Sekiz

157 15 46
                                    

Bunun bir gün gerçekleşeceğini biliyordu.

Doktor Han Dong nihayetinde dava hakkında konuşmak için vakit ayırabileceğini bildirmiş ancak karakola gelemeyeceğini, görüşmek için onları çalıştığı hastanedeki odasında ağırlayabileceğini eklemişti. Hastaneye çoktan gitmesi gerekiyordu ancak Siyeon'dan aldığı mesaj yüzünden doktorla konuşma işini öğleden sonraya atmıştı.

Karakola adımını attığında saat öğleni biraz geçmişti, öğle arası olduğu için pek kalabalık da değildi ancak yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu kesindi. Memurların fısır fısır konuşmasını ve çaktırmadan kendisine bakmaya çalıştıklarını yakalamıştı. Bu durum içinde tanıdık bir huzursuzluğu yeşertmeye yetmişti bile, çok tanıdık ve çok rahatsız ediciydi. Kalktığından beri kendine eşlik eden mide ağrısı buna hiç yardımcı olmuyordu.

Toplantı odasına girmeden önce kendini her türlü sürprizle karşılaşmaya hazırladı.

Odada Siyeon, tazılar ve Junmyeon vardı. Her geldiğinde açık olan florsan lambalar bu sefer yanmıyordu, ardında kadar açık olan üç pencereden süzülen gün ışığı içeriyi yeterince aydınlatıyordu. Tazılar heyecanla bir süredir aşina oldukları polisi koklamaya gelmişken diğerlerinden de sessizce bir selamla aldı. Birbirinden keyifsiz gözüken polisler oval masanın ucuna yan yana oturmuşlardı, tam onların karşısına geçti ve masanın ortasında açık olan gazeteyi gördü, ona uzanmak için tereddüt etmedi.

Biliyordu.

Ellerinin arasındaki gazeteyi buruşturmak için bir kez daha düşünmedi, matbaadan yeni çıkmış sıcak kağıdın üstüne basılmış mürekkebin ellerini pisletmesini umursamadı. Göğsünün ortasından uzuvlarına yayılan soğukluk ve beynine bir yıldırım gibi düşen, gitmesinin, uzaklaşmasının nedenlerinden biri olan rahatsız edici his geri, Minji'nin kalemiyle geri gelmişti.

Minji'nin kahrolası beyninden çıkan düşünceleri yazıya dökülmüş, ellerinde tutabileceği bir şekle bürünmüştü.

CİNAYET BÜRONUN ÇARESİZLİĞİ

Kulta'nın bugünkü manşeti buydu, altında Chanyeol'un geçen hafta karakoldan çıkarken habersiz çekilmiş bir fotoğrafı vardı. Kendi fotoğraflarının yanında Kim Junmyeon'nun da tahminen üç yıllık, tören üniformalı bir fotoğrafı bulunuyordu.

Ünlü Ejderha Avcısı Park Chanyeol geri döndü, diye başlıyordu fotoğrafların altındaki yazı. Kısaca kim olduğunu yazmış ve Minji'nin favorisi olan Sürüngen Cinayetleri'nden de kaba taslakta bahsetmişti. Haberin devamı gazetenin beşinci ve altıncı sayfalarında devam ediyordu. O sayfalarda yazanlar da daha önce kendisi hakkında yazılan can sıkıcı cümlelerin değiştirilmiş halinden başka bir şey değildi. Haberin yer aldığı ilgili sayfaları okuduğunda yanılmadığını gördü.

Komik bir dejavu gibiydi her şey. Bugünün gazetesi dokuz yıl önce, Chanyeol daha istifa etmemişken Minji'nin kendisini hedef aldığı zamandakine ne çok benziyordu. Saldırgan, büyük puntolu manşeti, manşetin altında yer alan laf salatası, haberin devamının aynı sayfalarda olması, gizlice çekilmiş fotoğrafları ve milattan önce kalma vesikalıkları bulunuyordu. Elbette bir de Minji'nin sadece Chanyeol için kullandığı, imzası haline gelmiş şu kalıp vardı; Büyücü düşmanı bir katil.

Neredeyse tamamı kopyala yapıştır yapılan bu komik yazıyı, büyücülerin dünyası için oldukça önemli bir ismin davasının büyücü düşmanı bir katile verilmesinden endişe duyduğunu belirterek bitirmişti.

Ryungi'yi öldürenin Papa olduğu basından gizleniyordu. Ölümü zaten büyük bir şok yaratmıştı, internet çöplüğünde dönen bir sürü komplo teorisi ve asparagas varken gerçek sorumluyu söyleyerek ateşe benzin dökmeye gerek yoktu. Cinayetin detaylarını bilmeyen gazeteciler genellikle bu olay hakkındaki teorilerini yazmayı tercih etmişti ancak Minji direkt olarak Chanyeol'a saldırmayı daha mantıklı bulmuştu.

Eating OleanderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin