LÂL SES [+18]

8. Satılmış Kalp

   Hər dövranın bir hökmü var,
Hər zamanın bir qələmi...

Səməd Vurğun

Keyifli okumalar 🌺

🦋🦋🦋

Yetişkin unsurlar içerir!

Yazardan

Ahin, dudakları üzerine kapanan Azad’ın dokunuşuyla gözlerini kocaman açtı. İlk refleksi geri çekilmek oldu, ama tam o an Azad ensesinden kavrayarak aralarındaki mesafeyi tamamen yok etti. Onun kararlı dokunuşu, Ahinin iradesini yerle bir etmeye başlamıştı bile.

Başlangıçta sadece yumuşak bir temas olan öpücük, birkaç saniye içinde Azad’ın dudaklarının harekete geçmesiyle farklı bir ritme büründü. Azad, Ahin’in üst dudağını dudakları arasına alıp emiyor, her nefesiyle içindeki arzuyu daha da dışa vuruyordu. Ahin ise ellerini Azad’ın göğsüne koyarak onu itmeye çalıştı, ama nafile... Ona değen tenin sıcaklığı, kalbinin atışlarını bastıran bu adamı durdurmaya yetmiyordu.

Azad, Ahin’in karşılık vermeyişine tahammül edemedi. Elleri, onun bileklerine uzandı, bir hamlede ellerini başının üzerinde birleştirip tek eliyle kavradı. Ardından dudaklarını çekip, nefes nefese gözlerinin içine bakarak, karanlık bir fısıltıyla konuştu:

“Karşılık ver…”

Bu cümle, dudaklarında bir buğu gibi kaldıktan sonra, Azad bu kez çok daha vahşi bir tutkuyla kapandı Ahin’in dudaklarına. Dudakları artık yavaş değil, aç bir adamın dokunuşları gibiydi; ihtiraslı, keskin, sabırsız… Onu sadece öpmüyor, aynı zamanda hissediyordu, nefesini, titremesini, tereddüdünü ve bedeninin yavaşça teslim oluşunu…

Ahin’in vücudu istemsizce ona yaklaşmıştı. Dizlerinin bağı çözülüyor gibiydi. Azad’ın elleri, dudaklarından boynuna, oradan da beline iniyor, her dokunuşunda tenini alev gibi yakıyordu. Sessizlik yerini nefes seslerine, bastırılmış iniltilere ve her şeyin ötesinde, ikisinin de susturamadığı bir tutkuya bırakmıştı.

O gece kelimeler sustu, bedenler konuştu. Ve Ahin, içindeki tüm korkulara rağmen, bu adamın dudaklarında kendini hiç bilmediği bir yangına bırakıyordu…

Ahin, yaşadığı anın şaşkınlığıyla ne yapacağını bilemiyordu. Vücudu donmuş, zihni sus pus olmuştu. Daha önce hiçbir erkekle böylesine yakınlaşmamıştı, ilk geceleri hariç, ama o gece bile böyle değildi… böylesine yakıcı, böylesine bilinçli değildi.

Azad, onun hâlâ karşılık vermediğini fark ettiğinde sabrının sınırında dolandı. Alttan hafifçe aldığı alt dudağını, dişleri arasına alarak ısırdı. Ahin, acıyla birlikte gelen metalik tadı hissedince dudaklarını istemsizce araladı. Azad fırsatı kaçırmadı; dilini onun diline doğru usulca, ama kararlı bir şekilde itti.