2. Bölüm

256 20 2
                                    

Saat gecenin üçüne yaklaşmışken yatak odasının kapısı açıldı.

Ortasına oturduğum yatakta doğruldum. Kollarımı dizlerime sararak odaya giren anneme baktım.

Işıkları açmadı.

Bana bakmadı.

Elbisesini çıkarırken giyinme odasına yöneldi. Pijama altını giymiş halde ve tişörtü başından geçirirken odaya döndü. "Burada mı uyuyacaksın?" Soğuk bir tonda sordu.

"B-ben-"

"O zaman misafir odasına gideceğim." diyerek kapıya yöneldi.

Hızla kalkıp elini tuttum. "Anne. Konuşabilir miyiz?"

"Geç oldu. Okulun var. Uyu." Elimden kurtulup kapıyı açtı.

Ağlamamı engelleyemeyerek konuştum. "Özür dilerim."

Durdu. "Öyle söylememeliydim. Keşke Göksu annem de yaşasaydı ama- Ama sen de benim annemsin. Seni kimseye değiştirmek istemiyorum. Bir anlık öfkeyle yanlış konuştum. Söylememeliydim. Özür dilerim. Pişmanım."

Bir şey söylemeyince beni itmesi riskini göze alarak sarıldım ona. Boyum onunkinden çok daha kısa olduğu için yüzümü rahatlıkla göğsüne gömdüm. Göz yaşlarım tişörtünü ıslatıyordu.

"Söylememeliydim. B-ben... Kötü bir evladım. Sen mükemmel bir annesin ama ben berbat bir evladım."

"Gökçe..."

"Kalbini kırdım. Kalbini çok kırdım, eğer kırmasaydım bana Duru derdin her zamanki gibi. Sen bana hiç Gökçe demezsin ki zaten."

"Gökçe..."

"Lütfen affet beni. Lütfen, lütfen, lütfen..."

Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra iç çekti. Kendini geriye çektiğinde kollarım aşağıya düştü, başım eğik kaldı.

"Duru... Bana bak."

Heyecanla başımı kaldırıp anneme baktım. Yorgun görünüyordu.

Yanağımı tutup göz yaşlarımı sildi. "Seni affediyorum, tamam mı?"

"Ama-"

"Birinden hoşlandığın için sana kızmamalıydım. Üzgünüm."

Hızla kafamı iki yana salladım. "Hayır, sadece benim için endişelendin. Ben- Hata yapan benim. Özür dilemesi gereken benim."

"Ben geçmişte hata yaptım diye sende yapacak değilsin ya." diye mırıldandı yatağa oturup burun kemerini sıkarken.

"Ne hatası?"

Bileğimden tutup beni yatağa doğru çekiştirdi. Yanına oturduğumda konuştu. "Sana daha önce hiç anlatmamıştım ama..." Derin bir iç çekti. "Ben üniversitedeyken evlendim."

Ha?

Dikkatle annemin yüzünü inceledim. Şaka yapıp yapmadığını çözmeye çalıştım.

"Sen mi? Sen? Sen evlendin? Sen?"

"Evet ben. Lisedeki sevgilimle evlendim."

Birkaç saniye sessiz kaldım. Gözlerimi kırpıştırarak anneme baktım. Yok, cidden ciddi görünüyor.

"Neden ayrıldınız? Birbirinizi sevmiyor muydunuz?"

"Hayır, seviyorduk. Yani, sanırım. İkimizin de planlarının farklı olduğunu fark ettik. Tabii bunu çok geç fark ettik. Ya da çok erken evlendik. İkisinden biri işte."

"Planlarınız neydi peki?"

"Ben çocuk sahibi olmak istedim, o kariyer yapmak istedi. Anlaşamadık. O boşanmak istedi. Ben de tamam dedim."

Beklenmeyen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin