7

88 13 114
                                    

25 yil sonra tekrardan merhaba 🥸

Öğle arası olmasına 20 dakika kaldı. Ve ben çok açım.

Seokjinin arkadaşları okul sonrası buluşmayı teklif etmişti, ama bizim ödev yapmamız gerektiği için tekliflerini reddetmiş ve onlara öğle arasında yemek yiyelim demiştik. Onlar da kabul etmişlerdi.

Ders edebiyattı ve Jin uyuyordu. Edebiyat dersini aslında seviyormuş fakat bizim hocamız oldukça uyuşuk olduğu için uykusu geliyormuş. Haklıydı aslında, Bay Lee fazla yaşlıydı. Emekli olması gerekiyor bence, bu kadar çalışmak fazla olmalı. Hiç mi sıkılmamış?

Jine döndüm ve saçlarını okşamaya başladım. Ne yapayım çok yumuşak görünüyordu. Umarım uyanmaz. Ellerimi yanaklarına indirdim. Bu ne hamur gibi. Çok tatlı uyuyor, bebek gibi...

Saçlarını okşamaya devam ederken yavaşça konuştum, "Bebek gibisin... Yanaklara bak ekmek gibi."

Tam elimi çekecektim ki Jin elimi tutup geri saçlarına yerleştirdi. Eyvah! Ne zaman uyandı ki bu?

"Saçlarımla oynamaya devam eder misin lütfenn? Çok iyi geldi."

"Sen... Ne ara uyandın?"

"Hiç uyumadım ki." Ne

Hayır hayır lütfen bu an yaşanmamış olsun. Rüyadayım evet, dediklerimi duymadı. Aynen.

"Uyumuşsundur ya. Yanlış mı hatırlıyorsun acaba?"

"Uyumadım Taehyung, ne yanlış hatırlaması? Dediklerini de duydum ayrıca, ama bi yanlışlık var... Asıl bebek sensin."

Domataes oldum yine. Teşekkür ederim Seokjin, ne zaman senle olsam böyle oluyor.

"Heey yine kızardınnn uxbsksbs ÇOK TATLISIN TAEHYUNG! Ne yapacağım ben senle..."

"Hiçbir şey yapma." Dedim omuz silkerek.

"Hmm öyle mi dersin?"

"Hıhı evet."

"Bence birşeyler yapmalıyım. Bi düşüneyim bekle."

"Düşün bakalım..."

Ben konuştuktan hemen sonra Seokjin bana kocaman sarılarak yanağımı öpmeye başladı. Bir sürü öpmeye hemde.

"Heey dur artık yeter!"

"Ne yapayım çok tatlı yanakların var."

"Seninkiler daha tatlı ben öyle mi yapıyorum?" Dedim hafif kızgınlıkla.

"Banane? Hem madem benimkiler daha tatlı sen de yapsadın o zaman."

Tam onu öpmeyi düşünürken hoca çok ses yaptığımız için bizi uyardı, bizde sessizce önümüze döndük... Aah lanet olsun öpecektim!

Mutsuz mutsuz otururken bi anda Seokjin yaklaştı ve kulağıma fısıldadı, "Ne o? Beni öpemediğin için mi bu kadar mutsuzsun?" O kadar belli miydi ya?

"Aynen birazdan ağlarım hatta."

"Ağlama küçük bebekk." İkimizde sessiz konuşuyorduk. Umarım hoca görmez...

"Ne bebeği be? Bebek değilim ben." Dedim kızgınca.

"Tamam tamam kızma." Ve sonra da duymayacağımı düşündüğü bir ses tonuyla, "Küçük bebekk." dedi. Aynen hiç duymadım. Göz devirip dersi dinlemeye devam ettim. Zaten 5 dakika falan kaldı.

*

Sonunda zil çaldı. Ayağa kalkıp Yoonginin yanına gittik. Onu uyandırdıktan sonra, Jiminin yanına gittik.

TAEJİNİNASKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin