Seokjinin arkadaşlarıyla buluşacağımız kafenin önüne gelmiştik. Heyecandan ellerim terlemişti. Yoongi de beş dakika sonra geleceğine dair mesaj atmıştı.
"Bu kadar heyecan yapmana gerek yok Taehyung yanında ben varım." Diyerek elimi tutmuş ve bizi içeriye yönlendirmişti.
İki kişinin olduğu masaya doğru ilerliyorduk. Üç kişi olmaları gerekmiyor muydu? Biri neredeydi ki acaba?
Masanın önüne geldiğimizde ayağa kalktılar ve Seokjinle sarılıp, benimle el sıkıştılar.
"Merhaba ben Jung Hoseok, memnun oldum." Gülümsemesi çok tatlıydı, kocaman.
"Merhaba ben de Jeon Jungkook, çok memnun oldum." Tavşan gibiydi bunun gülümsemesi de. Tatlı biri gibiler ve samimi, en baştaki endişem uçtu gitti bile.
"Ben de Kim Taehyung, memnun oldum."
"Namjoon yok mu?"
"Son anda işi çıkmış beyefendinin." Deyip göz devirdi Hoseok. "Anladım."
"Birşeyler aldınız mı?" Sandalyelerimize yerleşirken Seokjin konuştu.
"Yok almadık, zaten çok olmadı geleli."
"Tamam o zaman az bekleyelim Yoongi gelir şimdi." Diyerek yanıtladı Hoseoku Seokjin.
Jungkook tıpkı benim gibi utangaç görünüyordu. Hiç öyle biri olduğunu düşünmemiştim. İsmini söylediğinden beri başka bişey dememişti.
Kafenin kapısı açıldığında oraya döndük. Yoongi gelmişti. Bizi gördü ve buraya doğru gelmeye başladı.
Hemen yanımdaki Jungkook koluma dokundu ve "Yoongi bu mu?" Dedi.
Kafamı salladım "Evet o." Gözlerini kocaman açmış Yoongiye bakıyordu ve gerçekten şuan o kadar komikti ki...
Yoongiyle de tanışmışlar ve öylece sohbet etmeye başlamıştık. Hoseok çocukluk anılarından bahsediyor, Seokjin anlattığı her şeye kahkaha atıyordu ve bende onu izliyordum. Yoongi ise sessizce Hoseoku dinliyor gibiydi ama şuan uyumak istediğine adım kadar eminim. Jungkook ise arada Yoongiye kaçamak bakışlar atıyor sonra da önüne dönüyordu.
Yoonginin Jimini ikna edip etmediğini merak ediyordum, ama hala ona dargın olduğum için sormayacaktım.
"Ya hyung keşke yine aynı okulda olsak seni çok özledikk." Jungkook sonunda konuşmuştu. Yoongi şaşkın bi şekilde Jungkooka bakiyordu. Tamam sevimli şekilde konuşmuş olabilir ama bu kadar şaşıracak birşey var mıydı ya?
"Aynı okulda olmasak bile her gün beraberiz zaten Kook."
"Evet ama yine de aynı olmuyor Seokjin." Demişti Hoseok üzgünce.
"Tamam tamam bişey demedim. Bende sizi özlüyorum. İsterseniz sizde bu okula gelin madem bu kadar çok seviyorsunuz beni." Jinin dediklerine güldüler ve konuşmaya devam ettik.
*
Yaklaşık 2-3 saat sonra kalkmıştık ve şuan kafenin önünde Hoseok ve Jungkookla vedalaşıyorduk. Onların evi bize ters yöndeydi.
"Sizi çok sevdik kesinlikle bir daha görüşmeliyiz. Telefon numaralarınızı Seokjinden alırız. Görüşürüz kendinize iyi bakın." Demişti Hoseok kocaman gülümsemesiyle.
"Görüşürüzz." Jungkook utangaç bi şekilde Yoonginin elini sıktı ve sonra da benimle vedalaştı.
Jin yanıma gelip bana sarıldı ve kulağıma fısıldadı "Ben onlarla gideyim, sen de Yoongiyle git. Ama dikkat et tamam mı?" Dedi ve saçlarımı sevip ayrıldı. Saçlarımı bir daha yıkamayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAEJİNİNASKİ
CasualeOkula giden iki çocuğun aski ×Taejin× yoonkook, namseok Ara sıra texting var