canla yapılan takas - VI

356 36 54
                                    

"Onları buldun mu?"

Evet, buldum. Buldum ama ben ağrı kesici arıyordum senin için, zihnini uyuşturacak haplar değil.

Nefesim kesildi, onun kadar saf bir beyaz güvercinin de aynı batağa düşmüş olmasına inanmak istemedim. Evinden belliydi, ailesinin yeteri kadar parası vardı ve imkanı el vermişti.

Gerçekten ona sahip çıkmak istedim. Her ne kadar kendi başımın çaresine bakamıyor olsam da onu hep yanımda tutma isteğini bastıramadım. Ona yardım etmeliydim ama bunu söylemeye korktum, yardımımı istemez ve olanları anladığımı gördüğünde benden kaçıp gitmesinden, aramıza duvarlar örmesinden çok korktum.

Ah, güzel ve narin ipek böceğim, daha fazla kirlenmene izin vermeyeceğim. Özür dilerim, sana birazcık yalan söylemek zorundayım.

"Y/N?"

"...hiç bahsettiğin gibi renkli ilaçlar yok burda. Ama bir tane paket var, bütün hapları kullanmışsın sanırım."

Eğer o da benim gibiyse, elindeki her şeyi sakladığı bir yer olmalıydı ve ben orayı bulmalıydım.

"Ne? Hiç kalmamış mı?"

"hiç yok... ilaçlarının kutusu buralarda biryerde mi?"

"kutu...
yatak odamda."

sesi çok tedirgin duyuluyordu, ve bunu ona bilerek yapıyor olmam beni daha da kötü hissetirdi.
Üzgünüm, bunu senin için yapmalıyım.
Söz veriyorum, sana yardım edeceğim ve sen hiçbir şey bilmeyeceksin. Sana her şeyi yavaşça unutturacağım, bu pisliğe ihtiyacın kalmayacak ve hiçbir şeyden haberdar olmayacaksın.

"Tamam, yatak odana gidiyorum."

Aslında hemen evine dönmek istemesini daha iyi anlıyordum. Gerçekten de çok muhtaç bir durumda olmalıydı ki iki gün bile zor dayanmıştı gördüğüm kadarıyla.

Yazık değil mi sana? Kendini harcamıyor musun? Kimse neden sana bakmadı şimdiye kadar? Ailen kim ya da ablan biliyor mu senin durumunu? Kim yaptı bunu sana?

Neden bana söylemedin?

"Geldim, neredeler?"

"Dolabımı aç, en altta katlı duran kıyafetlerimi almalısın."

Neden bana yardım et demedin?

"Aldım ama görünmüyorlar."

"Tamam, şimdi dolabın zeminini kaldırmalısın."

"Ne?"

Ben sana çok mu saf göründüm, beni de kirletmek istemediğinden mi söylemedin?

"Gördüğün tahta parçası dolabın asıl zemini değil. Onu elinde köşelerinden kaldırmalısın."

Yavaşça kaldırdım o tahta parçasını. Tozlu zemin üstünde bir karton kutu vardı. Kutunun kapağını sadece bir miktar görmeyi umarak kaldırdım.

Gözyaşları, şu anda sizinle uğraşamam.
Bir ayakkabı kutusu dolusu hapa bakıyordum, görüşüm bulanıklaşmıştı. Ona aptal taklidi yapmaya devam etmeliydim, onu kurtarmak için biraz daha mücadele etmeliydim ama bu daha başlangıçtı.

"Buldum!
Hangisini almalıyım? Çok fazla var burada."

Sesimi kontrol etmeye çalışarak sordum.

"...
Fark etmez aslında... Hepsi annemin özel ürettirdiği ilaçlaryanihepsiaynı"

Çok safsın sen, çok temizsin ama kirlenmişsin. Titreyen sesin bile seni ele veriyor. Yalanın çok berbattı, ama inanmak zorundaydım.

Kırmızının altındaki beyaz yumak - Kazuha x Reader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin