Engel yedikten sonra telefonu sinirle kenara bırakmış, lifi örmeye devam etmiştim. Arın ise gayet sakin ve normal bir şekilde lifini örüyordu.
Elimdeki lifin bir kısmını örmeyi bitirdiğimde Nazlı ablanın sesiyle başımı kaldırdım.
"Arın oğlum hadi bize bir kahve yap." dediğinde ikinci kez şaşkınlıkla Arın'a baktım.
"Maharetlerin her geçen dakika artıyor. Bilmediğimiz daha neler var?" diye sorduğumda lifini kenara bırakıp bana baktı.
"Maharetlerimi anlatmayı değil, uygulamayı severim." diyerek göz kırptığında tek kaşım havaya kalktı.
"O kadar güzel kahve yaptığına inanmıyorum." diyerek meydan okurcasına dudaklarım yukarı kıvrıldığında o da gülümseyerek tek kaşını havaya kaldırdı.
"Bana meydan mı okuyorsun?" dediğinde sağ elimi kaldırıp serçe parmağımı ona doğrulttum.
"Meydan okumaya bayılırım." dediğimde kendi serçe parmağını benimkine sardı. "Nesine?" diye sorarcasına ona baktığımda hiç düşünmeden cevap verdi.
"Kaybeden, kazananın istediği bir şeyi yapar." dediğinde başımı sallayıp serçe parmağımı onunkinden ayırdım. "O halde sizi mutfağa alalım Laren hanım." diyerek ayağa kalktığında bende ayaklandım. Eliyle mutfağı işaret ettiğinde önünden geçerek mutfağa yöneldim. Herkes birbiriyle konuştuğu için kimse bizi fark etmemişti.
Mutfağa girip ezberimde olan mutfaktaki buzdolabına ilerlediğimde o da peşimden geldi. Dolabın kapağını açıp içinden kahve kutusunu aldığımda o da kolunu yanımdan uzatarak en üst rafa uzandı. Şuan o kadar yakınımdaydı ki tüm kokusunu ciğerlerime çekebiliyordum, bu kalbimin tekrar çarpıntıya uğramasına neden oluyordu. Gözlerimi saniyelik kapatıp kokuyla büyülenirken kokunun uzaklaşmasıyla dudaklarımı büzerek gözlerimi açtım.
Dolabın kapağını kapatıp tezgaha yöneldiğimde Arın'ın kahve makinesinin önüne geçip hazneye ölçüyle su doldurduğunu gördüm.
Kahve kutusunu tezgaha bıraktığımda o kutuyu alarak içindeki kaşık yardımıyla suyun üzerine dökerken alt dolaptan büyük bir cezve çıkardım. Cezveyi tezgaha bırakıp üst dolaptan bir fincan alarak ölçüyle su koymaya başladım.
Herkese yetecek kadar su koyduktan sonra fincanı tezgaha bırakarak kahve kutusunu elime aldım. Bu sırada Arın, eline aldığı şekerlikten şeker koyuyordu.
Ölçüyle kahve ve şekeri de koyduktan sonra Arın hazneyi makineye takarak çalıştırdığını gördüm. Tekrar buzdolabının önüne geldiğimde kapısını açarak Nutella kutusunu aldım ve kapısını kapatarak tezgahın önüne geldim.
Ben çekmeceden aldığım kaşık yardımıyla Nutella'dan cezveye koyarken makineyi çalıştırmayı bırakan Arın tezgaha yaslanmış beni izliyordu.
"Hiç ölmek istedin mi?" diye sorduğunda kahveyi karıştıran elim duraksadı. Neden böyle bir soru sormuştu?
"İstedim." diyerek başımı salladığımda şaşırmadı.
"Ne zaman?" karıştırmayı bıraktığım cezveyi ocağın üzerine bırakarak altını yaktığımda onun gibi tezgaha yaslanarak ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
22 Hesap ~texting~
Teen Fictionsevilmeyenkulyoktur: İneklerin normal süt üretip muzlu süt üretmemesi hakkında ne düşünüyorsun? arın.sarar: Hiçbir şey. sevilmeyenkulyoktur: Ciddi misin? Bugün kime sorsam mantıklı cevaplar verdi. arın.sarar: Sen kimsin aq? sevilmeyenkulyoktur: Duva...