"Tamam anne, anladım. Artık gidebilir miyim?"
Annem çantasından bir kutu çıkardı.
"Bunu havaalanından aldım. İtalya'da kalamadık, en azından birşeyler getireyim dedim."
Kutuyu aldım.
"Kurabiye! Senin sevdiğini biliyorum tatlım, afiyet olsun."
Gülümsedim.
"Gerçekten çok teşekkür ederim anne. Şimdi gidebilir miyim?"
Çantasını kapadı.
"Pekala."
Arkamı dönüp merdivenlere ilerledim.
"Kızım..."
Durdum.
"Birileri Eric'e zarar mı verdi?"
*
"Anlayacaklarını biliyordum, herşey altüst olacak!"
Telefonunu kapadı.
"Diyelim ki annen öğrendi, seni okuldan alır veya idareye şikayet eder. Luke okuldan atılır."
"Ana kuzusu olmaya meraklı değilim. Kendi başıma halletmek istiyorum, gururlu değilim, annemi düşünüyorum. Bunu öğrense ve ona uzun süredir söylemediğim için bana kızsa hatta üzülse ve beni zorla girebildiğim bir okuldan alsa herşey daha kötü olur, değil mi?"
Başını salladı.
"Pekala, annen sadece bana birinin zarar verip vermediğini sordu ve bizde yalan söyledik. Annen birşey öğrenmeyecek, emin olabilirsin."
Duvara yaslandım.
"Anneme yalan söyleyebildiğime inanamıyorum. Çok kötü hissettiriyor."
Ayağa kalktı ve yanıma geldi. Ona baktığımda ifadesizdi.
Bir anda bana sarıldığında şaşırmıştım. Bende ona sarıldım.
"İyi niyetlisin Beth..."
Yine ağlıyordum.
"...ve nedense hep iyiler mutlu olmayı başaramaz. Ama sen başaracaksın."
Sarılmayı bitirdiğimizde yüzüne baktım.
"Ne yani, kötü mü olmalıyım?"
Güldü.
"Hayır. Pes etmemelisin. Pes edersen onlar kazanır ama pes etmessen belkide pes eden yada kaybeden taraf onlar olur."
Cevap vermeden ona baktım. İlk defa böyle konuşuyordu.
Ona güveniyordum. Pes etmemeliydim ama ben böyleydim.
Pes eden bir eziktim. Fazlasıyla kötü bir durumdaydım.
Anneme yalan söylemek ve zorbalık artık bana fazla geliyordu. Eric odadan çıktı.
Kapıyı kapatıp üstümü değiştirdim. Yatağa geçtim.
Gerçekten kötü hissediyordum ve uyumalıydım.
*
"Bugün TATİL!"
Eric'in bağırmasıyla uyandım.
"Hey, bugün tatil ve biz nereye gidiyoruz?"
Yorganımı kafama kadar çektim.
"Uykum var!"
Yorganımı çekmeye başladığında uykulu halimle yorganı çekemedim ve bıraktım.
"Bugün dövüş kursuna gidiyoruz!"
"Ne!"
Hızla kalktığımda Eric yüzünü astı.
"Ne, beğenmedin mi?"
Ayağa kalktım.
"Neden benden habersiz bir kursa yazıldım ve neden dövüş kursuna gidiyorum?"
Yanıma geldi.
"Tabikide kendini korumak için."
Kollarımı birleştirdim.
"Kendimi korumaya ihtiyacım yok."
Kahkaha attı.
"Öyle mi? O zaman Luke ve tayfasıyla sana iyi eğlenceler dilerim!"
Arkasını dönüp giderken kolundan tuttum.
"Tamam, gidelim."
Odamdan çıktığında üstümü değiştirdim ve yanına gittim. O hazırdı bile.
Evden çıktık. Otobüse bindikten sonra bir sokağa geldik.
Sokağın en arka tarafında iki apartman arasında bir yer vardı. Kum torbası asılmıştı.
"Evet, hocana merhaba de."
Karşıma geçti ve ellerini iki yana açtı.
"Ee, öğretmen nerde ve burası nasıl bir yer?"
"Öğretmen karşında ve burasıfa dövüş yerimiz!"
"Ciddi misin?"
Elimden tuttu.
"Kursa verecek param yoktu."
Dudağımı kıvırdım.
"O zaman hiç uğraşmasaydın. Senden öğretmen olmaz!"
Güldü.
"Benden usta bile olur, hadi gel."
Ufladım.
5 GÜN SONRA
"Sanırım burayı sevmeye başladım. Tabi kabadayılar dün burayı basmasaydı daha çok sevebilirdim."
Kum torbasına vurdu.
"O değilde annen okulu astığımızı umarım öğrenmez."
Bir anda durdum.
"Ne? Anneme söylemedin mi?"
Başını hayır dercesine salladı.
"Aferin ya. Yine yalan söylemek zorunda kalacağız."
Omzunu silkti.
"Öğrenmeyecekki."
Kaşımı kaldırdım.
"Yani öğrensede kendini iyi hissetmediğin için birlikte kafa dağıtmaya gittiğimizi söylerim. Aslında yalan bile değil, iyisin değil mi?"
"Hıhı."
Boks eldivenini taktım ve kum torbasına vurdum.
"Sanırım gerçektende gelişiyorsun."
Gözlerimi devirdim.
"Öğretmen bile değilsin ama iyi yardımcı oluyorsun. Umarım birgün beni sinirlendirmessin."
Güldü.
"Pekala, az sonra buraya birileri gelebilir. Son bir kere daha vuruş çalış, gidelim."
Torbaya birkaç kez vurdum. Kendimi güçlü hissetmemi sağlıyordu
Eric, torbayı sevmediğim biri olarak hayal etmemi söylemişti. Bende Gwen'i hayal ettim ve torbayı parçalayacak kadar hızlı vuruyordum.
Normal birşey olmalı.
"Ders bitti!"
Eldiveni çıkardım ve kutuya koydum. Eric kutuyu aldı ve oradan giderken karşımda birilerini gördüm.
Calum ve Natasha.
4 vote -:)- ve 1 yorum bile olsa yinede yorum yorumdur diyerek bölüm attım! Uzun zamandır bölüm yazmamamın sonucu 2 yeni bölüm olmalıydı, değil mi?
Bölüm kısa oldu sanırım, yarın yine bölüm yazarsam atarım belki.
Umarım beğenmişsinizdir.