-SEVDA-

7.8K 257 29
                                    

""16/06/2023""

"Her yeni gün yaşamı değiştirmek için bir şanstır."

Kana susamış bu şehir niçin durmuyor? Hergün kan akıtmalarına rağmen hayla niye bir şey yok gibi davranıyorlar? Kan akmayınca kendilerine mi gelemiyorlar? Neydi bu zalimlerin derdi? Ne istiyoardi bu masumlardan?

Güneş doğduğu zaman hayat yeniden başlıyor. Yeniden bir şansın oluyor. Yeniden bir yol alıyorsun.

Gece olunca, aynı zulüm devam ediyor. Ogün ki sand ile beraber yaşıyor. O yoldan devam edip o yolun çamuruna bulanıyorsun.

Kara topraklar bu şehirin üzerine yağmur damlalardı gibi yağıp, düştüğü yeri de kendi ile yakıyordu.

Bir ateş düştüyse bir yere o zaman ora kül olurdu. Bir yüreğe düşen ateş ise onu ölüme götürür.

Karşımda durmuş ve bana kendimi iyi hisetirmek için elinden geleni yapan adama baktım.

Beni tanımadığı her halinden beliydi. Beni tanışaydı eğer, o zaman bırak konuşmayı, yanımdan bile geçmezdi.

Burnuma dolan onun kokusu ile üzerimde olan ceketi biraz daha omuzlarına çektim. Soğuk beni etkisi altına almıştı.

Elim istem dışı mideme gidince bulanma hisi ile yalpaladım.

"Noldu iyi misin Evin?" Boran endişe ile yüzüme bakarken başımı olumlu anlamda saladım. "Sadece midem biraz bulanı o kadar."

"Kuşa bilirsin. Rahatlayacaksan?" Kaşlarımı çatım. Hiçmi iğrenmezdi? "İğrenmez misin?"

"Hayır. Niye öğreneyim ki? Bunda utanılacak bir şey yok." Haklıydı bunda utanılacak bir şey yok.

"Niye ben utaniridim ve öğrenirdim senin yerinde olsaydım. Birinin yedikleri ağzından geri çıkıyor nede olsa. Birazda igrenilecek gibime gelir."

"Ben askerliğimi sırf tuvalet temizleyerek geçirdiğim için alışığım. İğrenmiyorum da böyle şeylerden. İstersen üzerime kus ama ben hiç oralı olmam bile. "

"Peki." Kusmayacaktım tabii ki.

"Eee Evin, sen yenimi geldin buraya? Hiç görmemiştim seni?"

"Evet." Kısa ve net bir cevap.

"Hım nereden geldin peki? Söylemek zorunda değilsin. Bunu bil olurmu? Ben soruyorum diye cevap vermek sorumluluğunu kendine his etme."

Başım ile onayladım. Başımı hafif havaya kaldırıp yıldızlara baktım. "Diyarbakır'dan geldim."

"Anladım." Hep yıldızlar gibi özgür bir şekilde parlak istemiştim. Şimdi ise kapalı kaldım. Ölü yıldız oldum.

"Yıldızları çokmu seviyorsun?" Boranın uzun bir aradan sonra sesi geldi. Başımı yıldızlardan çekip ona döndüm. " Evet çok seviyorum. Hep onlar gibi özgür olmak isterdim ama olamadım."

Boran biraz daha bana yaklaştı ce kestiği sözleri ile boynum bakınca elim ile boynumu örtüm. Gerileme sebep oldu.

"Korkma sadece boynunda kulağının altında morluk var o dikatimi çekti." Elim oraya gidince hafiften acıdı.

"Yeni sen söyleyince fark ettim." Boran parmağındaki yüzüğe baktı. Elimi hemen indirip diğer elimin altına aldım. "Baban dan veya abilerinden şidetli görüyorsun?"

AMCA'MIN BERDEL GELİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin