14|Ama sen burada değilsin, bebeğim ve başka birisini sevemiyorum
|35 haftalık|
Sabaha karşı yoğun bir sancıyla açtım gözlerimi. Bu sancı öncekiler gibi değildi, doğum sancısıydı ve canımı çok yakıyordu.
Kasılmaları iliklerime kadar hissederken bir elimi karnıma sararak doğrulmaya çalıştım. Yattıkça daha çok ağrı giriyordu. Sırtımı yatağın başlığına dayadım ve başucumda duran telefonumdan saate baktım.
6:20
Doktorum, kasılmalarım dört dakikada bire düşmeden hastaneye gelmememi söylemişti son kontrolümde. Bu acıyla beklemek zorundaydım ve sürekli giren sancılar bana hiç yardımcı olmuyordu.
Belki bir nebze yardımcı olur diye yanımda getirdiğim Chan'ın tişörtlerinden birini geçirdim üstüme, alfamın tişörtü dışında tamamen çıplaktım şimdi ama umurumda değildi.
Sancı kısa süreliğine durduğunda tişörtün yakasından tutarak burnuma yaklaştırmış ve tüm kokuyu içime çekmiştim. Rahatlatıyordu, her ne kadar mühürlü olmasak da hâlâ birbirimize aittik çünkü.
Yatak odamın içinde bir elim belimde yürümeye çalışıyordum şimdi de. Doktorum daha rahat bir doğum geçirmem için gerekli olduğunu söylemişti.
"Bebeğim çabuk gel olur mu? Babanın canı çok yanıyor." diye fısıldamıştım büyümüş karnımı ovalarken.
İçimi acıtan sancı tekrar kasıklarıma vurduğunda aniden durmuş ve hafif eğilerek dişimi sıkmıştım. Sancılar her seferinde daha da şiddetleniyor gibiydi. Ayakta durmakta bile zorlanıyordum.
Boştaki elimde tuttuğum telefonumun ekranındaki saate baktım.
6:40
İkinci sancım gireli 2 dakika oluyordu daha. Farkında olmadan ağlamaya başlamıştım, dört dakikada bire düşmesine daha çok vardı ve ben şimdiden dayanamıyordum.
Yürüyebileceğime emin olduktan sonra sessizce odamdan çıkarak salona varmıştım. Biraz da burada vakit öldürmeliydim.
Geniş salonumun içinde bir o tarafa bir bu tarafa volta atıyor ve düşünmemeye çalışıyordum. Sakindim, sorun yoktu, birkaç saat sonra oğlumu kucağıma alacaktım ve biz mutlu olacaktık.
Ben, Suzy, oğlum ve... ve- ah!
Üçüncü kasılma tekrar vurduğunda bu sefer kendimi daha çok sıkmıştım. Elimi gelişigüzel ileri savurduğumda tutunacak bir şey aramıştım çünkü bacaklarım artık beni taşımayı reddediyordu.
O telaşımın içinde elime tutunan elle donakalmıştım. Kasığımdaki acı yok olmuş, zaman yavaşlamış gibiydi. Ağır çekimdeydik sanki.
Elimin arasında olduğu ele baktım önce, yüzük parmağındaki parlayan altın alyans tanıdık gelmişti. Gözlerim elinden koluna çıktı yavaşça, süt beyazı damarlı kol da hiç yabancı değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgive Myself|Hyunchan ✓
Fanficama hayat hızlandı iyi şeyler artık devam etmiyor Chan.