{seven}

373 17 1
                                    

Basketbol oynayabiliyordum ama benden katlarca iyi oynayan kişilerin rakibim olması beni korkutuyordu. Elime topu aldım ve nefesimi verdim.

Sektirdiğimde kuralları ihlal etmemek için doğru hareketler yapmaya çalıştım. Bir sağa ilerlerken Luke bana çarptı ve yere düştüm.

Ardından hızla kendimi düzelttim ve topu elime alarak ayağa kalktım. Luke bu halime şaşırmıştı, çok hırslıydım.

Topu sektirdim ve Eric'e attım. Eric eline alarak potaya ilerledi. O sırada Michael Eric'in koluna dirsek attığında Eric'in elinden top düştü.

"Faul!"

Bağırdığımda kimse önemsememişti. Eric önemsemişti ama konuşacak gibi değildi.

Michael topu aldığında sinirlenmiştim. Hızla koşarak Michael'ın önüne geçtim ve topu almaya çalıştım.

Sağa ve sola hareket ettim ve ardından topa vurdum. İşe yaramamıştı.

Topu Calum'a attığında hızla ilerledim ve Calum'un elinden almaya çalıştım. Yine olmadığında Luke yanıma geldi ve topu Calum'dan aldı.

Topu Luke'tan almaya çalışırken Luke yüzüme vurmaya kalktı. O sırada Luke, yüzüne bir el darbesi aldığında yere sertçe düştü.

Ağzımı elimle kapayarak olduğum yerde durdum.

"Eric!"

Eric, Luke'a vurmuştu.

"Faul."

Luke'un sözleri üzerine sinirle topu aldım ve kafasına attım.

"Sürekli Eric ve bana vuruyorsunuz. Asıl faul yapan sizsiniz!"

Luke kafasını tuttu. Calum topu aldı ve bacağıma attı.

O sırada ayağım kaydı ve Luke'un bacağının üstüne düştüm. Luke acıyla inledi.

"Ne yapıyorsun seni sürtük!"

Sinirle ayağa kalkıp Luke'un bacağını ezdim.

"Senin bana yaptıklarının azı bile olmayan şeyi yapıyorum!"

Ardından karnına topu fırlattım. Luke ayağa kalkmaya çalıştığında Calum ve Michael devreye girdi ve beni iki kolumdan tuttular.

"Hey!"

Eric yanıma gelecekken Luke, Eric'e çelme taktı.

"Götürün şu sürtüğü!"

Sinirle çırpınırken çoktan soyunma odasına varmıştık.

"Bıraksanıza beni!"

Michael alayla gülümsedi ve beni bıraktı. Yere düştüğümde sessizce inledim.

Ayağa kalkmaya çalışırken Michael beni tekrar oturttu.

"Artık sınırını aştın."

Anlamamış bir ifadeyle bakarken lavaboya ilerledi. Yerde duran boş su şişesini fark ettiğinde gülümseyerek şişeyi açtı ve içine su doldurdu.

"Hayır, hayır!"

Ayağa kalktığımda bu sefer Michael kollarımdan tutup beni oturttu. Calum yanıma geldiğinde şişenin kapağını açtı.

"Gözlerini kapa."

Aniden suyu yüzüme döktüğünde su o kadar soğuktu ki kendimi tutamayayıp çığlık attım. O sırada zil çaldı.

Luke ve arkadaşları derse erken gidip, daha doğrusu katılan kişiler değildi.

"İşimiz burda bitmedi."

Luke konuştuğunda içeri girdiğini anlamıştım. Arkasında Eric duruyordu, yanağında bir iz vardı.

Luke'a vurmak için hazırlanmışken Michael koştu ve Eric'i durdurdu.

"Tanrı'm. Şunun kafasını tuvalete sokarsan iyi olur."

Luke'un emri üzerine Michael Eric'e vurdu ve kolundan tutarak onu diğer lavaboya sürükledi. Bakıcımında işi bitmişti, ne yapacağımı bilmiyordum.

Luke bana yaklaştığında gerileyemedim. Yanıma geldi ve çenemden tutarak beni kaldırdı.

Yüzümüz çok yakındı ve nefesini hissedebiliyordum. Hafifçe gülümsedi.

Daha doğrusu sinsice gülümsedi. Gözümü kapadım ve bana yapacağı herhangi bir şeyi görmemek istedim.

Zaten hissedecektim, bu umrumda değildi. Her zaman yaşıyordum.

O sırada dudağımda birşey hissettiğimde gözümü istemsizce açtım. Alnıma Luke'un alnı değdi.

Luke dudağımı iki dudağı arasına alıp bıraktığında gözlerim açık kalmıştı. Etrafa bakıp ağlama isteğimi tuttum.

Bir yandan mutlu olup bir yandan ölme isteğiyle kendimi tutamayıp yere çöktüm. Elimi saçımdan geçirdiğimde Michael Eric'i içeri getirdi.

Eric yere düştüğünde gözü kapalıydı. Sadece yanağında çok belli olmayan bir morluk vardı.

Eric'e odaklanmışken aşık olduğum bir ses ve korktuğum bir cümle duydum.

"Eziklerin bu kadar mükemmel dudağı olduğunu bilmiyordum."

Bully || l.h.||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin