7

718 57 141
                                    


⚠tw! fazlaca toksik davranislar.

iyi okumalar.

---


Üzerimdeki eteği çekiştirip, yeterince kısa değilmiş gibi belini katlayarak altına giyindiğim şort gözükene kadar yukarı çektim. Elimdeki ponponları bırakmak için etrafıma bakınırken köşede bacaklarını esneten Wonyoung'a seslenip ona doğru attım ponponları. Wonyoung ponponları havada yakalayıp iki yana açtığı bacaklarını kırarak ayağa kalktı.

"Jisung benim ellerim oradan boş gibi mi görünüyor bebeğim? Al şunları." Wonyoung bana söylenirken benimkileride yere koyduğu ponponlarının yanına bıraktı ona göz kırptım ve kırıtarak koridorunda olduğumuz soyunma odasına doğru yürüdüm.

"Bak bak kırıtıyor bir de." Wonyoung arkamdan bağırırken güldüm. Fazla yakın olmasakta seviyordum Wonyoung'u.

Koridorun sonundan bile bağırışların duyulduğu odaya vardığımda kapıyı çalmama gerek kalmadan Yeonjun açtı kapıyı. Kapı açılınca içerden gelen yoğun ter kokusuyla yüzümü buruşturup birkaç adım geriledim Yeonjun'a yol vermek adına.

O da diğer takım üyeleri gibi tempolu bir şekilde koşarak maçın yapılacağı spor salonuna girince ben de Minho'nun yalnız kaldığına kanaat getirerek ter kokan soyunma odasının içine girdim. Odanın sonunda formasını giyinmiş tek eliyle spor çantasından çıkardığı havluları tutan, diğeriyle de dolabının kilidini açmaya çalışan Minho'yu görünce hızlı adımlarla arkasından ilerleyip dolabının kilidini açmasına yardımcı oldum.

O havluları dolaba koyup kapağı kapatırken sıkıca beline sardım kollarımı. Kollarım arasında hareketlenirken bana doğru dönmesi için tutuşumu gevşettim biraz. 

"Jisung, sevgilim." mırıldanıp göğsüne, deodorant kokan formasına, sürttüm burnumu. Ellerini saçlarımın arasından geçirip dalgalandırdığım saçlarımı okşadı biraz. Benim kafamı kaldırıp ona bakmamla gülümseyip köşedeki uzun tahta oturağa doğru çekti ikimizi. 

O oturduğunda bende yan bir şekilde onun kucağına oturmuştum. Parmakları oturduğumda yok olan eteğim yerine kısacık şortumun uçlarında gezinip bacaklarımı okşarken bacaklarımı birbirine bastırıp yüzümü boynuna gömdüm. Omzumda gezinen dudaklarını öpmek için kafamı kaldırdım. Kucağına biraz daha yerleşip kollarımı boynuna doladım. 

"Sana başarılar dilemek için gelmiştim." alnıjı benimkine yasladı. "Hmm teşekkür ederim bebeğim." elini çeneme attı. "Şans öpücüğümü de vereceksindir o zaman." 

"Hıhım." işaret parmağımı onun alt dudağına sürtüp üst dudağına dudaklarımı değdirip geri çekildim. Dudaklarını çeneme bastırıp diliyle alt dudağımı yaladı hafifçe, dişlerini hafifçe dudaklarıma değdirip kavradığı alt dudağımı çekiştirdi. Başta ısırmasına karşın oldukça yavaş, çok da uzun sürmeyen bir öpücükten sonra ayrıldı.

Bana gülümseyip yanağımdan makas aldı. "Başarılar sevgilim." dudaklarımı onun dudaklarına son kez bastırıp kucağından kalktım. Elleri hala belimden ayrılmamıştı, ellerim onun ellerini bulurken tembel tembel kısa tişörtümün altından bel çevremi okşuyordu. 

Eğilip göbeğimi öptü şak diye, ellerim saçlarını turlarken gülümseyip geriye adımladım. "Maç sonrası için sana küçük bir sürprizim var." 

Tek kaşını kaldırdı. "Öyle mi? Neymiş sürprizin." dişlerini karnıma geçirdi acıtmadan. "Sürpriz söylenmez." eliyle belimi son kez sıkıştırıp dudaklarını yalarken ayağa kalktı. 

sapphic pop • jilixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin