13. Together

1.9K 92 7
                                    

Bölüm şarkısı:
Free Love - HONNE

Imagine a place where we can be free.
There's no one for miles, it's just you and me.
Özgür olabileceğimiz bir yer düşün.
Kilometreler boyu kimse yok, sadece sen ve ben.






Mauro ile resmi olarak sevgili olmamızın üstünden sadece 5 gün geçmişti. Buna rağmen etrafımdaki herkes son zamanlarda ne kadar mutlu olduğumu söyleyip duruyordu.

Aşkın böyle bir etkisi olduğu doğru ancak bu kadar hızlı fark etmeleri beni biraz endişelendirmişti. Çünkü ilişkimizi henüz kimseye söylememiştik.

Takımdakiler zaten aramızdakileri en başından beri fark ediyordu ama bir ilişkiye başlamamız bambaşka bir şeydi. Onların gözü üstümüzdeyken nereye kadar saklayacaktık bilmiyordum.

İlişkimizi şimdilik gizlemeye ikimiz beraber karar vermiştik. Ben çevrenin tepkisine kendimi hazırlamaya çalışıyordum, Mauro ise kızlarına söyleyene kadar kimseye söylemek istemiyordu. Her ne kadar kızlar bizi birlikte görmek için can atsalar da gerçekten böyle bir durum olduğunu öğrendiklerinde ne tepki verirler bilemiyordum.

Saat 21.45'e yaklaşırken üstümü giyip hazır olduğuma dair Mauro'ya bir mesaj atmıştım. Gündüz meşgul olduğumuz için baş başa geçirebileceğimiz tek saatler akşam saatleriydi. Onda da kafamıza şapka geçirip tanınmamaya çalışıyorduk.

Kapıda olduğuna dair gelen mesajla hızla inip evden çıktım. Alçı çıktığı için artık daha rahattım, sadece arada ağrı yapıyordu. Mauro arabasına yaslanmış telefonu ile ilgileniyordu. Yine sade jean tshirt kombinini yapmış, pahalı saati ve marka şapkasıyla tamamlamıştı. Onun aksine giydiğim tatlı elbisem kesinlikle dışarı çıkarken kombinlerimiz hakkında konuşmamız gerektiğini söylüyordu.

Görmemişin sevgilisi olmuş uyumlu giyinelim diye tutturmuş!

Arabaya kadar koşarak gittim ve o beni fark etmeden boynuna sarıldım. "Beni korkuttun!" diyen Mauro hızla ellerini belime sarmıştı. Boynuma kondurduğu öpücükle midemdeki kelebekler yine bana selam çakarken artık buna alışmam gerektiğini fark ettim. Onun her hareketinde kalbim çarparsa bu iş yürümezdi!

Ayrıldığımızda elbiseme bakmıştı. Yok yok baya süzmüştü. "Bu elbise yeni mi? O kadar tatlısın ki yanında sönük kalıyorum." Gülümsedim. Geçen gün beni dünyanın en pasaklı ev halinde gördüğünde de benzer şeyler söylemişti. "Yalancı, her seferinde aynı şeyi söylüyorsun!"

Minik bir kahkaha atıp "Çünkü her seferinde daha güzel oluyorsun! Sen her gün bir önceki günden daha güzel olursan bizim işimiz var." dedi. Yanağına bir öpücük kondurup bu flörtleşmeyi bitirdim çünkü kalbim fazlasına dayanmıyordu.

Arabaya binip Tarabya sahile doğru yola çıktık. Mauro İstanbul'a geldiğinden beri ya lüks mekanlardaki Türk yemeklerinden ya da klasik restoran yemeklerinden yemişti. Onu İstanbul'da yiyebileceği en iyi sokak yemeklerini yemeye götürüyordum.

Artık buraya ve yemeklere alışması gerekiyordu. Çünkü beni kendine alıştırmışken sene sonu onu Paris'e yollayamazdım.

Sen o PSG işini unut aslanım, içindeki Metin Oktay'ı çıkaracağız!

"Güzelim gidip restoranda yeseydik işte niye sahile iniyoruz. Hem o sokak satıcıları temiz mi?" Gözlerimi belki de 20. kez devirerek sabrımı sınayan Mauro'ya döndüm. "Yahu o adamlar senin gittiğin restoranlardan temizdir emin ol. Hem artık buradaki yemeklere alışman lazım öyle 7/24 İtalyan yemeği sipariş ederek nereye kadar yaşayacaksın?"

"Sene sonu Paris'e gidiyorum ya o kadar da alışmama gerek yok canım." Rahat bir tavırla öylesine söylemiş sonra da tepkimi ölçmek için yandan yandan yüz ifademe bakmıştı. Bu bile beni sinir etmek için özellikle Paris konusunu açtığını belli ediyordu. "Seni burdan bir Parise gönderirim sezon sonuna kadar dönemezsin Mauro, beni sinir etme!"

Onsra | Mauro IcardiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin