IV-Sırlar Yayılıyor

5 1 20
                                    

Aşağı yukarı beş saat kadar uyumuş ve salonda televizyonda film kurcalamaya devam etmiştim. İki filmi de yarısında bırakarak kalkıp mutfağa geçtim. Hızlı ve enerji depolayacak bir kahvaltı hazırlayıp tabletimi de alarak bahçeye çıktım.

Kahvaltımı ederken haberlerde göz gezdirdim. Gündelik şeyler dışında yeni bir gündem yoktu. Borsa, borsa, şu ünlü, bu ünlü, onun düğünü, bunun kavgası...

Günlük işlerim vardı ve boş durmaktan sıkılmıştım. Kahvaltımı bitirir bitirmez mutfağa dönüp bulaşıkları makineye dizdim. Üst kata çıkıp lavabo ihtiyaçlarından sonra odaya döndüm. Beyaz gömleğimle krem pantolonum güne yeterdi. Üzerimi değiştirip sarı saçlarıma şekil verdikten sonra saatimi takarak telefonumu aldım ve aşağı indim.

"Nereye?" Derin'e döndüm. Koltukta yüz üstü yatıyor ve gözleri kapalıydı, yeni yeni uyanıyordu.

"Şirkete."

"Rahatlık batıyor dime?" gülerek bana doğru döndü gözlerini açarak. "Yedide evde ol, parti tarzı bir toplantı varmış."

Görmezden geldiğim mailleri tekrar zihnimde yokladım ama sanırım fazla görmezden gelmiştim.

"Evimi dağıtma." diyerek kapıya yöneldim. Beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirirken seslenen sesini duydum.

"Her an her şey olabilir!"

Mat siyah Porsche'uma namı diğer Siyah İnci'ye bindim. Arabayı garajdan çıkarıp güvenliğe elimle selam vererek yola çıktım. Sabah trafiği yoğundu ve bu yolu çekmek bi hayli zor duruyordu. Uzun olsa da biraz dolanmayı tercih ettim.

Arabanın içinde olmayı seviyordum, verdiği his farklıydı bana göre. Biraz da özgürlüktü aslında. Kapalı bi özgürlük.

Şirketin kapalı otoparkına girip arabayı park ettim. İnip asansöre bindim. Giriş katına bastım. Bu bina içimi daraltıyordu. İçim daralınca üstten bir düğmemi daha çözdüm. Yakalarımı düzeltip asansörden indim.

"Günaydın Berk Bey," dedi danışmadaki kadın. İsmini hafızama almadığımı fark edince başımla karşılık verip koridordan içeri girdim. Bir ara planlar dışında içinde bulunduğum dünyayı daha sık yoklamalıydım anlaşılan.

Ama bir ara...

Koridorun açıldığı geniş alanda yeni yeni dolmaya başlayan masaları izledim. Tahminen birileri geç kalmış, birileri kafeterya veya terası tercih etmişti.

İki taraftan yukarı tırmanan cam merdivenleri çıktım. Babamın odasının önünden geçerken henüz asistanının da gelmemiş olması onun da uğramadığına işaretti. Kendi odama gelirken "Günaydın," diyen sese döndüm.

"Günaydın Asya."

Kumral kısa saçlarının uçlarını dalgalandırmıştı. Keskin çene hattı kalkık bir burnu ve dolgun dudakları vardı. Bugünkü kıyafetini dar bir etek ve belinden bağlamalı blazer ceketle tamamlamıştı.

Gözlerimin üzerinde gezdiğini fark edince gülümsedi. Onun odasına ilerledim. Kapıyı açıp içeri geçmesine müsade ettikten sonra kapıya yaslandım. "Bugün benim bilmediğim bir şey var mı?"

Bilgisayarını açarken defterini çıkarmış ve göz gezdirmişti. "Günlük aktivitelerinizi yaptıysanız farklı bir şey yok."

Kafamda yapıp yapmadığıma dair kendimi ölçtüm. Tam yaptım sayılmazdı o yüzden başımla onayladım.

"Bir de," dedi ben kapıdan çıkarken. "Ali Bey akşam meşgul olduğunuza dair not düşürdü. Bir ihtiyacınız var mı?"

"Hayır. İyi çalışmalar." Kapısını kapatıp merdivenden sonraki üçüncü odaya, kendi odama geçtim. Bir süre babamın odasını izledim hala gelmediğine emin olduğumda odamdan geri çıktım. Cam korkuluklara ellerimi yaslayıp bir süre aşağıyı izledim. Yerlerine geçmek için koşuşturan insanları...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Özgürlüğümü Alıp Geleceğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin