Sayfa 1:
Bölüm:1
Parça:1Anladın değerli okuyucum, hikayenin başındayız. Bu kitabı bulan değerli o insana sesleniyorum. Eğer, romantizimle dolu dramatik bir hikaye bekliyor isen, üzgünüm ama aradığını burada bulamayacaksın. Çünkü olmuyor, bunlar burada olmuyor. Herhangi birisinin hayatını kurtardığım ya da yok ettiğim bir yapı değil bu. Anlamadıysan söyleyeyim de ben, hikayenin ana karakteriyim. Çok önemli olduğundan değil lakin benden başka birisini de tanıyacakmışsın gibi gözükmüyor. Neden mi? Ohohoho...
Yani, kısaca burada sıkıştım. Bu kulede.
Evet değerli okuyucum belki yine fark etmemişsindir diye söylüyorum: Benim güzel günlüğümü okuyorsun. Bu yüzden, lütfen naçizane sırlarımı kimseye söyleme. Daha hikayenin başındayım canım sana benim dilimi anlaman için tabii ki de ipuçları vereceğim. Tabii bu ipuçlarını ileriki safalarda verebileceğimi sanmıyorum çünkü bilirsin hani delilik, yalnızlık falan filan...
İnanabiliyor musun daha uyanalı 2 saat oldu ama ben buradan kaçmak için hâlâ çabalıyorum. Kendimi kandırmakta mı çok iyiyim yoksa çok umutlu birisimmiyim bilemiyorum. Pencerem var bir tane. Oradan aşağıyı görebiliyorum ve ara sıra minnacık arabaları çeken çok tatlış öküzler ile gezen insancıkları görüyorum. Hepsi çok küçük hem de o kadar küçükler ki hepsini avucuma doldurup TAMAMEN YOK OLANA DEK EZEBİLİRİM... gibi duruyor.
Ahhh onlara o kadar çok seslendim ki şimdi sesim kısıldı ve yazarken bile iç monolog sesim hışırtılı geliyor. Duymuyorlar. Hiç biri, kimse duymuyor. KİMSE KAFASINI BİLE KALDIRIP YANINDAKİ EBESİNİN NİKAHINA KADAR UZANAN KULEYE BAKMIYOR!
İnanılmaz! O kadar inanılmaz ki bu kitabı bulan değerli okuyucum kitabı bulduğun yerde bir zamanlar bir kule olduğunu ve yıkılıp tamamen toz olurken beni de beraberinde götürdüğüne inanmayacaktır. Hmmmm, belki de seri üretime çıkmıştır kitabım? Milyonlar benim bu inanılmaz hikayemi okuyordur belki de? Bilinmezliklerle dolu bu kulede sadece tahmin edebiliyorum. Neyse işte cam işe yaramıyor. Hatta aklıma bazen çarşafı yorganı toplayıp (Kıyafetlerim de dahil.) camdan ip halinde sarkıtmak geliyor. Atlayacağımdan falan değil, lakin her şeyi kullansam bile o yükseklikten atlarsam aynı bir zamanlar yıkılacak olan bu kule gibi toz olurum.
Neyse size en iyisi kulemi tanıtayım. Bir yatağım, kitabım, kalemim ve halım var. Yiyecek hiç bir şey bulamadım. Ayrıca odamda bir KAPI bile yok. Buraya nasıl geldiğim hakkında da hiç bir fikrim yok. Resmen, hiç bir şey yok gibi. Şimdi fark ettim ki burada tuvaletim de yok. Aslında iyi oldu gibi, çünkü pencereden sıçmak için kendime sebep buldum. Böylece de o gerizekalıların dikkatini bi ihtimal çekebilirim. Kendimden böyle bir şey yapacağım için çok utanıyorum ama aklıma yapacak başka bir şey de gelmiyor. Neyse, karanlık iyice çöktü. Pencereyi azıcık açık bırakacağım ki içeriye hava girsin. Sabah olduğunda yazmaya devam edeceğim değerli okuyucum. İyi bir uyku çekmeliyim. Yağrın yazacak çok şeyim olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KULE
FantasyZirvenin yalnızlığımı yoksa Ahmet'in çok düşünmesi mi sebep oldu bilmiyorum ama bu kulede çok şey oldu. Hem de çok şey.