Sınıftan içeri Binnaz geldi ve Eminenin sırasının üstündeki şiiri alıp okumaya başladı.
sonra bağırarak ne kadar Özdemir Asaf bir erkek dedi. birden bana doğru koşmaya başladı. o sırada kapıdan içeri Eminem gelmişti. adeta ceylan gibi süzülüyordu.
tam o sırada Binnaz bana sarıldı. Eminem bizi öyle gördüğünde ne olduğunu anlamadan çayı üzerime döktü.
her yerim yanıyordu. özellikle içim yanıyordu. aynı anda Emine suyuda üzerime döktü.
Ne kadar itfaiyeci bir kız.
Fakat en üzüldüğüm şey sabah saçıma sürdüğüm limonun bozulmasıydı moralim üzülmüştü
oysa eminem benim için vişne gibiydi yiyip yiyip kişniyordum. Aşkta böyle değil miydi zaten.
emine sınıftan hızlıca çıktı bende binnazın üzerindeki nixe eşortmanı ani bir hareketle çektim.
içinden baskılı bir tşört çıktı bir anlık gözümü kaydırınca
....hassiktiirr o neydi lan tşört renk değiştirmişti. bu kızın kesinlikle sihirli güçleri vardı.
ya benimde rengim değişirse korkuyordum aslında fosforlu yeşil bana yakışırdı.
ahh ne kadar güzel olurdu yeşil en sevdiğim renk idi hemde fosforlu.
Emineem açaydım gollarımıı gitme diyeydimm.
sınıftan çıktım karşıma hacı şakir çıktı.
-duyduğuma göre akşam beni dövcekmişsiniz? horoz mu dövüyonuz lan siz?
çok sinirlenmiştim tam o sırada beko geldi.
Bekonun kolundan tuttum be tutmayın lan beni diye bağırmaya başladım.
aslında kimse beni tutmuyordu. bunu anladığımda gözlerim dolmaya başladı. ve bu sırada canım dolma çekmişti
koşarak bahçeye gitmeye başladım emineyi gördüm kafamdan kaynar sular dökülmüş kadar sevindim. tam yanına gidiyordum ki Emine telefonla konusmaya basladı.
telefonla konuşurken aynı anda telefonundan ajdar şahdamar çalmaya başladı. bu onun arama zil sesiydi.
bana sinirli sinirli baktı ve yüzüme tokat atıp yanımdan gitti
attığı tokat o kadar güzeldiki adeta okşuyor gibiydi ah benim vahşi kızım.