"Evet doğru! Evet Serkan'ın dediği herşey doğru! Piyon. Sen bir piyonsun! Piyon olarak geldin buraya, yanıma. Önce holdinge sonra eve geldiğinde bile bir piyondun! Ama artık değilsin amına koyayım anla! Önemli olmasan senin bu kadar üstüne düşermiyim. Senin kolunu morartan insanı öldürmek istermiyim! Beni Arda Işık'a götürecek yolda küçük ama büyük güce sahip olan piyondun. Başta piyondun ama şimdi şah'sın!"
Uğur'un bağıra çağıra bunu söylemesinin ardından iki saat geçmişti ve biz hiç konuşmamıştık. Ben duyduklarım karşısında şok olurken Serkan sadece 'biliyordum' demişti. Ben nasıl bilememiştim. Ben nasıl anlamamıştım.
"Biliyordum." dedi Serkan. Başını sağa ve sola salladı bunu reddercesine.
Uğur derin bir nefes verdi. Şuan Serkanla uğraşmak istemediğini açık açık belli ediyordu.
"Şuan bana bir iyilik yap! Al ve Nur'u eve götür! Ben gelene kadar da yanından ayrılma!" Uğur son olarak bunları söyleyip tekrar aşağıya adamların yanına inmişti. Adamın hangisi olduğunu bulabilecekmiydi bilmiyordum. Bundan sonrası nasıl olacaktı bilmiyordum. Tek bildiğim Serkanla eve gitmem gerektiğiydi.
Büyük evin kapısından çıkarken doğru yapıp yapmadığımızı düşünüyordum. Uğur'u adamlarla yalnız bırakmak hele ki bu halde sinirliyken yalnız bırakmak ne kadar doğruydu? Serkan tereddüt ettiğimi fark edince gülümsedi.
"Endişelenme bir sorun olmayacak! Adamın kim olduğunu Uğur zaten şuan buldu." dediğinde gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Uğur şuan adamın kim olduğunu bulduysa eve gidemezdik. Kötü birşey yapacak olursa onu engellememiz gerekmezmiydi?
"Sen ciddimisin?! Adamı buldu diyorsun ama eve gidiyoruz! Sen ciddimisin?!" sesim biraz yüksek çıkmıştı. Serkan tepkisiz bir şekilde bana bakarak "Hadi Nur, gidelim." dedi. Gerçekten ciddiydi. Ne halleri varsa görsünlerdi. Artık yorulmuştum. Zaten beni dinlemiyorlardı. Ne yapıyorlarsa yapsınlardı. Arabaya binip sert bir şekilde kapımı kapattım ve Serkan'ın gelmesini bekledim. Serkan arabaya gelip bindiğinde arabayı çalıştırmıştı.
♟
Uğur'un beylikdüzündeki evinden beykozdaki yaşadığımız eve gelmiştik. Bu eve ilk geldiğim günü hatırladığımda yüzümde acı bir tebessüm oluşmuştu. Çaresizce bana verilen odada ağlıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Kardeşlerim için korkuyordum. Ama şuan ne kardeşlerim vardı ne de korkum. Bu evin planı da diğer evdeki plan ile aynıydı. Tek farkları bu ev daha büyük bir bahçeye sahipti. Bahçede havuzun kenarında iki şezlong vardı. Mutfaktan ve salondan bahçeye açılan iki adet cam kapı vardı. Bahçenin bir köşesine konumlandırılmış koltuk takımı siyah ve lacivert renklerinden oluşuyordu. Bir diğer köşe de ise yemek masası bulunuyordu. Şuan evin bahçesindeki olan şeyleri düşünmek ne kadar mantıklıydı bilmiyordum ama kafamı meşgul edecek bir şeyler bulmam gerekiyordu. Bahçedeki koltuk takımının olduğu yere ilerlediğimde Serkan da arkamdan geliyordu. Tekli koltuğa oturduğumda Serkan da karşıma oturmuştu. Biraz sonra yanımıza gelen Seval hanımdan birer kahve rica etmiştik.
"Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun?" dedim Serkan'a gözlerinin içine bakarak. Fazla rahattı ve bu beni endişelendiriyordu. Uğurdan her hangi bir haber gelmemişti. Adamı bulduğunu biliyorduk. Ama nerden biliyorduk? Serkan adamı bulduğuna nasıl bu kadar emindi bilmiyordum. Serkan geriye yaslandı ve kaşlarını çattı.
"Rahat olmamam için bir sebepmi var?" diye sordu. Tabikide rahat olmaması için binlerce sebep vardı. Arda'nın sesi soluğu çıkmaz olmuştu. Umarım geberip gitmiştir. Uğur adama ne yapacaktı kim bilir. Bir sürü sebep vardı ve Serkan karşıma geçmiş 'Sebepmi var?' diyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/328815926-288-k962648.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piyon
General FictionBoynunda belirginleşen şah damarı her şeyi ortaya koyuyordu. Pişmandı. Yaşattığı şeyler için. İnanmadığı onca şey için.. Yanına gidip kollarımı boynuna doladığımda gülümsemişti. Bitmemiş bir hikayemiz vardı. Onca kötü yaşanmışlığa rağmen tamamlanmas...