2

298 25 160
                                    

Merhabalar efeniim. Yeni bölümle geldim. Bölümler biraz aksamış olabilir.  Bol bol oy ve yorum bekliyorummm.
İyi okumalaaarrr :)))

Kore'ye gelmemin ve havaalanında o gazeteciyi görmemin ardından birkaç saat geçti. Hala aklımda o vardı. Adını bilmediğim kişi. Güzel yüzlü esmer teni beden. Kısacık görmemle bile aklıma kazınmıştı yüzü. Ve inanılmaz derecede etkileyiciydi. Esmer teni kendini o kalabalıkta belli ediyordu.

Hoseok geldiğimizden beri başımda dikilip bir şeyler anlatıyordu. Önüme yemem için bir sürü yemek koymuştu. Aklım dolu olduğu için önümdeki tabaklara dokunmamıştım. Bu adamda ne vardı da beni bu kadar etkilemişti. Normalde böyle bir insan değildim. Daha önceden sevgililerim olmuştu. Fakat hiçbirine karşı ilk görüşte böyle hissetmemiştim. Koltukta oturmuş gözümü karşıya dikmiş put gibi duruyordum. Televizyonu duyuyordum fakat dedikleri hiçbir şeyi anlamıyordum.

Daha fazla orada hiçbir şey yapmadan oturmaya dayanamadığım için oturduğum koltuktan fırladım. Hoseok'ta bu yaptığıma anlam veremediği için bana anlamsız gözlerle bakıyordu. Bir hışımla salondan çıktığım gibi giyinme odama gitmiştim. Üzerimde ki eşofman takımını çıkarıp bir köşeye fırlattım. Acilen kafa dağıtmam gerekiyordu. Yoksa burada otura otura kendimi yiyecektim. Giyinme dolabının kapağını açıp bir süre bakakaldım. Giyeceğim şey çoktu fakat kafamda tam olarak belirmiyordu. Sonunda karar vermiştim. Desenli bol siyah bir pantolon, üzerine siyah kısa kol tişört onun üzerine de siyah kısa kol bir gömlek giyecektim. Pantolonumu da siyah bir kemer ile süsleyecektim. Boynuma hiç çıkartmadığım zincir kolyemi takmıştım. Bileğime de aynı şekilde bir bileklik takmıştım. Banyoya gidip saçlarımın bir kısmını tepede toplamıştım. Kâküllerimi dışarıda bırakmıştım. Son kez saçlarıma aynada bakıp memnun bir ifade ile kendimi onaylamıştım. Gayet güzel olmuştum. Hoseok ise bu süreç içerisinde beni hala salonda bekliyordu.

Salona girdiğimde sol kolumu pervaza yaslamış bir şekilde girişte ona bakıyordum. Telefona dalmış beni fark etmemişti. Sesimi çıkartmadan hala orada dikildiğime beni hissetmiş gibi kafasını kaldırmıştı. Hafif korktuğu için koltuktan sıçramıştı. Onun bu tepkisine yerlere yatarcasına güldüğümde koltuktan bana bir yastık fırlatmıştı. Yastığı havada kapı geri ona fırlattım. Ben onun gibi olmadığım için yastık onun tam kafasına isabet etmişti. Sızlana sızlana kafasını tutuyordu. Daha fazla onun bu abartmasına dayanamadığım için konuşmuştum.

"Daha fazla sızlanmayı kes. Çıkıyoruz hadi!"

"Ya nereye gidiyorsun?"

"Gitmiyorum, gidiyoruz. Daha fazla burada boş boş oturup kafayı yemek istemiyorum."

"Sen neden böylesin? Kore'ye döndüğümüzden beri bir şeyler var sende. Benim bilmediğim bir şey mi oldu?"

"Hayır. Ne olacak. Yorgundum sadece ama şimdi dinlendim ve dışarı çıkmak istiyorum. Sen gelmesen bile ben gidiyorum görüşürüz."

Onu daha fazla dinlemeyip kapıya doğru yönelmiştim ayakkabılarımı giyip kapıyı açıp dışarı çıkmıştım. Arkamdan Hoseok söylene söylene geliyordu. Bana itiraz etse bile benimle her yere gelirdi. Umarım bir gün burnumuz boka batmazdı.

Garajdaki arabama binecektim. Oraya şoför ile gitmek istemiyordum. Gerçi araba yerine taksiye binsem daha iyi olabilirdi fakat canım arabamı burada bırakamazdım. Benim bebeğimdi arabam. Gözüm gibi dikkat ederdim.

Arabanın kilidini açıp kendimi ön koltuğa bıraktım. Benim ardımdan da Hoseok binmişti. İkimizin de emniyet kemerinin bağlı olduğunu görünce arabayı çalıştırmıştım. Evime uzak olmayan fakat çokta yakın olmayan bir bara gidecektim. Oraya sık sık giderdim. Benim vazgeçilmezlerim arasındaydı. Gayet güvenilirdi. Oraya ne zaman gitsem asla birilerine yakalanmazdım. Tüm ünlüler orada olurdu.

Secret Love-TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin