VI

101 10 7
                                    

Bana bir form uzatıp doldurmamı istedi. Form genel bilgiler ve neden terapiste ihtiyacım olduğuyla alakalı bilgiler istiyordu. Hepsini çabucak doldurup formu ona uzattım.

"Pardon? Bir şey sorabilir miyim?" kayıtlarımı geçirdiği bilgisayardan başını kaldırıp bana baktı. "Tabii." Çalışırken gözlük kullanıyordu.

"George Danny'nin benim terapistim olması gerekiyordu. Açıkcası şuan yanlış yerde miyim diye düşünüyorum"  derken çevreme bakındım. Birfden telaşlandı.

"Ah, tabii size bunu baştan söylemeliydim. George acil bir iş için yurtdışına çıktı. O olmadığında yerine ben bakarım."

"Ne, ben de onun kadar bilgiliyim. Aynı üniversiteden mezun olduk. " kaşlarımı çattım ve ona neden böyle düşündüğünü sordum. "Bana cahil biriymişim gibi bakıyordun. Ben de açıklama gereği duydum."

"Üzgünüm, öyle bakmak istememiştim." Ceketimin düğmeleriyle uğraşmaya başladım çünkü o bakışı bilerek atmamıştım. Ve o an utanç içindeydim.

"Takma kafana. Ben bilgileri geçirene kadar rahatına bak."

Bilgisayarla işi bitince öksürdü. Ben ise o sırada zombi öldürmekle meşguldum.

"Uhm, seninle açık konuşacağım Elizabeth. Travma sonrası yaşadığın problemlerin olduğunu düşünüyorum. Sana yazacağım bir kaç ilaçla birlikte hayatına da birlikte düzen vereceğiz. Merak etme ilaçlar sadece rahatlatıcı nitelikte. Günlük işlerinden geri kalmayacaksın. Talimatlarımı izlersen bunu kolayca atlatabiliriz." Benden cevap beklemeden önündeki kağıda bir şeyler yazmaya başladı. Yazma işini bitirdikten sonra bana uzattı.

"Şimdi konuşma kısmına geldik." Gözlüğünü masanın bir kenara koydu. "Senden konuşmanı istiyorum. Mümkünse seni en çok rahat hissettiren kişiyle. İlk önce böyle küçük şeylerle başlayacağız. Duygularını bastırma Elizabeth. Bugünlük bu kadar." Beni kapıya geçirmek için ayağa kalkınca ben de ayağa fırladım. "İlaçlarını almayı unutma. Seni 5 günlük periyotlar içinde yeniden görelim, olur mu?" Kapıya kadar çıktı.

Gülümsedi. "Görüşürüz."

Gülümsedim "Görüşürüz."

"Oletha sıradaki hastayı alalım lütfen."

Yolculuk boyunca yanında en rahat hissettiğim kişiyi düşünüp durmuştum. İki kişi arasında dönüp duruyordum.

Megan.

Veya Ashton.

Kafamda bir şeyleri biçip tartmaya başladım.Megan oldukça iyi hissettiriyordu çünkü o geçmişimden gelen bir saflık gibiydi. O kendi istediklerini yaptırarak beni iyiye sürüklüyordu. Ama istediklerini yapana kadar bin bir eziyet çekiyordum. Yani Megan ilk başta beni gerip sonra rahatlatıyordu.Beni her hatamda kabullenecek birini arıyordum.

O kişi ise kesinlikle Ashton'dı.

Eve vardığımda hava neredeyse kararmıştı. Eve gelmeden uğradığım süpermarketin poşetlerini mutfağa yığdım. Üst kattaki çalışma odama uçar adımlarla çıkıp öğrenci kayıt defterlerimi karıştırmaya başladım. Ashton'ın herhangi bir ulaşım bilgisi için.

İşte oradaydı.

Ashton Flecher Irwin.

Numarası tuşladım ve beklemeye koyuldum. Telefonu kapalıydı. Ben de ona ulaşmak için ses bırakmayı denedim.

"Hey, Ashton.Biraz garip kaçacak ama ben Elizabeth. Telefonu açtığında bana döner misin? Konuşmamız gerek. Kendine iyi bak. "

Telefonu koltuğa fırlattım.

remediless hearts club | ashton irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin