Yeni bir bölümle karşınızdayım.
İnşallah beğendiğiniz bir bölüm olur.
Ben yazarken keyif aldım sizlerinde okurken keyif almanız dileğiyle... Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.
☀️
Ertesi sabah uyandığımda dün geceyi anımsadım, yüzümde bir tebessüm hayat bulurken. Kendine gel Ezgi diyen iç sesime kulak verdim. Onun söylediklerine uyarak başımı sağa sola hareket ettirip yataktan kalktım. Bugün derslerim öğleden sonraydı. Bu yüzden çok acele etmiyordum.Hızla banyoya geçip işlerimi hallettim ve odama geçip perdelerimi araladım. Karşı evin balkonunda bir hareketlilik gördüğümde, Ulaş abinin benim odamın penceresine baktığını gördüm. Perdeyi açınca bana bakmıştı doğal olarak. Göz göze geldiğimizde yutkunmuştu ve gözlerim bir anlığına adem elmasına takıldığında tekrar gözlerine çıkartmıştım. Ama onun bana değil pijamamın açıkta bıraktığı gerdanıma baktığını görmüştüm. Sapık mısın be adam diyen iç sesim beni kendime getirdiğinde içimi utanç duygusu esir almıştı.
Ulaş abinin kaşları çatıldığında muhtemelen pencereye neden bu halde çıktığımı sorguluyordu. Hızla perdeyi çekip içeri girdim. Yanaklarıma bir sıcaklık hücum ettiğinde kızardığına emin oldum.
Dolabımın önüne geçtim. Ve kendime yeşil, derin yırtmacı olan bir elbise seçtim. Hava bugün güzeldi. Okula bu elbise ile gitmemde bir sıkıntı olmazdı. Banyoya geçip seçtiğim muhteşem elbisemi üzerime geçirdim. Banyodan çıkıp makyaj masamın önüne geldim. Saçlarımı topuz yaptım. Ve bir sağ bir de sol olmak üzere iki taraftan perçem bıraktım. Hafif bir makyaj yapıp minik beyaz çantamı aldım. İçerisine ihtiyacım olan her şeyi koyduğuma emin olduktan sonra telefonumu da alıp odamdan çıktım.
Güzel ailem yemek masasında oturmuş kahvaltı yapıyordu. İçeriye girip "Günaydın." Diye şakıdıktan sonra abimin yanındaki yerimi almıştım. Annem ve babam olumlu anlamda başını sallamış abim ise " Günaydın güzelim." Demişti ve başımdan öpüp geri çekilmişti. Dünden sonra kıyafetlerime söz edemiyordu ama bunu onaylamadığını da gerek bakışları ile gerekse sözleri ile dile getiriyordu. Bunu şu an beni baştan aşağı süzmesi ile de anlayabiliyordum.
Hep birlikte kahvaltı yaparken "Bugün dersin öğlenden sonra mı Ezgi?" Diyen abime dönüp. "Evet abi." Deyip başımı sallamıştım. Abim "Ahenk ile nişan alışverişine gitsen olur mu? Benim işlerim var katılamayacağım. Ahenk'in de bugün izin günü haftaya nişanlanıyoruz biliyorsun." Dedi. Her Ahenk deyişinde eli ayağına dolaşıyordu. Nefes alış verişi düzensizleşiyordu. Ahenk abla çok şanslıydı. Çünkü sadece ismini söyleyince bile heyecanlanan bir sözlüsü vardı. Sen bunları dert etme abi biz Ahenk abla ile her şeyi hallederiz. Oradan da okula geçerim ben zaten." Dedim. Abim derin bir nefes alıp " Teşekkür ederim kuzum." Dedi.
Gözleri mi dolmuştu onun. Tam dalga geçmelik bir konuydu. Abimin yanaklarını ellerim arasına alıp "Ay sen duygulandın mı? Kıyamam ben sana." Dedim sondaki a harfini uzatarak. Babam bize yüzündeki buruk gülümse ile bakarken annem " Yapma kızım 27 yaşındaki adamı 7 yaşındaki çocuğa çevirdin." Diye sızlanıyordu. Abimin yanaklarını bırakıp anneme döndüm ve bu sefer annemin yanaklarını sıkmaya başladım. Bir yandan yanaklarını sıkıyor bir yandan da "Hiç de kıyamaz oğluna." Diye söyleniyordum. Sonunda annem dayanamamış olmalı ki ellerimi ittirmiş ve bana hitaben "Deli kız." Demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞLER SOKAĞI (MAHALLE KURGUSU)
Teen FictionEzgi ve Ulaş'ın eşsiz hikayesi sizlerle...Bu kitaptaki olaylar ve karakterler tamamen hayal ürünüdür. Yıllardır abi dediğim adam karşıma geçmiş beni sevdiğini söylüyordu ama ben şaşkınlıktan ona cevap vermeye bile tenezzül edemiyordum. Ona şu an bağ...