Orta yaşlarda olan öğretmeni, İnci'yi sınıfa tanıtmak için annesinin ve babasının ismini sordu. Hep sınıftaymış gibi karşılayarak her zamanki gibi ders anlatmaya başladı. İnci'nin gelişi sınıfta biraz uğultu yaratsa da çocuklar onun varlığını hemen unutarak kendi dünyalarına döndüler. İnci'nin istediği de tam da buydu. Kimseyle konuşmayan İnci, kendisiyle de konuşulmasını istemeyerek başını kitabına gömdü.
Aslında bu yabancı okula gelmek zorunda olduğu için suçlayacak bu duruma sebep olanlara kızacak çok nedeni vardı ama eski okulunda da çok mutlu olduğu söylenemezdi. O, hep kendini yalnız hissetmesi için bir sebep bulurdu. Çünkü insanların onu anladığını düşünmüyordu. Çünkü iletişim kurmayı beceremeyen sadece yaşıtları değildi ona göre; yetişkinlerde iletişim kuramıyordu. Mesela annesi ve babası iki haftayı geçkin şekilde aynı evin içerisinde olmalarına rağmen konuşmuyorlardı. İnci'ye belli etmemeye çalışsalar da İnci artık anlıyordu. Eskiden ikisinin suratlarının asık olduğuna anlam veremiyordu ama şimdi ilk dakikadan anlıyor ve kendisi de suratını asıyordu. Evin içerisinde bir kişinin suratı asıksa diğerlerinin de asık demekti. Onun için hiçbir şey olmamış gibi tepkisiz kalamıyordu.
Bulunduğu ortamı tamamen unutan İnci teneffüsteki çocukların neşeli gülüşlerini, aralarında şakalaşmalarını görünce kendine geldi. O sırada anladı evde olmadığını ve anne babasının suratlarının bir yerde hala asık olduğunu.
Zil çaldı, içeriye öğretmen olmak için çok genç bir kadın girdi. Güler yüzlü olan bu kadın sınıfa sevgiyle bakıyordu. O sırada İnci ile göz göze geldi.
-Ooo! Yeni arkadaşımızda gelmiş. Ama neden öyle kimsenin olmadığı bir yerdesin? Şöyle birkaç sıra daha öne gelsene, dedi gülümseyerek. İnci içinden 'hıh, kesin rahatım kaçacak!' diye söylenmeye başladı. Nereden çıkmıştı şimdi bu öğretmen! Bir önceki öğretmen ne güzel karışmamıştı. Bir şeyler anlatıp gitmişti. Bu kadar sosyalleşmenin ne gereği vardı sanki!
Bazı insanlar böyledir. Kendisi mutluysa herkesin mutlu olmasını ister. Ama herkesin mutlu olması için şartlar değildir. Mutluluk sırayla mı gelir? Peki o zaman İnci'ye ne zaman sıra gelecek? Güler yüzlü öğretmen çantasını kitabın üzerine bırakır bırakmaz İnci'ye doğru yürümeye başladı. Bütün çocuklar yerlerine neşeyle geçiyor, öğretmenlerini gördükleri için sanki daha mutlu gözüküyorlardı. İnci iyice tedirgin oldu. Bu kadar gülümsenecek ne olduğunu göremeden somurttu da somurttu. En sonunda geldi öğretmen. İnci'nin tam önündeydi.
-Merhaba, dedi. İnci, öğretmenin dişlerine hayranlıkla baktı. Bembeyaz dişleri aynı zamanda hepsi tek sıraydı.
-Merhaba, dedi İnci tüm isteksizliğiyle.
-Ben Bahar. Sınıfın hem Türkçe hem de sınıf öğretmeniyim. Sende kendini tanıtır mısın?" dedi. Tüm sınıftaki gözler İnci'ye çevrilmişti. İnci gergin şekilde ayağa kalktı ve:
-Merhaba, ben İnci, diye tekrar etti, kendinin bile zor duyduğu bir sesle. Bahar Öğretmen onun çekingen tavırlarından uyum sağlamasını biraz güç olacağını anlamış olacak ki gerginliğini azaltmak daha da çabalayarak:
-İnci çok güzel bir isim." Sonra sınıfa dönerek:
-Arkadaşlar, İnci'yle tanıştı mı hepiniz?" diye sordu. Herkes bir ağızdan:
-Eveeet!" dedi. "Aferin size, dedi öğretmen. Sonra çevresinde kimsenin oturmadığı boş sıralara göz gezdirdi:
-İnci istediğin zaman boş sıralara gelebilirsin. Seni zorlamayacağım. Malum ilk gün gerginliği. Arkadaşlarınla daha samimi ilişki kurduğunda zaten kendin öne doğru geleceğini inanıyorum. Ama senden ricam sesim buralara kadar gelmezse bana duymadığını söyle. Tamam mı?"
İnci olumlu cevap olarak sadece kafasını salladı. Bu kadar coşkuyla konuşan başka bir öğretmeni daha vardı. Ama eski okulundaydı. Bazen sadece ona derdini anlatırdı İnci. Şimdi kime anlatacağını düşünmeden edemiyordu. İnci, sırasına oturdu. Bahar Öğretmen cümlenin öğelerini anlatmaya başladı. İnci, istediği yerde oturmanın verdiği mutlulukla ve onu anladığını düşündüğü bir kişiyle karşılaşma olasılığının olduğunu düşünerek dersi dinledi.
YOU ARE READING
Arkadaşımın Rüyası
Teen Fictionİnci içine kapanık karakteriyle yeni geldiği okulda hiç arkadaş edinememişti. Zaten hayatı boyunca da hiç arkadaşı olmamıştı. Ama İnci'nin geldiği okuldaki şansı okulda hiç mutsuz öğrenci olmamasıydı. Göksu, İnci'nin tek yakın arkadaşı olmayı başara...