[2]

966 98 23
                                    

Yorum yapar mısınız?

Dağhan

Sabah burnuma gelen nefis yemek kokusu ile uyanmış hızla elimi yüzümü yıkayıp mutfakta yemek yapan annemin yanına gitmiştim.

Annem dua okuyarak yaptığı yemeğe baktım. Kokusu çok güzeldi.

" Ay tövbe bismillah! Oğlum ne dikiliyorsun ecünlü gibi orda "

" Özür dilerim ana yemek güzel kokunca " dedim mahcup bir sesle.

" Deli oğlan...otur masaya "

" Sen otur ana ben yaparım "

Annem bana gülümseyerek baktı.

" Ah zaman ne çabuk değişti. Abim anama yardım etmek istese babam erkek adamın ev işiyle ne işi olur derdi "

Annem sandalyeye otururken kendi kendine söyleniyordu.

" Eski kafalılar "

Annem popoma vurunca şaşkın bir şekilde ona bakmıştım.

" Büyüklerinle ilgili öyle konuşma. Onlar öyle görmüş öyle gidiyor. Sen doğru olanı yapıp gelecek nesile doğruyu öğreteceksin "

" Tamam ana "

" Yemekten sonra alışverişe çıkalım sana kıyafet almaya gidicez "

" Var ana benim kıyafetlerim "

" Olsun "

İkimizde sessizce yemek yemeye başlamıştık...

Yemekten sonra çarşıya inip çeşit çeşit kıyafet almış yorulunca kafe de oturup bir şeyler yemiştik. Annemle güzel bir gün geçirmiştim.

Eve dönünce aldıklarımı bavula koyup akşam yemeği için anneme yardım etmiştim...

***

Gitme günüm gelince annem daha fazla üstüme düşüp benimle ilgilenmiş hatta gece benimle yatmıştı. Şimdi ise gelecek olan otobüsü bekliyorduk.

" Paran biterse babandan iste. Ne olursa olsun o baban, sana destek olmak zorunda "

Kafamı salladım.

Otobüs gelince anneme sarıldım. Annem titreyen sesiyle bana dikkatli olmamı, birşeye ihtiyacı olduğunda onu aramımı söylemişti. Bende onu onaylayıp kokusunu içime çekerek sarılmıştım.

Annemin elini öpüp otobüse binmiş hemen yerimi bulup bana bakan anneme el sallamıştım. Annem de gülümseyerek bana el sallamıştı. Otobüs hareket edince annem beni gösterip elini kalbinin üstüne koyunca bende öyle yapmıştım. Annem gülümsemişti.

Otobüs garajdan çıkınca derin bir nefes almıştım. Umarım ben yokken annem iyi olurdu.

***

Sonunda geldiğimiz Gaziantep'e bakarken içimde bir heyecan oluşmuştu.

İlk önce bir otele gidip yerleşmiş ardından atandığım okulu bulup gerekli işlemleri yapmıştım. Ayrıca okulun öğretmenlere özel pansiyonu olduğunu öğrenince otelden çıkıp öğretmen pansiyonuna yerleşmiştim.

Pansiyon apartman gibiydi. Her dairede farklı birileri kalıyordu. Öğrendiğime göre benimle beraber 5 öğretmen kalıyormuş. Diğer öğretmenler buralı oldukları için kendini evinde kalıyormuş.

Dairem de kısa bir tür attıp eşyalarımı yerleştirmiş ardından market alışverişine çıkmıştım.

Burasının havası garip gelmişti bana ama alışacağıma emindim. İnsanlarda biraz garip bakıyordu ama olsun. Galiba biraz giyinişim ve tipimden öyle bakıyorlardı.

Siyah saçlarım, ela gözlerim, 1, 82 boyum nedeniyle bakıyorlardı. Annem hep dikkat çekici olduğumu söylerdi.

Gözümden düşen gözlüğümü düzeltip markete girince hemen market arabası almıştım. İlk önce süt ve yumurta alsam iyi olacak. Süt ve yumurtanın yerini ararken peynir bölümünde etrafa korkuyla bakan ve galiba beş yaşında olan bir kız çocuğu vardı.

Yanına gidip gitmemek arasında kalmıştım. Kızın gözlerinin dolduğunu görünce onu korkutmadan yanına yaklaşmaya çalıştım.

" Merhaba ufaklık "

Kız bana çekinerek bakmıştı.

" Baban nerede? "

" Baba "

Kız dolu gözlerle bana bakmaya başlamıştı.

" Gel babayı bulalım ama önce alışveriş yapalım senle. Hem sana isteğin bir şey olursa alırım "

Minik bana kafasını yana eğip bakarken anlamadığını anladım.

" Gel babayı bulalım ama önce alışveriş yapalım senle. Hem sana isteğin birşey olursa alırım "

Kürtçe söylediğim şeyi anlamış olmalı ki kafasını sallamıştı. Aslında babam Kürttü annem ise Türk. Annemle kaldığım için Türkçem daha iyiydi ama babam zorla kendi dilini de öğrenmişti bana.

Minik kızı alışveriş arabasının içine oturtup ihtiyaçlarımı aldım. Minik içinse muzlu süt ve küçük bir çikolata almıştım. Gelişme çağında olduğu için fazla abur cubur almak istemedim. Hem belki ailesi izin vermiyor olabilir böyle şeyler yemesine.

Kasaya gidince miniği kucağıma alıp market arabasını boşaltmış sıramın gelmesini beklemiştim. Sıra bize gelince kasiyer bana kısa bir bakış attıp işine dönmüştü.

Kasiyer tutan miktarı söyleyince miniği kucağımdan indirip kartla ödeme yapmış ardından malzemeleri poşete koyup minikle marketten çıkmıştım.

" Evinin yolunu biliyor musun? "

Kız kafasını iki yana salladı.

" İsmin ne? "

" Diyan "

" Dilan. İsmin de senin gibi güzelmiş "

Dilan utanıp ellerine bakmaya başlamıştı.

" Evini tarif eder misin? Neye benziyordu? Ya da babanın çalıştığı yer varsa oranın nerde olduğunu biliyor musun? "

" Şiyket baba şiykette çalışıyoy "

" İsmini biliyor musun? "

" Şeyy gayiba Koyhandı "

" Korhan "

Minik kız neşeyle kafasını sallamıştı. Bir taksi çevirip şirketin ismini söylemiş ve minik kız ile şirkete doğru yol almıştık...

20/05/2023

Moralim 💩 gibi 🥺

Şurimşine [BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin