17. Bölüm

7.4K 327 60
                                    


Sinan

"Yüzünü gözünü dağıttım hâlâ benim sevdiğimin adını ağzına alıyor şerefsiz." diye bağırdım.

Efe ellerini kollarıma koyup sıkıca tuttu.

"Abi bırak yargılansın bu dayaktan anlamıyor."

Kendimi ondan kurtarıp köşe de zırlayan pisliğe bir tane daha tekme attım. Dizine gelen tekmeyle zırlaması durdu. Sayıklamaya başladı.

"Sen sus Efe sana da sıra gelecek." diye yanına gidip tam önünde durdum.

"Ne sırası" dedi çokta umursamadan.

Bu sefer ben onu kolundan tutup odanın dışına çıkardım.

Kolunu bırakıp yüzüne sinirle baktım.

"Ben bilmiyor muyum Asude'ye olan hislerini görmüyor muyum sanıyorsun."

Asude deyince bakışı değişti. Umursamaz hali yok oldu. Oh olsun bu ibneye az mı üzüldü benim kardeşim.

"Gör. Sen görmesen bugün yarın ben anlayacaktım zaten seviyorum ben kardeşini, öl dese ölürüm."

Omzundan sıkıca tuttum.

"Ne diyorsun oğlum sen ne anlatıyorsun? "

Gözlerini yumup açtı sinirlendi paşam.

"Bak sevdiğim gibi sevildiğimi bilmesem hayatta açılmazdım ona."

Omzunu iyice sıkıp başımı biraz daha yaklaştırdım.

"Bide açıldın mı? Ondan iyice Leyla oldu bu kız dimi? Lan sen sözlüsün Asude bunu duysa senin yüzüne bakar mı?"

Başını iki yana salladı.

"Yok söz falan mirası ret edeceğim. Ben Asude' yi seviyorum. Sen ister yanımda dur ister karşımda vazgeçmem. İlk defa birini köpek gibi seviyorum ben. Kaybedemem onu anlıyor musun?"

Derin bir nefes verip omzuna hafif vurdum. Ellerimi çekip biraz geri gittim.

" Ne yanında dururum ne karşında ama kardeşim üzülürse seni o zengin ailenin mezarlığına bizzat kendim gömerim Efe. "

Gülümser gibi oldu.

" Göm lan gömmezsen adam değilsin. Alacağım kardeşini üzülen sen olma da."

"Lan lan" diye üzerine yürüdüm ama iki yana sallanan başıyla sırıtarak geri kaçtı.

" Düğünümüz var Komutanım gelinin abisi olarak baş konukta sensin."

Fikri bile kanımı kaynattı.

"Hadi Asude kabul etti. Ben evlenmeden nah size düğün." dedim bende imayla ve başımla kapıda ki askerlere içeri de ki iti kaldırın diye emir verip koridordan çıktım.

Arkamdan gelen gerzek halen konuşuyordu.

"Zeynep seni almaz. Bu kadar agresif adamı kim ister. Bize bari engel olma kayınço."

Şeytana uyup bununda ağzını burnunu dağıtmak vardı ya rütbesi benle eşitti puştun.


Eve geldiğimde evi saran yemek kokusuyla ve içeriden sızan ışıkla gülümsedim. Zeynep burada olmalıydı. İçeri geçmeden lavaboya uğrayıp ellerimi yıkadım. Dişimi fırçalayıp aynada saçlarımı düzelttim. Üniformamı çıkarmadığım iyi olmuştu. Zeynep ayrı seviyordu bu hallerimi fark etmiştim.


Odaya girdiğimde boştu.


''Güzelim.'' diyerek mutfağa geçtim. Heyecanla önünü dönen Zeynep dişlerini göstererek gülümsedi. Üzerinde belinden oturtmalı kırmızı bir elbise vardı. Tam beline oturmuş incecik belini sarmış. V şeklinde açılan eteği dizlerinden epey yukarıdaydı. Beyaz bacaklarını süzdüm çok az sürede ve gülümsedim.

''Hoş geldin canım.''

Yanına doğru yaklaşıp onu kendime doğru çevirdim. Burnumu saçlarıyla boynu arasına götürüp nefeslendim. Güzel kokusu ciğerlerime bayram havası getirdi.

''Hoş buldum. Çok hoş.''

Omzunu oynatarak kıkırdadı.


''Yemekten önce tatlı yiyebiliyor muyuz?'' diye sordum. 

'Dolaba yöneldi. ''Normalde olmaz derdim ama fırındakinin henüz yarım saati var erken geldin. ''

Belinden yakaladım tekrar. ''Dolaptakinden istemiyorum ben ama.''

''Başka tatlı yok Sinan ama is-.'' dedi şaşkınca ve dudaklarını kaplayan dudaklarımla sözü yarım kaldı. Kollarıma sıkıca tutundu.

Dayanamıyordum artık. Evlenmeden istemiyorsa saygı duyardım. Ama her defasında kıyısından dönmek yarım kalmak istemiyordum. Her bir kıvrımına dokunmak istiyordum. Bazen öyle güzel oluyordu ki. Nefesimi kesecek kadar. Aynı şimdi olduğu gibi oluyordu.

Belinden tutup kaldırdım. Mutfak masasına oturttum. Öpüşüm derinleşirken alt dudağını emdikten sonra yaladım. Bu sefer öncekilere göre biraz serttim. Alt dudağına geçerken ellerimle iki bacağını ayırıp arasına girdim. Eteği iyice baldırlarına doğru açıldı. Ellerimle bacaklarını okşarken kendimi biraz ona hissettirmek istedim.


Zeynep


Yutkunamıyordum. Sinan'ın arzulu hali resmen başımı döndürüyordu. Kendini basa iyice yasladığında alt tarafımda hissettiğim sertlikle kollarını bırakıp ellerimi boynuna sardım. Öpmüyor birbirimizi içiyorduk şu an. Kalbim yerinden çıkacak gibi olsa da dur demedim. Gidebildiğimiz kadar ileri gidelim istiyordum. Bacaklarımda gezen elleri durdu. Tamamen duracak sanırken beni popomdan kucaklayıp yatak odasına doğru giderken boynumu  öpmeye devam etti.

Elbisenin yakasında ki düğmeleri açarken bir ara göz göze geldik. Benden izin istiyordu. Başımla onay verdim. Düğmeleri açıp göğsümün görünen kısmından öpüp emmeye başladı. Ağırlığını yatakta üzerime verip erkekliğini bana bastırınca inledim.


''Sinann.'' diye hafif yüksek sesle inlediğimde durdu.


''İstemiyor musun.''


Oturur pozisyona gelip onu soymaya başladım. Üzeri çıplak kalınca tekrar hızla dudaklarıma yapıştı. Cüssesi altında ezilsem de bu hoşuma gidiyordu. Elbiseyi ne ara üzerimden çıkardığını anlamadım. Fakat altımda südyen yoktu.


''Ha siktir '' dedi Sinan yutkunuşları sıklaştı. Beni tekrar altına alıp göğüslerime eğildi. Önce dilinin ucuyla göğüs ucuma okundu. ''Ah.'' diye kısık bir ses döküldü dudaklarımdan. Sonra tamamen ağzına alıp emmeye başladı. Diğerine geçtiğinde altında kıvranmaya başladım. Bir ara altında ki pantolondan kurutulup vücudumun her zerresini öpmeye devam etti.


Çalan zille inlemelerimi susturdum. ''Sinan zil.''


Başını emdiği boynumdan çıkarıp ''siktir et çalar çalar gider.'' deyip dudaklarıma kapandı. Başımı geri çekerek ''Belki önemli bir şeydir sevgilim.'' dedim.


''Zeynep inan bu gün yarım kalırsam kendimi keserim.'' dedi sitemle ve üzerimden kalkıp Altına giydiği pantolonla odadan küfrederek çıktı.


Yarım kalmamızı bende istemiyordum. Onunla bütün olmayı göze almıştım. Üstelik alt tarafım resmen sızlıyordu.


İçerinden gelen kadın sesi ile üzerime elbisemi geçirip üzerimi düzelttim.


''Hamileyim anlamıyor musun?.'' diyen kadınla yutkunamadım. Sarışın kadın arkası dönüktü. Üzeri çıplak kadının karşısında duran Sinan başını iki yana sallayarak bana bakıyordu.


Bu olamazdı. Bu sefer değil.



ÜSTEĞMEN'İM (Yarı Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin