17

622 68 26
                                    




hanbin:
sevgilim
yanındaki çocuğu kovman için üç saniyen var
yoksa birazdan toprak altına yollayacağım onu

hao:
SAKİN OL
tanışmak istemiş sadece

hanbin:
dibine niye giriyor o zaman it
sikeceğim hepsini

hao:
nerdesin sen
gelsene yanıma

hanbin:
görmüyor musun
sağa doğru bak
ileride kalabalık masa var
oradayım

hao:
gördüm
ne yapıyorsunuz orada

hanbin:
toplantı
maç için

hao:
önemli o zaman
dinlesene

hanbin:
toplantı önemini seni ileride yanaklarını şişirerek yemek yediğini görünce yitirdi
şu an sadece seni izlemek istiyorum
İYİ MİSİN
NİYE ÖKSÜRÜYORSUN

hao:
iyiyim
yemek yediğimi izlemen
rezil hissettirdi

hanbin:
endişeleneceğin en son konu falan
bebek gibi oluyorsun zaten

hao:
iyi bak bir ısırık daha alıyorum

hanbin:
hay amk
o kim
okulda ne kadar tanımadığım orospu çocuğu varmış
bir daha yemekhaneye inme
ben sana özel yemek getiririm

hao:
cidden
kimse beni farkında değil sanıyordum
herkes yemekhaneye inmemi bekliyormuş

hanbin:
her yerde paylaşacağım benim diye
deli oldum aq
şu koç olmasa kalkıp geleceğim de
bir gitmedi

hao:
ben dışarı çıkacağım zaten
bana çikolata alır mısın

hanbin:
bana çikolata al desene direkt
soruyorsun bir de

hao:
HAŞWĞWMQJAŞQPSÖQ
aşkım 😔
bana çikolata al

hao çevrimdışı

hanbin:
AMKQ

-

"çok acil işim çıktı hocam, ben takımdan sonra öğrenirim. size kolay gelsin." hanbin okuduğu mesajdan sonra hao'nun ardından yemekhaneden çıkmak için can atıyordu. tek kelimesiyle bu hale gelmişti.

hanbin yerinden kalkıp hızlıca yürümeye başladı ki çikolata almayı unuttuğunu fark etti. önünden geçen arkadaşının elinden çikolatayı kapıp hızlıca koşmaya başladı. "sung hanbin, orospu çocuğu!" "kardeşim, parası neyse veririz! ağzını topla!" bir yandan hao'ya koşarken arkadaşına cevap vermeyi de ihmal etmiyordu.

bahçeye çıktığında etrafa hızlıca göz gezdirdi ama sevgilisi yoktu. arka bahçeye doğru adımlayınca hao'yu gördü. yere çömelmiş ayakkabısının bacıklarıyla oynuyordu. hanbin bu görüntü karşısında kendini çok zor tuttuğunu hissediyordu. okula geldiğinden beri ilgisini çeken hao, artık ona aitti. bugünün geleceğini biliyordu ama böyle yoğun duygular yaşayacağını asla tahmin etmemişti.

hao duyduğu adım sesleriyle başını yerden kaldırmıştı. "hanbin!" çömelmeyi bırakıp sevgilisine sarılmak için kalkmıştı. hanbin kollarını açıp onu bekledi. ikisi de birbirine sıkı sıkı sarılırken hanbin, hao'nun kulağına eğildi. "bir daha aşkım desene, kameraları zerre umursamadan akşama kadar öpeyim sonra seni."

cinnamon | haobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin