-Kınalı Kuzu-

10.7K 276 26
                                    

""24/05/2023""

"Sevdam ne kadar ağır sen bitmisin?"

Yanma ey gönül, yanma ki içimde sevdiğim adam kalsın. Sevdiğimin sevgisi kalsın. Benim içimde ne yangınlar ne fırtınalar var ey gönül. Ben sevdiğimi gönlüme yüreğime saklayıp bir köşede ağlamak isterim ey gönül.

Hiç tanımadın insanlara ailem demek ne kadar zor bilirmisin? Hep sana düşman diye tanıtılan ve öğretilen insanların sofrasında yemek yemek ne kadar acı bilirmisin?

Biri sana güler yüz gösterdiği zaman birinin o ufak mutluluğu senin elinden alması nasıl bir his bilirmisin?

Şahin bana anlamsız bir ifade ile bakarken ben ona korku dolu gözler ile bakıyordum.

O da haklıydı ne de olsa artık bir bir ailedik. Şahin dediğini yapmıştı, benim Amed ile tüm bağımı koparmış ve kopardığı parçalarıda yüreğimdeki ateşte yakıp kül etmişti.

İki gün, sanki bir asır gibi. Ya da bir ömür gibi geçmişti de benim içimdeki yangın hiç bir fayda etmemiş gibi?

Şahin daha fazla sesiz kalamayıp oturduğu koltuktan kalkıp beni. Yanıma yatağa gelip yanıma uzandı.

"Mihrima?" Bakışlarım onu buldu.

Ürkek bir şekilde sesimi ayarlayıp konuştum: "Efendim?" Sorusuna soru ile cevap vermeden hoşlanmadığı için yüzümü somurttu.

"Neyin var  niye bu kadar durgun sun?" Sesinde hafiften bir endişe vardı. Ya da bana öyle gelmişti? Emin olamıyorum.

"Hiç sadece hayla canım açıyor o kadar." Bakışlarımı utanarak Şahinden çekip yan tarafta duran sürahiye giti dolu baradktaki suyu alıp Şahine bakmadan içtim.

"Doktora gidelim istermisin? Acın ilk günkü gibimi yoksa fafif bir geçtimi?"

Ne diyecektim ki?

"Bilmem acı aynı acı." Siktir içimden söylenmem gerekiyordu olamaz ah salak.

"Bir şey mi dedin?"

Oh şükür duymamıştı.

"Yok." Kestirip atım ve beni iki gün boyunca aramayan aileme ağlamamak için savaş verdim.

"Uyumak istermisin?" Dedi Şahin.

Niye birden bire bu kadar iyi biri olmaya çalışıyordu ki? Vicdan azabını çekiyor?

Cevap vermemek için başım ile onayladım ve yatakta tanman uzandım. Bana bakan Şahinin bakışlarını umursamadan yanımdan gitmesini bekledim ama o hayla yanımdan gitmemişti.

Sakin. Sakin. Sakin.

"Birşey olursa söyle Mihrima." Diyerek kendi yarine uzanan Şahin ile kaşlarım catildi ama sonra geri düzeldi.

...

Yine güneş doğuya töre ve katliyam için doğmuştu.

Ama yine bir acı verdi yüreğimde. Evinde ayrı geçirdiğim üçüncü güne uyanmıştım. Memleketimden başka bir yerin havasını içine çekiyordum. Başka bir diyarda geziyordum.

Başka biri ile gözünü açıp onun ile kapatıyordum.

Bakışlarım yan tarafıma kaydı. Şahin hayla uyuyordu.

Yavaş ve dikatli bir şekilde yerimden kalkıp odanın içinde bulunan banyoya ilerledim.

Banyoya girince bakışlarım aynada bana benzemeyen birine değdi. Goerinin çevresi mor biri vardı ama benim hep beyaz bir tenim olmuştu? Saçları hafif o kabarmış biri vardı? Ama benim hep düğün bir saçım vardı ve çok nadir kabarırdı? Dudakları renk kaybetmiş biri vardı? Ama benim hep pembe bir renge sahipti.

Peki bu ben değilsem kimdi?

Daha fazla bakarsam ağlayacaktım. Hızlan bakuarini aynadan çekip musluğa değdirdim. Musluğu açıp avcuna suyu doldurup bir kaç kere yüzüme soğuk duyu çarptım.

Duş almak için hiç kendimi iyi his etmiyordum. Sonra alırdım.

Aynaya bakmamaya özen gösterdim ve yüzümü havlu ile kurulularken Şahinin telefon sesi kulaklarımdan içeriye girdi.

Umursamadan yavaş haraket etim. Bir süre sonra telefon sustu.

Üzerime çeki düzen verip kapıya doğru ilerledim. Kapıdan çıkınca gözüme ilk ilişen gözlerini avuşturarak telefon ile konuşan Şahin oldu.

Sesi uykulu olduğu için pek bir anlaşılmıyordu.

"Tamam ana gelin." Dedi ve telefonu kapatı. Bakışları beni bunca bakışlarımı Şahinden çektim.

"Günaydın, Mihrima'm."

"Günaydın." Diyerek kıyafetlerimin bulunduğu dolaba ilerledim.

"Anam gil bugün gelicek," dedi Şahin ve ayak sesleri duyurdu odayı. "Gelsinler." Dedim ve sözü bitirerek.

Şahin banyoya girince bende hızlan yeşil renkte olan üzerinde beyaz çiçek desenli ile süslenmiş diz kapağının bir kaç karus altında biten elbiseye bakıp birde banyonun kapısına baktım. Şahin heran çıka bilirdi ve beni uygunsuz bir şekilde görmesi hod olmazdı.

Ne kadar her yerimi görsede o benim için hayal bor yabancı ve ben bir yabancının odasında o çıkmadan giyinemem.

Yatağa doğru ilerledim. Yatağı ağır bir şekilde düzenleyip banyonun kapısına baktım. Sus sesi kesildi ve kapı açıldı. Gözlerimiz bir biri ile busurken Şahin gözlerini benimkinden ayırmadan odanın içine geldi.

"Akşam anam gil ile beraber Halam yani halan gelecek."

Göçerimizi ilk ayıran ben olmuştum.

"Hangi halamız?" Sorduğum soru ile Şahin beni boydan süzüp dolabına ilerledi.

"Zerin hala," dolaptan çıkardığı takım elbisesini alıp yatağın üzerine gelişi güzel fırlatı.

Ben de bulunduğum yerden uzaklaşarak elbisemi alıp banyoya hızlı adımlar ile girdim.

...

Şahin ben banyodan çıktığımda odada değdi bu beni biraz rahatlatsa da aşağıda olma fikri aklıma girdi ve odadan çıkıp kolidptun sonunda bulunan merdivenlere ilerledim.

Avluda kimse yoktu. Merdivenlerin biriminden sol tarafta kalan mutfağa ilerledim. İçeriye girdiğim zaman kimse yoktu.

Konak boştu.

Bir anda kapı alacaklı gibi çalınca irkilmiştim. Adımlarım kapıyı açmak için harakete geçince benden onlara ayak uydurdum.

Kapıyı ürkek bir şekilde açıp başımı hafif bir eğdim. Kapıyı açtığımı gören koruma sözleşerek. " Gelin hanım günaydın. Kusura bakmayın rahatsız etimde sisizi?" Elindeki kutuyu bana uzatı. Ben bir kutuya birde bana onu uzatan adama çevirdim. Anlamsız baktığımı anlamış olacaktı.

"Bunu ağam gönderdi." Elimi kaldırıp korumanın ban auzatigi kutuyu aldım. Elime bırakılan kuti ile bakışlarım oraya kaydı.

"Güle güle Gelin hanım.".


...

Bölüm sonu oy ve yorum yapmayı unutmayın.

AMCA'MIN BERDEL GELİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin