Kırmızının altındaki beyaz yumak - Kazuha x Reader

XIX

[minik ölçüde çıplaklık var bu bölümde rahatsız oluyorsanız biraz kaydırıp okuyabilirsiniz <3]

Y/N'in uyanmasını beklerken elimden geldiği kadar hareketsiz duruyordum. Nefes alıp verişi o kadar huzur verici geliyordu ki kulağıma. Güneş pencereden yüzüme vurmaya başlamıştı yavaş yavaş. Bedeninin sıcaklığı ne hoştu.

Ufak kıpırtılarla uyandı. Başı ağrıyor olacak ki kaşlarını çatmıştı, dünkü sarhoşluğunun etkisiydi. Alnını öptüm ve fısıldadım;

"günaydın"

Hafifçe gülümsedi ve gözlerini tekrar kapadı. Birkaç saniyenin ardından aniden başını yastıktan kaldırdı.

"Kazuha... Neden çıplağım?"

Hatırlamıyor muydu?
Bir şeyler düşünüyor gibi görünüyordu.

"Dün gece, biz?"

Sesinde tedirginlik ve endişe vardı.

"Korkma, her şey yolunda."

Bedenini yorganla kapatırken yaklaşıp sarıldım kendisine.

"Endişelenme, korumamız vardı. Korkacak bir şey yok."

"..."

"Dün geceyi hatırlıyor musun?"

"Hatırlıyorum"

Alnını bir kere daha öptüm ve ellerini tuttum. Bir süreliğine bakıştık, gülüştük ve sarıldık.

"Nasıl hissediyorsun?"

"Mutluyum Kazu, teşekkür ederim. Çok mutluyum hatta."

"Sevindim."

"..."

"Şey.. Temizlenmeliyiz. Dün akşam uyuyakaldık ikimiz de."

"Haklısın."

Yataktan kalkmamız gerekirken bir anlık tuhaflık oldu aramızda. Dün akşam işi pişirmiş olabiliriz ama birbirimizi daha önce hiç ayık şekilde çıplak görmemiştik. Ve tam da şu anda üstümüzdeki tek şey yorgandı.

Utandığım için y/n'e bakmamaya çalışarak yataktan kalktım ve hemen yandaki banyoya gittim. Küveti doldurmak için suyu açtım. Ve daha da tuhaflık olmaması için üstüme bornoz giydim, en azından suya girene kadar böyle yapsam iyi olurdu.

Dişlerimi fırçaladım, yüzümü yıkadım.

"Y/N, gelebilirsin."

Duvara sırtımı yaslamış beklerken sessiz ve yavaş adımlarla banyoya geldi. Kapı kenarına gizlenmiş bana bakıyordu. Tanrım, çok utanıyorum.

Gülümsedi ve onun yanına gittim. Gözlerine bakmayı sürdürerek elini tutup onu banyoya çektim. Üstünde hiçbir şey yoktu. Ellerini usulca bornozumun ipine attı ve kuşağı çözdü. Sonra da omuzlarımdan sıyırıp bir kenara koydu bornozumu.

İkimiz de sahiden her şeyimizle birbirimizin karşısındaydık. Yanakları kızarmıştı. Ellerimi yavaşça bırakıp birkaç adım geriye gitti. Musluktan akan su küveti doldururken birbirimizi inceledik. Bedeni güzeldi, hem de çok. Boynunun altındaki dik ve küçük göğüsleri saf görünüyordu. Şu güne kadar saklanmıştı herkesten ve her şeyden. Ancak bugün benim karşımdaydı. Ufak yavrumuzun günün birinde en rahat hissettiği yer olacaktı belki de göğüsleri.

Hafifçe yuvarlak karnı ise belki de en sevdiğimdi. Arkasından ona her sarılışımda ellerimi karnının üstünde birleştirmek fazlasıyla hoşuma gidiyordu.