1. Bölüm

390 21 3
                                    

Uzun zamandır kitapları açamıyordum, açamadığım için de yazamıyordum. Sonunda açılıyor.

İyi Okumalar Dilerim :)
...

Ortamdaki tek ses kalemlerin kağıda sürtünürken çıkardığı sesti. Yine de kafamı bir türlü toplayamıyordum. Yaklaşık bir saattir geometri kitabının aynı sayfası önümde açıktı.

Birisi kolumu dürtünce sağıma döndüm. Nisan -kendisi Ada Teyze'min kızı olur- kulağıma eğilip fısıldadı. "Dalgınsın."

Hafifçe kafa salladım. Önümüzde oturan Yağız -o da Buse Teyze'm ve dayımın büyük oğlu olur- masanın üstünden eğilerek fısıldadı. "Kütüphaneye gelelim diye başımızın etini yedin, tek soru çözmedin. Madem çalışmayacaktın, bizi niye peşinden sürükledin?"

Dalgınca konuştum. "Ben nereden bileyim bugün burada olmadığını."

"Şşşt!" dedi arkalarda oturan kızın biri.

"Kimin burada olmadığını?" diye fısıldadı Nisan onu pek takmayarak.

'Sakın arkadaşımın abisinin buraya sık sık geldiğini öğrendiğim için peşinden buraya geldim deme. Ömür boyu dalga geçerler.'

"Kimse." dedim sıkıntılı bir tonda.

"Pişt..! Aşık mı oldun kız sen? Kim o? Tanışalım bi' kendisiyle, boyunun ölçüsünü alalım." dedi Yağız. Göz devirdim.

"Sen mi alacaksın?" diye sordu Nisan alayla.

"Ben değil, babam tabii ki. Kendimi riske atamam."

"Şşşt!" dedi aynı kız tekrardan.

Nisan dişlerinin arasından tısladı. "Ay bu da sanki ders çalışıyormuş gibi, yarım saattir mesajlaştığı sevgilisiyle bir sezonluk dizi senaryosu yazdı. İki kez ayrılıp beş kez barıştılar."

"O nasıl oluyor?"

"Onu nereden biliyorsun?"

Yağız'la peş peşe sorduğumuz sorularda Yağız'ı görmezden gelip benim soruma cevap verdi. "Bilgisayardan yazışıyorlar. Görünüyor buradan. Başta heyecanlıydı da sonra sarmadı beni. Senaryo değişikliğine gitmeliler."

Kafamı iki yana sallayarak tekrar testime boş boş bakmaya döndüm. Yağız aşağıdan ayağıma vurdu. "Sen soruma cevap vermedin."

"Cevap vermeye değer görmedim." diye fısıldadım.

Kitabın kapağını kapatıp ayağa kalktım. "Ben hava almaya gidiyorum." diye fısıldadım. Kafa sallayıp testlerine döndüler.

Kütüphaneden çıkıp karşıdaki banklardan birine oturdum. Boşu boşuna gelmiştim resmen.

'Tabii canım boşu boşuna, üniversite sınavına girince de beynine bir anda yansıyacak zaten o formüller, işlemler...'

İç sesimi görmezden gelerek boş boş ilerideki kumruları izlemeye başladım.

"Kumruların sadece bir eşi olurmuş biliyor musun?" Yanımdaki sesle irkilerek oraya döndüm.

"İdil'in arkadaşıydın değil mi? Gökçe?"

"Evet." dedim sesim içime kaçmış gibi. Boğazımı temizleyip daha temiz bir sesle tekrar konuştum. "Evet, benim. Selim'di değil mi?"

Hafifçe kafa salladı. "Oturabilir miyim?"

Bu sefer de ben kafa salladım. Yanıma oturdu. Birkaç uzun saniyelik sessizliğin ardından konuştum. "Bilmiyordum."

"Hı?"

Beklenmeyen AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin