soobin
yeonjunyeonjun
soobin?soobin
neredesin?
gitmişsin
linda da yok
özür dilerim
dün çok mu
üzdüm seni
özür dilerimyeonjun
hey
sakin olsoobin
özür dilerimyeonjun
soobin
aşağıdayım ben
aç kapıyı hadi <3
bak zile bastım
buradayım sakin ol⎯
merdivenleri henüz çıkmışken soobin'i kapıda beklerken gördüm. oldukça endişeli görünüyordu. "yeonjun çok özür dilerim." kollarını belime sardığında ben de ona sarıldım yüzümdeki tebessümle. burnumu boynuna saklayıp derin bir nefesi içime çektim. gerçekten çok güzel kokuyordu.
"linda ile yürüyüşe çıkmıştık soobin, üzgünüm haber veremediğim için." içeri geçtiğimizde istemeye istemeye ayrıldı benden.
"dün söylediklerim yüzünden gittin sandım." suratından düşen bin parçaydı ve bunu sevmemiştim.
"benimle arkadaş olmak istemediğini öğrenince biraz üzüldüm evet, ama sorun değil. asma sen suratını."
"ya ne arkadaşı yeonjun?" omuzlarını düşürdü ve gözlerime baktı. "arkadaş olmak istesem seninle mi olurum? gider beomgyu ile olurum. ben seninle arkadaş falan olmam..."
suratım daha da düşerken gözlerimi yere indirdim. o kadar mıydı yani? o kadar mı kötüydüm?
ellerini yanaklarımda hissettiğimde kafamı kaldırdım. "ben seninle sevgili dışında hiçbir şey olmam." dedi. dediği şeyi anlamlandırmam zaman aldı. önce gözlerimi kırpıştırdım sonra kendimi panikle geri çektim. sırtım vestiyer dolabına çarptığında ağlamaklı bir ses çıkarıp yere çöktüm. "acıdı acıdı acıdı."
"ya sen mal mısın?" önümde diz çöktü ve sırtımı sıvazladı. "çok mu acıdı?"
"offff," omuzlarımı arkaya doğru atıp elimle çarptığım yeri tutmaya çalıştım. "acıdı ya."
dudaklarını gözümün hemen altında hissettiğimde acıma odaklanamaz oldum birkaç saniye. "tamam, bir şey yok. geçer birazdan." yanağımı bir kez daha öptüğünde gerçekten acımın geçtiğine şahit oldum. daha doğrusu, acıyı unuttum.
"soobin..." kaşlarını kaldırıp baktı bana. "arkadaşım olmak istemediğini söylediğinde kastettiğin..." yutkunmak zorunda kaldım devam edebilmek için. "daha ötesi olmak mıydı..?"
güldü. "ben zaten senin zekana vuruldum biliyor musun?" kafama hafifçe vurduktan sonra yüzündeki gülümseme ile devam etti. "az önce aynısını söyledim ya zaten aptal. ben, seninle arkadaş falan olmam. sevgili dışında hiçbir şey olmam. sen de olma yeonjun, sen de benimle sevgiliden başka bir şey olma..."
neredeyse ağlayacaktım. başımı aşağı yukarı sallayıp alnımı omzuna koydum. "tamam. sevgili dışında hiçbir şey olmayacağım seninle."
linda yanağımı yalayarak iyi olup olmadığımı kontrol ettiğinde geri çekilip gülerek okşadım başını. "iyiyim kızım, endişelenme." soobin'e baktığımda tebessümle linda'ya baktığını gördüm. "çok iyiyim."
sonraki günlerde soobin ile aramızdaki ilişki pek de değişiklik göstermedi. bu da bize kanıtladı ki, ilişkimize isim koymadan önce de birbirimizden hoşlanıyor ve flört ediyorduk. eskiden farkımız eskiye göre çok daha fazla temas halinde olmamızdı. şikayetçi olduğum bir nokta değildi ama soobin'in dokunuşlarına bağımlı olmam hiç de iyi değildi.
modellik kariyerim sebebiyle dışarda yaşayamazdım açık açık hiçbir ilişkimi. bundan önceki sevgililerimle de dışarda pek özgür değildim. ama soobin ileyken her an üzerimde olsun istiyordum elleri ve gözleri. parmaklarıyla belimi ovsun, elimi tutsun, boynumu öpsün...
"bugün neden bu kadar asabisin sen?" gülerek marketten aldığımız poşetleri vestiyere bıraktı ve ben daha ayakkabılarımı bile çıkaramamışken beni kucağına aldı.
"ya çünkü," sinirli sinirli gözlerine baktım. "bir kez olsun ilgilenmedin benimle."
gülüşü tekrar kulaklarıma doldu. "sen iyice ilgi meraklısı biri oldun yalnız. ben her an nasıl seninle ilgileneceğim?" beni kucağından indirmeden içeriye geçti. linda peşimizdeydi ama odasına girdiğinde linda'dan özür dileyerek onu içeri almadı.
"çocuğum ya..." dedim asık suratla kapalı kapıya bakarken.
"istersen benim yerime onunla oyna." beni yatağa bıraktıktan sonra önümde diz çöktü. sessiz kalışım sırıtmasına sebep oldu. ayakkabılarımı acele etmeden çıkardıktan sonra diz kapakları üzerinde doğrulup beni bacaklarımdan tutarak kendisine çekti. saçlarına tutundum panikle, bu ani hareketi yüzünden. "iki güne dönem başlıyor." tişörtümü kaydırarak ellerini içime soktu ve belimi okşadı. "okulda pek de yakın duramayacağız muhtemelen çünkü sen çok ünlüsün ve biz her an magazin sayfalarına düşebiliriz."
"çok kötüsün çok. beni kendine bağımlı yapman adil değil."
ayağa kalkıp kendisini yatağa bıraktı. sırtını yastıklara vermişti. "gelsene." uzattığı eli tutup ona yaklaştım ve istediği şey yanına uzanmam olsa da kucağına oturdum. hafifçe güldükten sonra vücudunu kaldırdı ve dudaklarıma uzandı.
ufak bir öpüşmenin ardından tekrar arkasına yaslandı. ben de ona sarılıp başımı omzuna koymuştum. dudaklarımı ara ara boynuna bastırıyordum. ben onu bu şekilde öptüğümde o da saçlarımı öpüyordu. gerçekten beni temas bağımlısı yapmıştı bu çocuk, gerçekten.
telefonum titrediğinde arka cebimden çıkarıp soobin'den çok da uzaklaşmadan mesajı açtım. yeji'ydi mesaj atan.
"kim?" soobin ekrana bakmamak için kendisini yastıklara iyice gömdü. bu hareketi gülümsetti beni. "yeji ya." dedim. "işle alakalıdır muhtemelen."
mesajları okumaya başladığımda işle alakalı olduğundan daha çok, bizimle alakalı olduğunu gördüm.
yeji
sana hiçbir şey demiyorum var ya yeonjun
yemin ediyorum demiyorum ya
sadece
neyse
KAFAYI YIYECEHIM AMA
NASIL YAPA4SIN BUNU YA
BEN SENIN ARKADASINIM
ENNNNN YAKIN ARKADASIN OLDUGUMU GECTIM BEN SENIN MENAJWRINIM ABI
bak
dilimin ucuna cok agir sryler geliyor geliyor gidiyor
cidden inanilmaz sinirliyimo hâlâ yazıyorken kaşlarımı çattım. neler oluyordu?
"ne oldu?"
"bilmiyorum ki." hızla mesajlaşmadan çıkıp twittera girdim. kendimle ilgili bir şeyler arattığım gibi yeji'yi öfkelendiren haber önüme düştü. "hassiktir soobin." korkuyla baktım ona. telefonu ona çevirdiğimde yüzünü buruşturdu.
kafasını arkaya atıp tek eliyle yüzünü sıvazladı. "hay sikeyim. kendimi biraz daha tutup seni öpmemeliydim..."
herhangi hir şey söyleyemedim. korku dolu gözlerim habersizce çekilmiş fotoğrafımızı buldu. apartmanın hemen önünde soobin'in beni dudaklarımdan öptüğü bir kareydi bu. yeji hâlâ bir şeyler yazıp tefonumu titretiyorken yavaşça soobin'e sarıldım.
"ne yapacağım şimdi ben?" dedim ağlamaklı bir sesle.
"her şey düzelecek." başımı tekrar omzuna koyup sırtımı sıvazlamaya başladı. "merak etme sen. bir yolunu bulacağız..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ders notu # yeonbin
Fiksi Penggemarsoobin bölümünün en çalışkan öğrencisi ve notlarını kolay kolay kimseye vermez. eğer onun notlarını istiyorsanız en az yeonjun kadar güzel olmalısınız. oh, bir saniye, direkt yeonjun olmalısınız. FOR ANHELEOS [ texting + duzyazi ]