"Karar vermiştim artık. Ölmek istiyordum. Aylardır düşündüğüm ve sürekli denemeye çalıştığım o şeyi bu sefer başaracaktım işte emindim. Bunu duygusal bir şekilde anlık bir kararla yazmıyorum, ayların hatta yılların verdiği acı sonucu aldığım o kararla yazıyorum. Siz bunları okurken bedenim buz gibi toprağın altında bir daha asla dönemeyeceğim o dünyaya gözlerimi kapatmış olmanın verdiği mutluluk ile ölmüş olacağım. Korkunç bir gece geçirdim. Kararımı vermemi destekleyen en önemli durum da bu olmuştu zaten. En şiddetli göz yaşlarımı döktüm bu gece son defa ağlıyormuşum gibi dibine kadar ağladım. Bağırdım. Sustum. Tekrar ağladım. Tekrar bağırdım ve tekrar sustum. Görünmezdim ben. Doğduğumdan beri öyleydim. Madem bu kadar değersiz ve görünmez isem ölümüm kimin canını yakar ki. Benden asla bunu beklemiyorsunuz biliyorum. Korkak diyorsunuz. Yapamaz o kıyamaz kendine diyorsunuz. Bu ya zaten beni öldüren şey. Siz beni tanımıyorsunuz.
Bunu yapmak istiyorum ve bunu yapacağım için çok mutluyum. Yıllar sonra kendimi ilk defa bu kadar mutlu hissediyorum. Yıllardır bana yüreği kapalı olan siz, bu saatten sonra da yüreğinizi sakın açmayın."
...
Gözlerimi açtığımda hiç tanımadığım bir evde bana ait olmadığını anladığım o kıyafetlerle uzanıyordum. İçerden gelen seslere kulak vermeme rağmen eşya gıcırtılarından başka ses duyamıyordum. Korkak adımlarla mutfağa ilerlediğimde karşımda gördüğüm kişi gayet tanıdıktı. Günaydın diye seslenmiştim ama arkasını dönüp bana bakmamıştı. Bir kaç dakikalık o aradan sonra ne kadar süredir baygınsın biliyor musun? Diye sormuştu. Endişe dolu gözlerle ona bakmaya devam ederken, 2 haftadır aralıksız uyuduğumu söylemesi daha da endişelenmeme sebep olmuştu. İki haftadır senin yanında mıyım?
Hayır Duygu hayır demişti sesini yükselterek. Hiç bir şeye anlam veremiyordum. En çok da bu seferde başaramamış olmama anlam veremiyordum. Sanırım yine kaybeden taraf bendim. Bana bütün olanları tek tek anlatır mısın lütfen Miraç diye seslenmiştim ağlamaya hazır o ses tonumla.
İntihar etmeye çalıştığın o gece ailen durumu fark edip ambulansı çağırmış. Düne kadar hastanede yatıyordun. Tehlike kalmadığını sadece uyanmanın beklenmesi gerektiğini söylediklerinde ailen ve ben ordaydık. Seni üzmek istemiyorum şimdilik bu kadarı yeter. Deyip arkasını dönüp yürümeye başlamıştı. Evde Miraç diye bağırarak onu durdurmaya çalışıyordum. Devamını anladım zaten onlar beni istemedi ve sen aldın geldin dedim. Yere çöküp hayatımın hiç bir alanında durduramadığım o göz yaşlarımın akmasına izin verdim. Yanıma gelip oturdu. Evet Duygu ne yazık ki öyle oldu ailen uyandığında bize ulaşsın demişti telefonun yattığın yatağın başındaki sehpada aramak istersen dediği anda sözünü kesmiş teşekkür ederim beni umursadığın için ama ben ne burda kalabilirim ne onların yanına dönebilirim bi şekilde başımın çaresine bakarım diyerek ayağa kalkmış ve telefonumu almak için ilerlemiştim ki kolumdan tutarak konuşmaya başlamıştı. Duygu ailem burda yaşamıyor bense çoğu zaman evde dahi olmuyorum geceleride çalışıyorum istediğin zamana kadar burda kalabilirsin yeter ki kendine zarar verme demişti. Uzun bir süre ona bakmıştım. Bunu neden yapıyorsun Miraç? Nedenini söyleyemem Duygu bunu benden isteme diyerek cümleme cevap vermişti.
Saate bakmış ve ailemin evde olmadığına emin olduktan sonra kendi evime gitmiş ve lazım olabilecek tüm eşyalarımı alıp geri dönmüştüm. Sanırım hayatım bir süre burada geçecekti.
...
Gecenin bir yarısı duyduğum öksürme sesleriyle salona gitmiş ve yüzünde çizikler ve kan ile yatan Miraç'ı görmem beni korkutmuş ve koşarak kaçma isteği uyandırmıştı. İçimden gelen her şeye karşı koyup yavaş yavaş yanına gitmiş ve ne olduğunu sormuştum. Duygu odana git ve yat diye aldığım cevap beni daha da strese sokmuş ve sormaya devam etmiştim. Kavga ettim oldu mu demişti bi anda açılan gözleriyle. Madem çok yardım etmek istiyorsun banyoda ilk yardım çantası var diye seslenmişti arkamdan. Koşarak çantayı alıp yanına gitmiş önce kanları temizleyip sonra yaralarını sarmıştım. Geri yattığında öksürmeye devam ediyordu ve bana bu kadar iyiliği dokunan birini yalnız bırakmak istememiştim. Elini tutup yere oturmuştum. Amacım uykuya dalınca kalkıp gitmekti ama ondan önce uykuya dalmam planımı değiştirmişti.
Sabah uyandığımda onun yattığı yerde ben yatıyordum ve o evde yoktu. Olanları sormayı çok istiyordum ama cevaplayacağını da hiç sanmıyordum. Gecenin o saati normal bir kavga olmadığına emindim. Aklımda bir sürü şüphe ve soru vardı. Konu onunla değil de benim iyi niyetimle alakalıydı aslında. Yani öyle olmasını umuyordum. Bana acıyıp şefkat gösteren birine aşık olamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hislerin Savaşı
Teen FictionBazen tek çözüm kalıp savaşmak değildir kaçmak gerekir,gitmek çok uzaklara,zihninde kimsenin ulaşamayacağı o noktalara,korkmaktan değildir bu kaçış bir yarayı daha kaldıramayacak halde olduğun içindir,yıkılmaktan korktuğun içindir,ayakta durmak iste...