Kayıp Abinin Gizemi/MİNSUNG

~2~

(Dış görünüşlerini böyle düşünebilirsiniz)

~Jisung

Sabah saatlerinde çalan alarmla yerimden sıçrayarak uyandım.Koltukta uyuyakalmışım ahh her yerim tutulmuş.Off neyse bir an önce kalkmam lazım bugün büroda işlerim var ve iş çıkışı ablamı ziyarete gideceğim.Neyse tutulmuş belimi tutarak ayağa kalktım.Lavaboya doğru ilerlemeye başladım.Lavaboya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra salona geri döndüm.Eşyalarım öylece yerde yatıyordu ve dün sabahtan kalan bulaşıklarlar vardı.Neyse bulaşıkları makineye atarım.Tabak ve bardağı elime alıp makineye koydum.Daha sonra çalıştırdım.Bulaşıklar yıkanırken yerdeki eşyalarımı toplamaya başladım.Eşyalarımı da topladıktan sonra sırada kıyafetimi değiştirme vardı.Dün gece geldiğim gibi uyuduğum için günlük kıyafetimle uyumuştum.

Üst kata çıktım ve odama girdim.Dolabımın kapağını açıp kıyafetlere bakmaya başladım "Hmm hangisini giysem acaba.Hah buldum" Siyah bir  sweet
ve bol paça,dizleri yırtık bir siyah kot pantolon alıp giydim.Aynada son kez kendime baktığımda bir şey fark ettim."N-Ne?" K-kolumda m-morluklar vardı.Ahh bir dakika...Y-yine o seru katilin beni dövdüğünü görmüştüm rüyamda nasıl ya?Yoksa...Hayır hayır sakin ol sakin ol.Bence ben bir yere vurdum kolumu ondan.Aynen aynen ondan.Offf kafayı yiyeceğim.Neyse tamam takma kafana takma sakince aşağı in ve evden ayrıl.

Kendimi sakinleştirmeye çalışarak aşağı indim.Üzerime ceketimi aldıktan sonra kapıyı açıp dışarı çıktım.Her zamanki gibi klasik siyah sporlarımı giyip arabama doğru ilerlemeye başladım.2-3 dakika sonra arabamın yanına geldim.Kapıyı açıp içeri girdim ve kapıyı kapattım.Anahtarı takıp yola koyuldum.

5 dakika sonra

Yolda giderken araba kullanmaktan aşırı sıkılmıştım ancak büroya gitmek için arabama ihtiyacım vardı.Neyse yolun üzerindeki her zaman uğradığım kahvecinin önünde durdum.Çalışan kız hemen beni tanıdı ve kahvemi bana uzattı "Bugünlük bizden başkomiserim" "Yok olmaz öyle al şu parayı." Kız elimdeki parayı aldıktan sonra arabamla ilerlemeye başladım.Kuru kuru araba sürmek olmaz diyip telefonumu arabama bağladım ve en sevdiğim şarkılardan birini açtım.Şarkı dinleyerek büronun yolunu tuttum

15 dakika sonra

Sonunda büronun önüne geldim ve arabamı park ettim.Arabamı park ettikten sonra eşyalarımı elime alıp arabadan indim.Büronun kapısının önündeki ekibimi görünce hafif telaşlandım ancak sakince oraya gittim "Rosé?Ne oluyor neden herkes orda da sen burdasın?" "Başkomiserim sanırım bir hapishanede tutulan seri katillerden birisi gece hapishaneden kaçmış" "Vay anasını ee siz niye kapının önündesiniz?" "Telsizle anons yaptılar tüm ekiplere herkes o seri katilin peşine takılacakmış birazdan yani tüm şehri gezeceğiz bulmak için.Siyah bir kamyonla kaçtığı görüntülenmiş ama plakasını görememişler" "Hmm tamam gel sen benle aramaya benle gelecekleri seçeceğim ve sende varsın" "Gerçekten mi başkomiserim!" "Hahahah evet gerçekten hadi" Kız heyecanlı heyecanlı arkamdan gelirken bende ekibimin yanına geldim "Hoşgeldin Jisung Rosé olayı anlattı sanırım" "Evet anlattı Chan ve şimdi ben aranızdan benimle aramaya gelecekleri seçeceğim çünkü bu kadar kişiyle gidemeyiz" Herkesten baş onayı aldıktan sonra seçmeye başladım"Jeongin,Changbin,Chan,Rosé,Yeji siz benle geliyorsunuz geri kalanlar büroda kalıyorlar" Sözümü bitirdiğim an Hyunjin yere attı kendini "Yaa Jisung!Bende gelicemmm" "Olmaz Hyunjin başımıza bela açarsın falan hiç çekemem hem bak büroda bir tek sen kalmıyorsun ya diğerleri de var"

Ses gelmeyince tekrar konuşmaya başladım "Evet şimd-" Sözümü telsiz böldü "Seul genel cinayet bürsuna seul genel cinayet bürosuna hapishaneden kaçan seri katil büronuza yakın yerlerde dikkatli olun!" "Tamam tamam büroda kalanlar siz içeri geçin büroyu koruyun benimle gelenler araçlara Yeji ve Rosé siz ikiniz.Jeongin ve Chan siz ikiniz Changbin sende benle koş!" Gruplar hâlinde araçlara bindiğimiz sırada telsizden yeniden ses geldi "Seul genel cinayet bürosuna seul genel cinayet bürosuna seri katil ileri mahallelerde tespit edildi araçlardan ayrılın ve bulunduğu yere gitmeye çalışın" "Changbin silahın yanında mı?" "Jisung hayır çok tehlikeli" "Changbin zorundayız yanında mı?" "Yanımda" "Tamam ben bizimkileri uyarıcam çabuk inelim!" Araçtan indiğimiz sırada ekibimiz için özel olan kulaklıkları aldım cebimden ve telsizi açtım "Jisung komserin emridir benimle olay yerine gelenler özel kulaklıklarınızı takın çabuk!" "Tamamdır başkomiserim" Herkesten sırayla onay sesi alınca herkes kulaklıkları takıp araçlardan indik

"Başkomiserim napacağız gidecek miyiz?" "Gitmek zorundayız Chan hey millet beni dinleyin!" Ekip bana döndüğü sırada konuşmaya başlamadım "Bakın kulaklıklarınız daima açık olsun ki haberleşebilelim çünkü ayrılacağız.Eğer yardıma ihtiyacınız olursa yardım kodumuz 32-45.Bu sayıları söylerseniz yerinizi de belirtin ki yardıma gelelim anlaşılmayan yer yoksa dağılıyoruz hadi!" İkişerli ikişerli ayrıldık hepimiz."Changbin ileri mahallelerde dediğine göre çok yakınız eline silahını al" "Tamamdır" "Ekip size sesleniyorum silahlarınızı elinize alın çünkü çok yakınımızdalar" Changbin'le ilerideki mahalleye girdiğimiz sırada silah sesleri geldi "Changbin eğil!" Yere çöktüğümüz sırada hâlâ silah sesleri devam ediyordu.

Yerde sürünerek ileride bulunan tekerlerin arkasına geçtik "Changbin kaç kişiler anladın mı?" "Şu anlık 4 silah sıkılıyor ancak daha fazla olabilirler." "Hmm tamam hallederiz sen diğer tarafa geç orayı savun ben burayı ben sana git dediğimde git tamam mı?" "Ama sen-" "Bana bir şey olmaz hadi!" Changbin tekrar bana bakıp dediğim yere ilerlemeye başladı ve gözden kayboldu.Bende önüme döndüm ve etrafa bakınmaya başladım.Silah sesleri şimdi de diğer mahallelerden geliyordu.Buradaki geçmişti "Changbin!Gittiler diğer mahalleye sen önden ilerle bende geliyorum" "Tamam!" Changbin ortaya çıktı ve yavaş adımlarla diğer mahalleye ilerledi.

Yeniden gözden kaybolduktan sonra bende çok yavaş yavaş ilerlemeye başladım.Çömelerek gittiğim için yorulmuştum,burda olmadıklarını düşünerek biraz soluklanmak adına yere oturdum.Tam ayağa kalkıp gidecektim ki ağzıma bir elin kapatılmasıyla şoka girdim.Olduğum yerde çırpınırken elin sahibi konuştu "Nasıl başkomiser ha?Seni şuracıkta bıçaklasam kimin ruhu duyar?Puahahha bence deneyelim ha?" Tam konuşmaya çalışacağım sırada cebinden çıkardığı bıçağı karnıma geçirdi.Acı içinde inlediğim sırada bıçağı bir kez daha aynı yere sapladı.Gözümden bir damla yaş düştüğünde adam gülerek konuşmaya başladı."Bir daha görüşmemek dileğiyle.Ha bu arada tanışalım mı?Ben şu hapishaneden kaçan Min Yoongi memnun oldum" Elini hâlâ ağzımda tutarken söyledi bunu.Daha sonra ağzımı açtı ve yanımdan koşarak uzaklaştı.Anında yere düştüm çünkü bıçak çok keskindi.
Çok fazla kan geliyordu.Elimi yaraya bastırdığım sırada yeniden silah sesleri geldi.Az da olsa yerimden doğruldum ve sürünerek az önce arkasında olduğum tekerleğin yanına geçtim ve oturdum.

Elimi hâlâ yarama bastırırken telsizimden sesler geldi" Ahahahahah ekip başardık temizledik adamları Ahahahah.Jisung başardık!" Changbin'in mutlu sesinin ardından Yeji'nin sesi geldi "Puahahhaha evet başardık çok iyiydi" Telsizde ekibin kahkahaları duyulurken gözümden yaş süzülürken gülümsedim.İyi yetiştirmişim sizi"Jisung?İyi misin Jisung?" Jeongin soruyu sorduğunda tüm ekibin sesi geldi "Jisung kardeşim iyi misin nerdesin?Allah Allah telsiz bozuldu herhalde" "C-Changbin" "Jisung!Ah korktum bir şey oldu diye sana.Jisung?Sesin neden öyle geliyor?" "32-45" "Ne?" "32-45" "Jisung nerdesin!Jisung ses ver Jisung!" "Changbin çok kötüyüm ç-çabuk gelin" "Nerdesin sikeyim nerdesin" "Gitmeden ö-önceki aynı yerdeyim" "Noldu Jisung önce onu söyle" "Ş-şu manyak seri katil M-Min Yoongi geldi y-yanıma sonra b-bıçakladı b-beni" "Ne!Tamam çabuk geliyoruz" Telsizi kapatıp sırtımı duvara yasladım iyice.Yara hâlâ kanamaya devam ederken bilincim yavaş yavaş kapandı...

Dırırırı en heyecanlı yerinde böldüm çünkü sınava çalışmam gerek:(
Sizi seviyorum öptüm muck<333