1- İntikam Zamanı

67.2K 2.3K 66
                                    

Not: Öncelikle herkese merhaba. :) Söz verdiğim gibi bugün hikayemiz ilk bölümüyle karşınızda. Ancak bölüme geçmeden önce söylemek istediğim birkaç şey ver. İlki hikâyemizin bölüm sıklığı hakkında. Şu an hâlâ devam eden bir formasyon eğitimim olduğu için bölümler haftada 1 büyük bir ihtimalle pazar akşamları gelecek.

İkinci konu bölüm uzunluğumuz hakkında. Lütfen bölüm kısa geldiği zamanlar "Bölümler kısa," diye itirazlarda bulunmayın. İlk bölümler biraz kısa olabilir. Uzatacağım diye zorlama bir bölümler olsun istemiyorum ve de formasyon eğitimim ikâmet ettiğim yerde değil bana 100 km uzaklıkta bir yerde olması sebebiyle hafta sonları gidip geliyorum ve bu ölçüde elimden geldiğince güzel ve normal uzunlukta bölümler yazmaya çalışacağım.

Son olarak hikâyenin kaderini sizin ellerinize bırakıyorum. Lütfen beni okunma oranları ile voteler ve yorumlar arasındaki uçurumlarla baş başa bırakmayın. Birbirimizle etkileşim halinde olalım ki hem bölüm yazma isteğim olsun hem de birlikte eğlenelim, üzülelim, sinirlenelim, gülelim vs. Lafı daha fazla uzatmadan sizi ilk bölümle baş başa bırakıyor, yorumlarınızı ve votelerinizi dört gözle bekliyorum. Sevgiler ve keyifli okumalar. :)



Birinci Bölüm

"İntikam Zamanı"

Kaşlarının altına gizlediği, yakıcı öfkesiyle karaya çalan zümrüt yeşili gözlerini karşısındaki adamın üzerine dikti. Onun iğne üzerinde oturuyormuş gibi rahatsız hissetmesine aldırmadı. Ona her bakışında, gözleri onun iğrenç yüzünü her buluşunda bir yıl öncesine kadar güllük gülistanlık giden hayatının aniden mahvoluşu geliyordu aklına...

Karşısındaki adam, öylesine bir düşmüştü ki hayatının tam orta yerine... Yarattığı etki, parça tesirli bir bombanınkinden farksızdı. Yıkım ve tahribat gücü yüksek... Öldürücü ya da süründürücü derecede tehlikeli...
Sevdiği kadının, bütün yaşanmışlıkları hiçe sayarak kendisini, öylesine alelade bir kâğıda yazılmış cümleler terk edişi, geçmişlerini ve geleceklerini değersiz bir kâğıda sığdırıp ezip geçişi, tek kalemde silişi hiç aklından çıkmıyordu. Ve de tüm yaşananların, zamansız gelen ayrılığın sebebinin bu adam oluşu da...

Eski nişanlısı Berrin'le yaptıkları o şiddetli ve sonu ayrılıkla noktalanan tartışmanın üzerinden bugün tam bir yıl geçmişti. Ne eksik ne fazla, tamı tamına koskoca bir yıl geçip gitmişti.

Berrinsiz, bir bitkiden farkı olmadan tükettiği boş nefesler eşliğinde akıp giden bir yıl, bir ömür gibi gelmişti. Her an, her saniye, her dakika, her gün yeniden öldüğünü hissettiği, sonra intikam yeminleriyle tekrar kendini bulduğu koskoca üç yüz altmış beş gün eksilmişti takvimlerin yapraklarından...

Aslında bu denli geri dönülmez bir yıkımla sonuçlanacak kadar büyük değildi kavgaları. Bu bir yıl zarfında bunu düşünmek için yeteri kadar zamanı olmuştu Sarp'ın. Ve düşünceleri her seferinde aynı sonuca varmaktan hiç bıkmamıştı.

Halledilebilirdi! Her defasında olduğu gibi yine tamiri yapılabilirdi bazı şeylerin... Tartışmaları geri dönüşü olmayan boyutlarda değildi ama bir şeyler yolunda gitmemiş, rayından çıkmıştı işte. Ve kader onları bu günlere getirmişti. Yalnız... Ayrı... Paramparça...

Berrin, o gün kapıyı çarparak çıkıp gittiğinde onun ardından gitmek yerine beklemeyi tercih etmişti. Nişanlısının siniri geçince tekrar kendine döneceğini zannetmişti genç adam. Öyle de olacaktı zaten... Ama kaderin attığı son dakika golüyle Berrin'in yolu Taner'le kesişmiş ve her şey ışık hızıyla değişmişti. Bütün dengeler alt üst olmuştu ve en sonunda kaçınılmaz olan sonuçla son bulmuştu hikâyeleri.

ŞANS OYUNU (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin