Merhabalar efenim. Hoş geldiniizzzz. Bol bol oy ve yorum bekliyorum. İyi okumalarrr ♡♡"İyi de sen hiçbir zaman bana abim var demedin ki. Bana bak yalan söylüyorsan üzerine uçarım Juwon."
"Hayır Bay Jeon söylemiyorum. Normalde kendi ailemden bahsetmeyi pek sevmediğim için bilmemeniz normal. Eğer bana hala inanmıyorsanız onu çağırabilirim? Hatta direkt çağırayım. Taehyung Hyung!"
Adı Taehyung demek ki. Güzel bir ismi vardı kabul. Aynı yüzü gibi güzeldi. Ben heyecandan elimi nereye koyacağımı bilemediğim için salak saçma hareketler yapıyordum. Sanki liseli kızlar gibi tavırlarım vardı. Ne bu hareketler Jungkook. Kendine gel. Kaç yaşında insansın. Saçmalama lütfen normal bir şekilde konuşacaksınız. Ama bana ya niye sorduğumu sorarsa? Amaann banane. Açıklarım bir şekilde. Şu an bu sorunlarla aklımı meşgul edemezdim.
"Efendim Juwon?"
Tanrım. Ses tonu bile etkileyiciydi. Beni kendimden geçirecek kadar etkileyiciydi. O derin sesine şiirler yazılırdı. Şu an surat ifademin nasıl bir halde olduğunu bilmiyordum ama önemli değildi. Karşımda ona bakmak varken aynada kendimi düzelmek ile vakit kaybedemezdim.
"Bay Jeon senin benim kardeşim olduğuna inanmadı da onun için seslendim sana."
Juwon'un benim hakkımda söylediklerini duyunca kafasını soluna çevirip gözlerimin içine bakmıştı. Gözlerini gözlerime diktiğinde sırtımı dikleştirdim. Uyluklarım ve karnım kasılmıştı. Bir bakışı ile böyleysem temasa geçtiğimde neler olurdu kim bilir. Beni kendine çeken kahverengi irislerinden gözlerimi alamıyordum. Ağzım sanki dikilmiş gibiydi. Sesim kaybolmuştu. Karşısında resmen mest olmuştum. Ağzımı açıp tek kelime etmiyordum. Bu büyülü anı- en azından bana göre- bozmak istemedim. Zaten konuşsam ne söyleyecektim. Sesim düzgün çıkar mıydı? Ondan bile emin değildim. Göz kontağımızı asla bozmamıştık. Ta ki Juwon'un öksürükleri araya girene kadar. Adını yeni öğrendiğim Taehyung bakışlarını benden çekip Juwon'a dönmüştü. Bu sırada ne ben ne de Taehyung konuşuyordu. Bu sessizliği bozan tezgahın arkasındaki Juwon olmuştu.
"Bay Jeon. O da sen gibi buraya sürekli gelir. Anlamıyorum nasıl bu zamana kadar karşılaşmadınız."
Taehyung bu duydukları ile bir kez daha bana dönmüştü. Fakat ben hala gözlerimi yüzünden alamıyordum. Bana döndüğünde beni yakalamanın verdiği utançla vücudumda dolaşan kan akışı hızlanmıştı. Ve eminim ki bütün kan yanaklarıma toplanmış kıpkırmızı olmuştum.
"Merhaba Bay Jeon. Sizinle yüz yüze tanıştığıma çok memnunun. Ben Kim Taehyung. Gazeteciyim."
Sesimi bir süre daha içimde bekletmiş. Titremeyeceğinden emin olana kadar konuşmadım. Öksürüp boğazımı temizledikten sonra konuşmuştum.
"Merhaba Bay kim. Kendimi tanıtmama gerek yok sanırım ama ben yine de tanıtayım. Ben Jeon Jungkook şarkıcıyım. Ayrıca bana lütfen Bay demeyin. İsmimle hitap edebilirsin. Jungkook diyin bana." Bay olmaz canım. O ne resmiyet ben burada samimileşmeye çalışıyorum gelmiş bana bay diyor. Umarım aynı şeyi sende bana söylersin Taehyung.
"Şey peki si- sen nasıl istersen Jungkook. Lütfen sende bana ismim ile seslen. Hiç hoşlanmıyorum böyle seslenilmesinden zaten. Gereksiz bir utanç veriyor bana."
"Ne tesadüf ban da. Fazla resmi. Gerekli kişiler ile resmiyete gerek var. Ve siz resmiyet istemediğim birisiniz." Bu söylediğimi bende beklemiyordum kabul. Herkes şok olmuştu. Taehyung nezaketen beni bırakamayacağı için bu ortamda kalmak zorunda kalmıştı. Ama Juwon buna dahil değildi. Kendi çok kolay bu ortam sıyrılabilirdi ve öyle de oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Love-Taekook
FanfictionHayatı çok yoğun geçen idol Jungkook bir gün havaalanından çıkarken onun hakkında haber yapmak isteyen gazeteci Taehyung ile göz göze gelmişti. ☆|Semetae ☆|Ukekook Başlangıç tarihi: 13.05.2023 #ukekook 62 (06.11.2023)