"Hayatın gerçek sırrı, güzelliği aramaktır."
- Oscar Wilde, Dorian Gray'in Portresi
HEYKELTIRAŞ
4. ATEŞTEN KORKAN ÇOCUK
♪ The Weeknd - In Your Eyes
Calogero - Danser Encore ♪
"Gördüğünüz gibi, ben bir çocuk değilim."
İnsanın hayatta en çok istediği şey anlaşılmaktı. Yazarken, çizerken, mermeri yontarken, ya da sadece düşüncelerini ifade ederken beklediği tek şey buydu. İnsanın anlaşılması gerekiyordu.
Ve ben ona kendimi nasıl anlatmam gerektiğini bilmiyordum. Tamamen yanlış bir anlaşmanın içinde debelenirken dudaklarıma zihnimi bulandırmak ister gibi bakması, gördüğünüz gibi, ben bir çocuk değilim diyerek çekip gitmesi istediği şeyi gerçekleştirmişti. Zihnimi tozlu bir fırtınanın içine sürüklemişti.
Ama senden vazgeçmeyeceğim, Kaya Ataeri.
Beni yıldırmaya çalışsan da...
"İki hafta oldu ha?"
Evet, o cümlelerin ardından iki hafta geçmişti. İki haftadır okula gelmiyordu ve bu süre kulağa az gibi gelse de iki ay gibi hissettirmişti...Benden gerçekten kaçıyor muydu yoksa başka işleri mi vardı merak ediyordum ama sorgulayacak haddi kendimde bulamıyordum. Arkadaşlarına sorsam bu tuhaf kaçardı, eninde sonunda Kaya'nın kulağına gideceği gibi bu yine kendini baskı altında hissetmesine sebep olurdu. Hem...öğrenciler arasında asılsız bir söylentinin yayılmaya başlamasına sebep olabilirdi. Okul ortamlarını iyi biliyordum.
"Evet..." derin bir nefes aldım. Kampüs kafede Esra ile bir tatlı yemiş, kahvelerimizi alarak fakültelerin etrafında yürümeye başlamıştık sessizce. Hava çok güneşliydi. O kadar ki giydiğim saten gömlek üzerime yapışacaktı terden. Eve gittiğim gibi duş alacaktım. "Onu gerçekten fazla korkuttum sanırım..."
"Ne yaptın ki tam olarak anlamadım ben?"
"Üzerine fazla gittiğimi düşünüyor." Güzel Sanatlar Fakültesini gördüğümde ikimizi de oraya yönlendirdim. "İstediğimi almak konusunda inatçı olduğumu biliyorum ama onu korkutmak istemezdim."
"Dur bakalım, belki işleri falan vardır. Kötümser düşünme hemen."
Başımı iki yana salladım. "Basbayağı kaçıyor benden. Şu yaşımda birini böyle kovalayacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi."
"Haklısın hayatım, onun senin peşinden gitmesi gerekiyordu. Bu terslikte bir işlik var gerçekten."
Ona dönüp soran gözlerle bakarken, "Ben böyle ızdırabın aşkını seveyim gerçekten." dedi ve gülümsedi.
Bu sefer duraksadım. Gözlerim birkaç kez açılıp kapandı. "Başına güneş mi geçti senin?"
"Hayır otuz sekizinci aldatılışımın üstüne bir de Neyzen Tevfik'in Mecnun şiirini okumak bana hiç iyi gelmedi." dedi ve güldü. "Şey diyordum, normalde bu teklifi hemen kabul etmesi gerekiyordu, ama o etmedi çünkü inatçı biri."
"Çok sağ ol aşkım ya..." başımı sallayıp güldüğümde yürümeye devam etmiştik. "Sen çok kafa yorup yıpratma kendini..."
"Ya, tamam. Bu olaya el atıp halledeceğim ben, merak etme!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEYKELTIRAŞ (+18)
Ficțiune adolescențiÇizim ve heykeltıraşlık yeteneğini kaybeden kadın, sanatına ilham olacak genç biriyle tanışır.