33- Mağara Adamı

17.8K 1.2K 33
                                    

Merhabalar. :) Artık sona geldik. Bir sonraki ya da ondan sonraki bölüm final bunu bilin istedim. Nasıl ve ne kadar yazabileceğimden emin olamadığım için son 1 veya 2 bölüm arasındayım. :)

Neyse fazla konuşmadan sizi bu bölümle baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar. :)

&&&

OTUZ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

"Mağara Adamı"

Yeşil ışığın yanmasını beklerken radyoda çalan şarkıya ıslık çalarak eşlik ediyordu. Aynı zamanda da parmakları direksiyonda bir ritim tutturmuştu.

O esnada telefonunun melodisi de bu senfoniye karışınca cihaza kısa bir bakış attı. Arayanın Demir olduğunu görünce genişçe gülümsedi.

Yeşil ışık yanınca yoluna devam etmek için harekete geçerken "Hayırsız herifin nihayet aklına gelebildik," diye söylenmeyi de ihmal etmedi.

Kulaklığını takıp seri bir şekilde telefonu açtığında "Hangi dağda kurt öldü?" diye sordu. Söz konusu Demir olunca arsız alaycılığı dizginlenemiyor, zincirlerini kırıyordu.

Demir cephesinde ise durum her zamankinden biraz farklı bir boyuttaydı. O, şu an şaşkındı! Sarp'tan oldukça keyifli çıkan bir ses tonuyla yanıt almak beklemediği bir şey olduğu için şaşırması doğaldı.

Yer yerinden oynuyordu ama adam bunu tınlamıyor gibi görünüyordu. Onun, söz konusu Yasemin olunca dünyayı yakabilecek bir potansiyele sahip olduğunu zannediyordu ama şu an yanılmış olabileceğini düşünmekten kendini alamıyordu.

Şaşkınlığının bir getirisi olarak "Ya kafayı sıyırdın ya da bu işin altında başka bir iş var," diye mırıldandı.

Sarp'sa Demir'in mırıltısını işittiği an çoktan kaşlarını çatmıştı. "Kırk yılın başı bir defa aradın onu da yanlış mı aradın lan? Kiminle konuşuyorsun? Ne diyorsun?"

Sarp'ın yanıtına nasıl bir karşılık vereceğini bilemedi.

"Demir orada mısın?" Genç adamdan yanıt gelmeyince işkillenmişti. Sesindeki şüpheci tını o yüzdendi.

Kafasındakileri toparlayabileceğini hissedince yanıt vermeye karar verdi. Sarp'ı daha fazla şüphede bırakmadı. "Gayet iyiyim ve ben doğru numarayı tuşladım ama karşımdaki kişinin doğru kişi olup olmadığından emin değilim. Bu durumda bu kadar sakinlik çok fazla Sarp sen gerçekten iyi misin?"

Kaşlarını çattı. "Hangi durumda? Ne diyorsun abi sen? Ben gayet iyiyim fakat senin için aynı şey söz konusu olmasa gerek. Saçma sapan konuştuğuna göre..."

Sarp'ın sözleriyle gözlerini devirdi. "Sadece şaşkınım ve gayet iyiyim. Merak etme!"

Burnundan soludu. Sıkılmıştı. "Neden şaşkınsın? Dilinin altındaki baklayı çıkaracak mısın artık?"

Çıkarmak istiyordu... Lâkin Sarp'a nasıl yaklaşması gerektiği konusunda hâlâ emin olamıyordu. "O kadar olaydan sonra cidden nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun? Sarp gerçekten iyi misin sen?"

"Demir!" Sesindeki tınıda tehditkâr bir uyarı vardı. "Söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum. İyiyim dedim ya! İyi olmamam için bir neden mi var? Varsa ya bunu hemen söyle ya da sus artık! Çünkü sinirimi bozuyorsun?"

"Tamam söyleyeceğim sma öncelikle şu konuda anlaşalım... Bir avukata ihtiyacın var ve bu konuyu sakın kendim çözecegim diye tutturma."

Anlaşıldı! Ya Mehmet meselesini diyordu ya da henüz bilmediği başka bir şey vardı. İlk ihtimalin olmasını dileyerek "Alt tarafı birinin yaşama sebebini öldürdüm iyi halden yırtarım bence," diye hormurdanırken dakikalar önce var olan sakinliği toz bulutuna karışmıştı.

ŞANS OYUNU (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin