B K K -1

2.7K 271 67
                                    




Mart-1997

Hakkari-Yüksekova

Sazlar var: Durmadan gurbeti çalar;Hayal var: Gözümü, gönlümü çeler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Sazlar var: Durmadan gurbeti çalar;
Hayal var: Gözümü, gönlümü çeler.
İçimde bir bülbül şakıyıp çiler:
Özledim, yıllarca daha özlerim...

Hüseyin Nihal Atsız

🌼

"Ay akşamdan ışıktır, yaylalar yaylalar!"

"Yaylalar yaylalar!"

"Yüküm şimşir kaşıktır!"

"Dilo dilo yaylalar!"

"Yüküm şimşir kaşıktır!

"Dilo dilo yaylalar!"

"Yüzbaşı Utkan! Yüzbaşım!" Kan ter içinde kalan asker başındaki kepini düşürmemek için elini tepesine koyup koşarken son anda durabilmişti çalışan askerlerin önünde. Durduğunda elini alnına dayayıp hazır ola geçmişti Yüzbaşı Ali Haktan Utkan'ın karşısında.

"Ne oldu Cemil?" dedi temposunu hiç bozmayan Yüzbaşı Ali Haktan. Omzunun üzerinden arkasında çalışan askerleri kontrol ediyordu bir yandan. Bir hareketi kaçıran bile olursa canlarına okuyacaktı.

"Yüzbaşım! Selcan yenge! Selcan yengemiz!"

"Ne olmuş lan Selcan yengene!"

"Yüzbaşım!" İçine müthiş bir endişe dolmuştu Yüzbaşı Ali Haktan'ın. Çünkü karısı otuz sekiz haftalık hamileydi. Doktor bebeğin aceleci olduğunu söylemiş, eli kulağında diye eklemişti. Her gün her dakika bu yüzden müthiş endişe içindeydi Yüzbaşı Ali Haktan. Aklı sürekli evdeki karısındaydı.

"Lan gevelemesene asker! Söyle ne söyleyeceksen!" Yakasını kavramıştı karşısındaki askerin.

"Yüzbaşım! Ali komutanım! Vallahi geliyormuş bebek! Aha demin gelmiş telefon!"

Ali Haktan Yüzbaşının oracıkta dizlerinin bağı çözülürken nereye adımlayacağını bilememiş, önce ters yöne koşmuş sonra afallayıp karargahın içine atmıştı kendini. Naralar atası geliyordu adamın. Bağırıp içindeki sevinci tüm karargaha duyurmak istiyordu.

O sırada Selcan hastaneye daha yeni getiriliyordu. Sabah cam silmeye giriştiğinde birden karnına bir sancı saplanıvermişti de yoldan geçen tüp arabasıyla zar zor yetiştirilmişti hastaneye.

"Daha günü var!" diyordu kayınvalidesi Hatice hanımın elini sıkarken. Bir tarafında kayınvalidesi diğer tarafında aynı lojmanda kaldıkları Sevim hanım vardı.

BARUT KOKULU KARDELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin