あ Yirmi Dört

20 0 0
                                    

Siya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Siya

Korkuyu iliklerime kadar hissediyordum. Yine. Bütün hayatım boyunca hissettiğim gibi. "N-Nyx?" dedim şaşkınca, derin bir nefes aldı ve yavaşça içeri girdi. "Siya... Başımız belada." dediğinde dizlerimin bağı çözüldü sanki. Bitmemişti işte. Hiçbir şey bitmemişti. "Ne oldu?" diye sordum. Kolumdan tutup beni salona yönlendirdi. Koltuğa oturduk ve endişeli gözlerim onun da endişeli bakan gözlerini buldu. "Diyar Savaşı bitmiş olabilir ama Thena yenilmedi." dedi başını elleri arasına alarak. Kaşlarım çatıldı. "Nasıl yani?"

Derin bir nefes aldı ve doğru kelimeleri seçti. "Thena kara büyücü olduğundan bana zihin yoluyla ulaşabiliyor. İntikam istiyor. Herkesten. Önce dünyaya saldıracak, sonra ablasını sürgün edecek. Yeni bir savaş başlıyor. Bu kez herkes tehdit altında." Elimle ağzımı kapattım ve duyduklarımı sindirmeye çalıştım. Bitmemişti hiçbir şey. Her şey yeniden başlıyordu. Aklıma yıllar önce Yuta'nın dövüşürken bana söyledikleri geldi. "Tarih tekerrür eder Siya." Başımı ellerimin arasına aldım. Bu kez tehlikede olan sadece biz değildik, tüm dünyaydı. İlk olarak da burası.

"Ne yapacağız?" diye sordum kısık sesimle ve hayal kırıklığı ile. Nyx elini omzuma koydu. "Thena teslim olursanız dünyaya dokunmayacağını söyledi." Dolu gözlerimle ona baktım. O da neredeyse ağlayacak gibiydi benim gibi. "Nasıl... Nasıl yani?"

"Sizin kanınızı bir sihirle birleştirdiğinde Karşı Ada'daki sürgün hayatı sona erecek. O yüzden sizi istiyor." Ya biz ölecektik ve başka kimse zarar görmeyecekti, ya da bütün dünya zarar görecekti ve bizde içinde olacaktık. Sabah ne güzel başlamıştık. Ne ara böyle çıkmaza girmiştik?

Kapı çaldı. İrkilerek kapıya baktım. "Ash geldi." dedim ve hipnoz olmuş gibi ayağa kalkıp kapıyı açtım. Ash'in gülümsemesi halimi görünce yüzünden silindi ve yerini merak aldı. "Canım?" dedi ve içeri girdi. "Ne oldu? Yüzün bembeyaz olmuş."

"Ash..." dedim ve derin bir nefes aldım. "Bir kez daha boku yedik."

Olanları duyanlar da inanamıyorlardı. Evimizde oturmuş, sessizce ne halt yiyeceğimizi düşünüyorduk. Göğsümün ortasına kara bulutlar çökmüş gibiydi. "Ölemeyiz." dedi Axel bakışlarını gökyüzünden çekmeden. "Aptal bir cadı için ölemeyiz."

"Eğer sürgünse buraya nasıl saldıracak?" diye sordu Elle, bakışları Nyx'i buldu. "Yeni bir ordu kuruyor. Onunla savaşmak isteyen bir sürü Karşı Ada'lı var. Ölüler Dünyası'ndan da onunla savaşmak isteyenler var. İskelet ordusu bile var... Kısa süreliğine oradan ayrılacak bir büyü bulmuş olmalı. O bunu ebediyen üzerinden atmak ve özgür olmak istiyor."

"Hades ve Lilith bir şey yapamazlar mı? Sonuçta biri Tanrıça biri Tanrı?" dedi Ash, onunda yüzü bembeyaz olmuştu. Bir yandan da elimi tutuyordu sıkıca. Bırakırsa her şey mahvolacakmış gibi. "Onlar bizim tarafımızda." dedi Nyx burukça gülümseyerek. "Ama yeterli değiliz. Thena Ölüler Dünyası'nda güçlenmenin bir yolunu buldu. Dönecek ve yıkımı getirecek."

DurdurulamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin