~10~

227 15 3
                                    

Sen istersenn.Winx ananın gülüşüylee KSJDJHDHSHSH.Anamı kitap almaya ikna ettim yuppiiii.D&R'dan alın kitapları cidden çok kaliteli oluyor kapakları falan.Neyse neyse uzattım demi geçtikk

Ekibi eve bıraktıktan sonra bende evime geçmiştim.Gelir gelmez hemen üzerimdeki ceketi çıkardım daha sonra odama çıkmaya başladım.

Tam odama girecekken içeriden ses geldi. "Eve hoca almak lazım herhalde bu ne amına koyayım" Gülerek odama girip dolabıma ilerledim.Pijamalarımı alıp(pijamaları hello kittyli hayal edin agagagaga)hemen üzerimi çıkarmaya başladım.Daha sonra pijamalarımı giydim.Odamdaki lavaboya doğru ilerledim.Elimi, yüzümü ve dişlerimi fırçaladıktan sonra kapıyı kapatıp çıktım.

Tam aşağıya inerken yine içeriden sesler geldi "Tövbe Estağfurullah Işıl  benim evde cin deneyi falan mı yaptı lan" Umursamayarak mutfağa geçtim.Kahve çekmecemi açtım ve bir tane kahve aldım.Fincanlardan da birini aldıktan sonra su ısıttım ve kahvemi yaptım.Elimde kahvemle salona doğru ilerledim "Bu salonun kapısı ben eve gelmeden açık değil miydi lan?"

Oflayarak kapıyı açtım ki karşımda gördüğüm kızıl saçlı oğlan ile elimdeki kahve fincanını yere fırlattım tabii bende yere düştüm."Ay başkomiser özür dilerimm" Kalçamı tutarak ayağa kalktım"Yaa en sevdiğim fincanımm" Fincanın kırık parçalarına bakarken gözlerim doldu.Yere çömelip bebek gibi ağlamaya başladım

"A-ah başkomiser niye ağlıyorsun?Sakın bana bir fincan için ağladığını söyleme puahahhaha" "Ne gülüyon be anısı var o fincanın bende" "Hmm ne anısıymış bu çok merak ettim başkomiser hadii" "Öff aman be iyi.Abim almıştı bana çok küçükken onu eh rengi falan solsa bile kullanıyordum ama yaa abimden hatıraydı o"

Hâlâ ağlarken Minho eliyle çenemi kaldırdı"Cidden abinin adını hatırlamıyor musun?" "Yok hatırlıyorum ama söylemiyorum lan hatırlasam gider ararım herhalde.Hem sen bana abimin adını söyleyecektin noldu?" "Onu ancak ben ölünce öğrenirsin" "Sen ölünce derken?" "Tek ipucum abinin yanı başında olduğu" "Neyden bahsediyorsun anlamıyorum" "Boş ver gel hadi balkona çıkalım" "Ee burayı kim süpürecek?" "Boş ver orayı otomatik süpürge yok mu sende onu çalıştır" "İyi tamam sen geç ben çalıştırıp geliyorum"

Minho balkona ilerlerken bende mutfaktan süpürgeyi alıp kırıkların olduğu yere getirdim ve çalıştırdım."Ben geldim" "Hoşgeldin" Sessizce Minho'nun yanına gelip balkon demirine yaslandım.Aramızdaki sessizliği bozan kişi o oldu

"Biliyor musun sen bir polis olmana rağmen bir seri katili hayatında kabul ettin ama beni şu ana kadar sen dışında kimse kabul etmemişti başkomiser" "Ben varım ama yetmez mi?" "Yeter de artar bile.Şeyy başkomiser bana sarılır mısın?" "Tabii" Ona biraz yaklaşıp kollarımla sardım."Özlemişim seni" "Daha 1 saat önce görüştük Minho" "Olsun yinede özledim"

Ondan ayrıldığımda uykusuzluktan balkona sızmak üzere olduğumu fark ettim "Hadi sen evine git artık yoksa ben şuracıkta uyuyacağım" "Beraber uyusak ya?" "Beraber mi?" "Evet beraber sorun var mı?" "Yok:)" Ben yukarı kata çıkarken o da arkamdan geliyordu."Ee pijamasız mı yatacaksın?" "Sorun olmaz" "Hmm peki" Odama geçtiğimde heyecanlandığımı hissettim.Her geçen gün Minho'ya kapılıyordum."Yorganın çoğunluğu benim üzerimde olursa şaşırma Minho tamam mı?" "Tamam tamam" Gülerek yatağa geçtiğim sırada Minho'nun hâlâ ayakta dikildiğini gördüm "Gelmiyor musun?" "Geleyim mi?" "Minho sen benle dalga mı geçiyorsun?Tabiiki gel" Der demez o da yanıma uzandı ve kollarını belimden sardı "İyi geceler başkomiserim" "İyi geceler kızıl katilim"

Ekipten...

Bu gece hepimiz beraber kalmayı seçmiştik çünkü hafiften de olsa hâlâ sarhoştuk ve sarhoşken güzel sohbet ediliyordu

"Ee Changbin anlat bakayım Hyunjin'le öhöm" "Sevgili misiniz diye mi soracaksın Felix?" "Nerden bildin yaa Allah Allah" "Evet sevgiliyiz" "Agagaga gerçekten mii yes bee.Ayh neyse neyse bir şey soracağım hani başkomiserimiz lavaboya gidip geldiğinde üzerinde ceket vardı ya o ceket nerden çıktı?" "Vallahi ben sordum boş ver dedi" "Şu kızıl saçlı oğlan da lavaboya gitmişti acaba o mu verdi?" "Bencede o verdi.Neyse yarın sorarız"

"Aynen aynen.Ee doğruluk cesaretlik oynayalım mıı?" "Nee olur olurr" "Hyunjin sen uyumuyor muydun lan" "Yoo ne uyuması hadi hadi şişe getirin" "Tamam ben getiriyorum" "Chan hyung sen grubun annesi falan mısın ya" "Belkide"

Chan elinde şişeyle yanımıza geldi ve hepimiz bir daire oluşturduk.Şişe Jeongin ile Felixde durdu."Ben soruyorum Jeongin.Doğruluk mu cesaretlik mi?" "Hmm cesaretlik" "Demek cesaretlik haa.Burdan rastgele birine tokat at" "İstediğime atabilirim değil mi?" "Evet eve-" "Puahahah seni seçtim Felixx" "Yaa haber verseydin bari.Uff elin de ağırmış.Neyse neyse çeviriyorum"

Şişe Chan ile Changbinde durdu "Ben soruyorum Chan doğruluk mu cesaretlik mi?" "Doğruluk diyeyim" "Tamamm.En büyük sırrın" "En büyük sırrım mı?" "Hmm evet" "Kızmayın ama" "Ya niye kızalım yaa" "Tamam söylüyorum.Seri katil bir yakın arkadaşım var" "Ne-" "Ciddi misin sen?" "Gayet ciddiyim" "Vaohh kim peki?" "Kim Seungmin" "Yok artık şu S. Çetesinin lideri değil mi o yaa?" "Ta kendisi.Neyse hadi çevir"

Şişe Hyunjin ile Chanda durdu "Ben soruyorum Hyunjinn.Doğruluk mu cesaretlik mi?" "Cesaretlik lan" "Changbin'i dudağından öp" "Bu görev mi ki?" Hyunjin bunu der demez anında Changbin'in dudağına yapıştı ve geri çekildi."Oooo iyi yapıyon bu işi.Neyse yaa hadi yatalım saat geç oldu" "Aynen hadi" Hepsi sırayla yer yataklarına girdi ve uykuya daldılar...

Wiğğ bugün bir enerji patlaması yaşıyorum agagagagga.Neyse öptüm muck<3

Kayıp Abinin Gizemi/MİNSUNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin