Onsra | Mauro Icardi

20. Save Her

Bölüm şarkısı
Here with Me - Susie Suh

Callin' your name in the midnight hour
Reaching for you from the endless dream
So many miles between us now
But you are always here with me
Gece yarısı adını sesleniyorum
Sonsuz rüyalarda sana ulaşmaya çalışıyorum
Aramızda çok fazla mesafe var şimdi
Ama sen, her zaman benimlesin

Mauro'nun anlatımından (Birkaç saat önce)

Isabella'nın mutfakta kırdığı bardağı temizledikten sonra Meva'yı yolcu etmiştim. Tam sonunda oturup dinlenebileceğim derken telefonum çaldı. Arayan Lucas'tı.

"Alo, Lucas?"

"Mauro, neredesin?"

"Evdeyim. Kızlarla vakit geçiriyorduk."

"Meva yok mu?"

"Birkaç eşyasını almak için evine gitti az önce. Sen neden aramıştın?"

"Nando ve Dries bana geldi, biraz içip kafa dağıtıyoruz. Sen de gelsene."

Kızları kime bırakacağım diye düşünürken bakıcılarının eve girdiğini duydum. Sanırım artık boştum. "Kızların bakıcısı geldi, ben de evde Meva olmadan ne yaparım diye düşünüyordum iyi ki aradın. Yarım saate oradayım." diyerek telefonu kapadım.

Hazırlanıp kızlara veda ettim ve gece benim geç gelme ihtimalime karşı bakıcılarının sözünü dinleyerek erkenden uyumaları konusunda ikisini de uyardım.

Yaklaşık 15 dakikalık bir araba yolculuğundan sonra Lucas'ın evine varmıştım. Tek tek hepsine selam verdim ve büyük terasa kurdukları masaya oturdum. Lucas elindeki viski ve şarap şişelerini gösterip ne istediğimi sorarken tercihim şaraptan yana oldu. Meva o kadar çok seviyordu ki artık benim de vazgeçilmezim olmuştu.

"Eveeet grubun en romantik adamı da geldiğine göre artık dertleşme modunu açabiliriz." diyerek benimle dalga geçen Dries'a masadaki çerez tabağından bir fındık alıp fırlattım. Tam kafasına isabet etmesiyle Nando ve Lucas kahkahalara boğulmuştu.

"Ne kızıyorsun abicim, kızdan iki güzel cümle duyunca bütün idman boyunca sırıtıp sevgi kelebeğine dönen ben miyim? Ayrıca hiç öyle sinirli sinirli bakma şu an Lucas'ın bizim gibi aşk adamlarına ihtiyacı var."

Son cümlesiyle gözlerimi kısarak Lucas'a dönmüş ve 'ne diyor bu?' der gibi bakmıştım. Lucas dertli bir iç çekerek gözlerini elindeki viski bardağına çevirdi.

"Ne oluyor düzgünce anlatsanıza?" diye sormamla Nando imdadıma koşmuştu.

"Lucas aşk acısı çekiyor kardeşim. Biz de hem acısını unutturmak hem de tavsiye vermekle görevlendirilen 'aşk doktorları' olduk, Dries sağ olsun." Nando'nun bunu söylerkenki memnuniyetsiz surat ifadesiyle ufak bir kahkaha attım. Bu tarz olaylardan kesinlikle nefret ediyordu... Dries ise onun tam tersi olarak bu olaylardan sonuna kadar zevk alıyordu, sonuçta arkadaşının aşk acısı çekmesine başka kim bu kadar eğlenebilirdi ki değil mi?

"Ne var arkadaşımıza yardımcı olsak? Hepimizin güzel ilişkileri var, çocuğa bir yardımı olur dedim!" diye kendini savunmaya geçen Dries biraz haklı gibi duruyordu. Lucas'ın kesinlikle yardıma ihtiyacı vardı.

2 evli + 1 boşanmış adam olarak Lucas'a ne kadar iyi tavsiye verebilirsek o kadar vermiştik.

Gece ilerledikçe sohbet koyulaşmaya başlamıştı. Hafif çakır keyif olsak da sarhoş değildik.

Nando'nun sorusuyla ona döndüm. "Şu manyak konusu ne oldu, bir gelişme var mı?" Keyifsizce başımı iki yana salladım. "Yok. Resmen herif yer yarıldı içine girdi. Aklım çıkıyor bir gün Meva'nın karşısına dikilecek de zarar verecek diye."