YENİ BAŞLANGIÇ

21 4 3
                                    

Lütfen yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.
🫀✒️Keyifli okumalar!

'Her mezar, dirilişin müjdecisidir.'


  Karşımda adının Mert olduğunu öğrendiğim adam bir elini annemin beline dolamış onu kendine çekmişti. Bana uzattığı diğer elini sıktıktan sonra bir adım gerileme ihtiyacı duydum. Ondan aldığım enerji bende hiç hoş hisler uyandırmamıştı . Hoşnutsuzluğumu belli etmemek istesem de yüzümün buruşmasına engel olamadım.

  Anneme baktığımda yüzündeki o kocaman ve içten gülümsemesini görünce ise bakışlarım donuklaşmaya başladı. Annem en son ne zaman böyle içten gülmüştü hatırlamıyordum ama eğer fazla düşünürsem içimdeki acı tohumunun tekrar filizleneceğini biliyordum.

  Yüzümdeki gülümseme zoraki değil içtendi, annemi bu denli gülümseten adama yani Mert Amcaya minnet dolu bir ifade ile baktım ve sanki o anlayıp buruk bir tebessüm ile karşılık verdi.

  "Tanıştığıma memnun oldum Mert Amca" aslında daha yeni sözsüz bir şekilde gayet iyi tanışmıştık "Bende memnun oldum Pelin, iyi anlaşacağımıza eminim. Atları sever misin?" sorusu ile eş zamanlı olarak bakışlarım atların olduğu kulübeye kaydı. Annem Mert Amcaya doğru eğilerek bir şeyler fısıldadı, aslında dinlesem duyabilecek mesafedeydim fakat ben iki adım daha gerilemeyi seçtim. "Hm" annemin Mert amcaya diyecekleri bitmiş olmalı ki küçük bir mırıldanma ile iki adımda yanıma ulaştı.

  "Beyaz bir atım var adı Pers bence birbirinizi seveceğine eminim" dedikten sonra kulağıma doğru eğilerek fısıldadı "Beyaz ve gayet masalsı bir at olabilir ama sana prensini getireceği sözünü veremem Küçük prenses" yanına eklediği cümle ile kıkırdadım bu sırada Mert Amca da kulübeye doğru yürümeye başlamıştı. Anneme baktığımda onunla birlikte bizde o tarafa doğru ilerledik.

  İçeri girdiğimde içeride hayal ettiğimden çok daha fazla at vardı. Her biri kendine ait küçük odacıklara sığdırılmak yerine geniş bir alanda bir aradaydı. Gözlerim kuğu gibi bembeyaz ve parlak at ile kesişti, tıpkı masallarda anlatılan atlar gibiydi. Adımlarım Perse doğru giderken adeta büyülenmiş gibiydim.

  "Binmek ister misin?" Mert Amcanın sorusuna sadece kafamı usulca aşağı yukarı sallayarak cevap verdim.

  Şu an o büyüleyici atın üstündeydim "Mert Amca" beş dakikadır kulübeden çıkmış ilerlemeye korktuğum için atın üstünde bekliyordum. "Efendim prenses?" bana karşı gerçekten oldukça sabırlıydı, galiba bu annemi çok sevdiğinden kaynaklıydı. "Ben korkuyorum ya düşersem?" evet, korktuğum şey bir attan düşmekti. Uçurumdan atlayacak kadar cesur olan kız gitmiş yerine attan düşmeye korkan kız gelmişti, acilen içimdeki o aptal cesaretini ortaya çıkarmam gerekiyordu. "Endişelenme Pelin, Pers çok uysal bir attır. Onu zorladığın veya seni sevmediği sürece sırtından düşmene izin vermez" söylediği söz ile içime eğer beni sevmediyse? şüphesi düştü "ve de seni sevdiği kesin yoksa başta sırtına almazdı zaten" duyduklarım ile endişeyle tuttuğum nefesi rahatlamamla birlikte geri serbest bıraktım.

  Mert Amcanın dediği gibi atı yönlendirmeye başladım, o kadar da zor değilmiş.

  "Mert amca durmuyor!" ah evet kesinlikle o kadar da zordu, kontrol etmeyi bırakın atı durduramıyordum bile. Bana yıllar gibi gelen iki dakika kadar kısa bir süre boyunca Persin sırtında dört nala koşmuştum daha doğrusu Pers koşmuştu ve kurban olarak da beni seçmişti.

Hayalet YazarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin