yapan güzel bir yüze sahip sarışın çocuğa bakıp fısır fısır gülüşerek konuşuyorlardı. Duvar tarafında oturan dörtlü erkek arkadaş grubu bağıra çağıra mobil oyun oynuyordu. Önümde oturan Matthew -ki kendisi şu an oldukça iyi bir ruh halindeydi çünkü Zhang Hao ve hoşlandığı kızın aralarında bir şey olmadığını, ailelerinin ortak iş yaptığını ona dersten hemen önce anlatmıştım rahatlaması için ve işe de yaramıştı- ve Yujin ikilisi kafasını sıraya gömmüş uyuyordu. Hemen yanımdaki Gyuvin ise ablasıyla mesajlaşarak akşam yemeği tartışması yapıyordu. Sebze yemeği değil, hamur kızartması istediğini söylüyordu.
Ben ise hiçbir şey yapmadan sınıftaki olan biteni, tek bir tarafa bakmadan ki o tarafta kimin oturduğunu çok iyi biliyorsunuz, aynen bu şekilde izliyordum. Zamanın geçmesi ve olur olmadık şeyler düşünmemek için herkesin her hareketini inceleyip kafamda tüm bunlara cevap veriyordum.
Mesela Gyuvin, tartışmayı kes ve ablan ne pişirdiyse onu ye.
Kızlar, o çocuk ileride bir idol olarak çıkış yapmayı planladığı için sevgili gibi konular umurunda değil yani size bakmayacak.
Dörtlü arkadaş grubu, bağırarak oynayınca karşıdaki karakteri yok etmiş olmuyorsunuz bağırmayı kesin yoksa üstünüze atlayacağım.
Matthew ve Yujin, yeter artık uyu uyu ne-
''Arkadaşlar kusura bakmayın.''
Kapının açılmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp gelen kişiye baktım.
Önceki gün uzaktan görmemle bile yakışıklı olduğunu anlamıştım ama yakından bakınca sadece yakışıklı demek biraz az kalıyordu.
''Dersten hemen önce ufak bir işim çıktığı için geç kaldım.'' diye devam etti mahcup bir sesle.
Sınıftan gelen sorun değil, önemli değil homurdanmalarıyla gülümsedi.
''İlk dersimizde kısaca tanışmıştık ama sınıfta yeni yüzler gördüğüm için yeniden kendimi tanıtayım. İsmim Jiwoong, Kim Jiwoong. Yirmi yaşındayım. Üniversitede İşletme okuyorum ama fotoğrafçılığa da ilgim olduğundan dersler almıştım. Burada da gönüllü olarak eğitmenlik yapmak için bulunuyorum.''
Gözlerini kısaca sınıfta gezdirdikten sonra, ''Derse ilk kez katılan arkadaşlar ayağa kalkabilir mi rica etsem? Onları da tanıyalım.'' dedi.
Dün kaçtığım tüm sınıfın odağı olma olayına bugün yakalanmanın verdiği hüzünle yerimden kalkarken aynı anda benimle beraber Yujin ve kızların bakıp bakıp fısıldaştığı sarışın çocuk da kalktı.
''Evet, seninle başlayalım.'' dedi önümdeki Yujin'e bakarak.
''İsmim Han Yujin, 16 yaşındayım.'' dedikten sonra hafifçe eğilip sınıfı selamladı.
Yujin'in kendisini tanıtıp yerine oturmasının ardından bakışlar bana döndü.
''Sung Hanbin, 17 yaşındayım.'' deyip Yujin'in yaptığı gibi hafifçe eğilerek sınıfı selamladım.
Yerime oturmamla sınıftakilerin odağı anında sarışın çocuğa yöneldi.
''Adım Shen Ricky, 17 yaşındayım. Tanıştığımıza memnun oldum.'' dedi aksanlı bir Korece ile. Sonrasında o da bizim gibi hafifçe eğilerek tüm sınıfı selamladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sıcak bir yaz günü | haobin
Fiksi PenggemarHanbin, ağaç dallarının güzelliğini gizlediği o anda rastlamıştı O'na. ! düzyazı & slow burn !