hanbin:
sevgilim
yanındaki çocuğu kovman için üç saniyen var
yoksa birazdan toprak altına yollayacağım onuhao:
SAKİN OL
tanışmak istemiş sadecehanbin:
dibine niye giriyor o zaman it
sikeceğim hepsinihao:
nerdesin sen
gelsene yanımahanbin:
görmüyor musun
sağa doğru bak
ileride kalabalık masa var
oradayımhao:
gördüm
ne yapıyorsunuz oradahanbin:
toplantı
maç içinhao:
önemli o zaman
dinlesenehanbin:
toplantı önemini seni ileride yanaklarını şişirerek yemek yediğini görünce yitirdi
şu an sadece seni izlemek istiyorum
İYİ MİSİN
NİYE ÖKSÜRÜYORSUNhao:
iyiyim
yemek yediğimi izlemen
rezil hissettirdihanbin:
endişeleneceğin en son konu falan
bebek gibi oluyorsun zatenhao:
iyi bak bir ısırık daha alıyorumhanbin:
hay amk
o kim
okulda ne kadar tanımadığım orospu çocuğu varmış
bir daha yemekhaneye inme
ben sana özel yemek getiririmhao:
cidden
kimse beni farkında değil sanıyordum
herkes yemekhaneye inmemi bekliyormuşhanbin:
her yerde paylaşacağım benim diye
deli oldum aq
şu koç olmasa kalkıp geleceğim de
bir gitmedihao:
ben dışarı çıkacağım zaten
bana çikolata alır mısınhanbin:
bana çikolata al desene direkt
soruyorsun bir dehao:
HAŞWĞWMQJAŞQPSÖQ
aşkım 😔
bana çikolata alhao çevrimdışı
hanbin:
AMKQ-
"çok acil işim çıktı hocam, ben takımdan sonra öğrenirim. size kolay gelsin." hanbin okuduğu mesajdan sonra hao'nun ardından yemekhaneden çıkmak için can atıyordu. tek kelimesiyle bu hale gelmişti.
hanbin yerinden kalkıp hızlıca yürümeye başladı ki çikolata almayı unuttuğunu fark etti. önünden geçen arkadaşının elinden çikolatayı kapıp hızlıca koşmaya başladı. "sung hanbin, orospu çocuğu!" "kardeşim, parası neyse veririz! ağzını topla!" bir yandan hao'ya koşarken arkadaşına cevap vermeyi de ihmal etmiyordu.
bahçeye çıktığında etrafa hızlıca göz gezdirdi ama sevgilisi yoktu. arka bahçeye doğru adımlayınca hao'yu gördü. yere çömelmiş ayakkabısının bacıklarıyla oynuyordu. hanbin bu görüntü karşısında kendini çok zor tuttuğunu hissediyordu. okula geldiğinden beri ilgisini çeken hao, artık ona aitti. bugünün geleceğini biliyordu ama böyle yoğun duygular yaşayacağını asla tahmin etmemişti.
hao duyduğu adım sesleriyle başını yerden kaldırmıştı. "hanbin!" çömelmeyi bırakıp sevgilisine sarılmak için kalkmıştı. hanbin kollarını açıp onu bekledi. ikisi de birbirine sıkı sıkı sarılırken hanbin, hao'nun kulağına eğildi. "bir daha aşkım desene, kameraları zerre umursamadan akşama kadar öpeyim sonra seni."