~9~

227 12 3
                                    

Nasılsınız zortişkolarımm.Ben eh işte.Neyse neyse sizce Jisung abisinin Chan olduğunu öğrensin mi?Merak ettim ayol.Neyse geçiyorum.

"Başkomiserim adam bizden şüphelenirse ne yapacağız?" Sonunda barın önüne gelmiştik ve Kai bir soru yöneltmişti "Merak etmeyin şüphelenirse kimliğinizi gösterebilirsiniz" Herkes gülerken arabadan inmemiz gerektiği için kaş göz hareketleri yaptım ve hepimiz teker teker indik "Vay anasını bara bak be" "Changbin senle eskiden çok gelirdik bara ne oldu da şaşırdın?" "Unutmuşum be Jisung" "Neyse hadi içeri sanki normal bir şekilde bara gelmiş de çok sarhoş olup bahsettiğim adama çarpıp muhabbete girmiş gibi yapacak birimiz.Bizde o sırada o görevi yapan kişinin yakınlarında duracağız ki eğer isimleri ağzından kaçırırsa telefonumuzdaki not kısmına not alacağız anlaşıldı mı?Şimdi kim bu görevi yapmak ister?" "Jisung ben yapayım istersen" "Tamam görev Chan hyungda gelin giriyoruz."

Hepimiz tek tek içeri girdiğimizde içerisi pek kalabalık değildi.30 kişi varmış.Evet gerçekten hiç kalabalık değildi.

"Çocuklar şu masaya geçelim isterseniz" "Tamamdır" Masaya doğru ilerledik ve koltuklara oturduk.Mekanın sahibi gibi durduğumuza emindim off.O sırada garson bize yaklaştı"Hoşgeldiniz ne alırdınız?" "Hepimize orta ağırlıklı içki getir sen koçum" "Tamamdır hemen getiriyorum başka bir isteğiniz var mıdır?" "Yok sağol"

Garson uzaklaştığı sırada Hyunjin konuştu"Ya Jisung bir şey sorucam.Şu ilerideki Kızıl saçlı oğlan bir yerden tanıdık gelmiyor mu sanki karşılaşmışız gibi" Gözlerimi Hyunjin'in gösterdiği oğlana çevirdiğimde şok oldum.Minho'nun burda ne işi vardı ve barın sahibinin yanında ne işi vardı? "Ee yok Hyunjin karıştırdın sanırım nerden tanışacağız ki ilk kez gördüm böyle birini" "Hmm herhalde ben benzettim hah içkiler de geldi" "Afiyet olsun efendim"

Garson hepimizin içkilerini dağıttığı sırada Chan içkisini tek dikişte içmişti"Chan rol yapacaksın derken gerçekten sarhoş olma haa taşıyamayız seni anca Changbin taşır" Burnundan güldüğü sırada ayaklandı"Sarhoş gibi görünme moduma giriyorum şimdi"

Sanki sarhoşmuşçasına ayağa kalktı düşecek gibi yürüyordu ve kim görse sarhoş sanardı.O sırada barın sahibi de ayağa kalktı.Chan'ın yanından geçecekti ki Chan bir anda adama çarptı.

"Ah pardon efendim görmemişim ahh siz barın sahibi değil misiniz?" "Önemli değil evet benim" "Ya ben sizin içkilerinizin tadına bayılıyorum gerçekten çok güzeller acaba kimden alıyorsunuz bende evime stok yapacağım da" "Ah bu kadar sevdiğinizi bilmiyordum gerçekten.Ama ortaklarımın adının gizli kalmasını istiyorum" Biz onları pür dikkat dinlerken Changbin fısıldadı"Çattık yaa"

Güldüğüm sırada Chan yeniden konuştu ve konuşurken rol gereği sedeliyordu"Ah bu kadar inatçı olmayın efendim sadece bir oda dolusu stok yapacağım!ahahahaha" "Bir oda dolusu mu?Vay gerekten fazla.Eh madem çok istiyorsunuz söyleyeyim.Lalisa Manobal ortaklarımdan birisi ve gerçekten sadık birisi.Diğerlerini de saymamı isterseniz sayabilirim ama kimseye söylememeniz şartıyla" "Ah tabii söylemem söylemem" "Tamam bir diğeri Kim Seungmin,Shin Ryujin,Min Yoongi,Jennie Kim.İş ortaklarım da olur kendisi." "Ay efendim gerçekten sağolun odama stok yapacağım için çok minnettarım.İyi günler dilerim bende biraz daha içeyim bari" "İyi günler"

"Şşh Jisung sonuncusu neydi olum" "Jennie Kim" İş ortaklarını da öğrenmişti- Bir dakika!Ortaklarında nerdeyse çoğu seri katilin ismi vardı ve Minho şu an bana sırıtarak bakıyor.Off niye öyle bakıyor yahu?

"Jisung şu kızıl saçlı oğlan seni gözüne kestirmiş gibi ha ne dersin gitsene yanına" Sevdiğim adamın yanına gidemiyorum şaka gibiydi neyse ayaklandım ve Minho'ya doğru ilerlemeye başladım.

O sırada garsonlardan birisi bir anda bana çarptı ve tüm üzerim şarap oldu "Ah çok özür dilerim efendim gerçekten görmedim çok çok özür dilerim" "Ah sikeyim yok önemli değil görmemiş olabilirsiniz insanlık hâli.Ben lavaboda hâllederim lavabonuz nerde acaba?" "Hemen şu koridorun sonunda efendim" "Tamam teşekkürler"

Ben lavaboya doğru ilerlemeye başladığım sırada üzerimi nasıl temizleyebileceğimi düşünüyordum.Umarım ıslak mendik falan vardır.Lavaboya girdiğim an gördüğüm ıslak mendil kutusuyla bir an rahatladım.Hemen bir kaç tane ıslak mendil alarak üzerimi silmeye başladım ta ki belimden bir çift kolların sarılmasına kadar.

Gelen kişinin kim olduğuna baktığımda Minho olduğunu gördüm"Ne o başkomiser özlemedin mi beni?" "Sen nerden çıktın ya yakalanırsak" "Merak etme zaten onlar gönderdi seni benim yanıma öyle değil mi?" "Öyle" Ben üzerimi silmeyi bitirdiğimde son kez baktım leke kalıp kalmadığına.Hâlâ leke vardı off"Bekle bir saniye" Benden ayrılıp üzerindeki ceketi çıkardı ve üzerime geçirdi "Gerek yoktu aslında ya" "Olsun kalsın sende" Gülümseyerek ona baktığımda tam ondan ayrılacaktım ki bir anda beni kendine çevirdi ve dudağıma yapıştı(Minho hızın kaç koçum)Bu sefer bende karşılık veriyordum.Hâlâ öpüşmeye devam ediyorken elimi onun kızıl tutamlarına çıkardım ve saçlarıyla oyalanmaya başladım.Şaçları çok yumuşaktı ve kokusu çok- çok güzeldi.Benden ayrıldıktan sonra alınlarımızı birleştirdi "Seni seviyorum başkomiser.Ama şimdi gitmem gerek çünkü sanırım birileri geliyor"

Benden uzaklaşarak lavabo kapısına gidip çıktı.Bende arkasından öylece bakakaldım ki içeri birinin girmesiyle hemen ayaklandım.Kapıya doğru ilerleyip çıkacaktım ki giren adam sarhoş olduğu her halinden belliyken bir anda bana çarptı ve yere düştü."Ah beyefendi iyi misiniz kusura bakmayın" "Böyle bir güzellik karşısında kim iyi olmaz ki" "Anlamadım?" "Diyorum ki benim olsana" "Ne diyorsunuz beyefendi anlamıyoru-" Kolumdan tutup beni duvarla arasına aldı bu tanımadığım salak.Ben şok içinde ona bakarken yavaş yavaş yaklaştı.Bende o an ne yapacağımı bilmiyorum olum sen polissin ama neden hiç bir şey yapmadan duruyorum!

Tam bir şey diyecekken arkadan Minho'nun adama yumruk geçirmesiyle yere düştü.Ben hâlâ şoku atlatamamışken Minho yanıma geldi ve sıkıca sarıldı "İyi misin başkomiser bir şey yaptı mı sana.Vay orospu çocuğuna bak sen benim olana göz dikmek haa"

Yerdeki adama tekme geçirdiği sırada konuştum "Y-yok yapmadı ama sanki bende kaç yıllık polis değilmişim gibi adama saldırmadım özür dilerim" "Özür dilemesi gereken sen değil o başkomiser.Neyse zaten geç oldu artık eve gidin yarın görüşürüz" "Görüşürüz"

Minho çıktı ve bende yerdeki adamın suratına tükürüp çıktım.Hyunjin ortalığı ayağa kaldırmış gibi duruyordu çünkü sarhoş olduğunda aşırı yavşak olabiliyordu "Ah Jisung öldün sandık ya şükür geldin.Hyunjin 4 tane içki içince kafayı sıyırdı şu an Changbin'le arabaya gittiler bizde seni bekliyorduk hadi gidelim" "Tamam tamam gidelim" "Dur üzerindeki ceketi kim verdi sana?" "Eee önemli değil ya hadi gidelim" "Peki"

Arabaya bindiğimiz sırada Hyunjin'in Changbin'in kucağında uyuya kaldığını gördüm ve sesli bir kahkaha attım çünkü çocuk Hyunjin'in boyu yüzünden kıpkırmızı olmuştu"Ya şu Hyunjin'i başka biri kucağına alsın boğuldum amına koyayım!" "Öff ver ben alırım" Changbin Hyunjin'i Chan'ın kucağına bıraktığı sırada bende üzerimde Minho'nun ceketiyle arabayı çalıştırdım ve herkesi evine bırakıp kendi evime geçtim...

Hyunjin ve Changbin ikilisi daha çok boy problemi çekecek gibiler KSJSHDHSJAJ.Öptüm aşkolarım muck<3

Kayıp Abinin Gizemi/MİNSUNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin