oy sınırı: 15
yorum sınırı: 50keyifli okumalar
***
"felix hayır dedim sana. kapat şu konuyu artık." hyunjin kardeşinin kalbini kırmamak için zaten zorlanan sabrını korumaya çalışırken saatlerdir kendisini ikna etmeye çalışan -ve nedenini anlamadığı şekilde asla pes etmeyen- felix ona hiç yardımcı olmuyordu.
"abi neden ya! haftada dört saat gidip ders vericeksin ve karşılığında bir aylık maaş alacaksın diyorum sana. daha güzel iş teklifi mı gördün hayatında tanrı aşkına."
öte yandan saatlerdir abisini yeni işi için ikna etmeye çalışan çilli genç artık son kozlarını kullanıyordu. o ve sevgilisi için olabilecek en iyi imkanı abisinin kabul edip etmeyeceğini hiç düşünmeden kutlama yapmışlardı. ve tabii ki reddedeceği o an hiç akıllarına gelmemişti.
"felix sen ne dediğinin farkında mısın? adamlar mafya mafya! üstelik haftada ard-arda derslerimizin olduğu bir gün o tehlikeli evde yatıya kalmamı istiyorlar. orada başıma her türlü şey gelebilir farkındasın umarım." haklıydı. bir mafyanın evinde yatıya kalmak olabilecek en güvensiz yer dahi olabilirdi. o evden her çıktığında takip edilebilir ve gram haberinin olmadığı bilgiler yüzünden kafasına sıkılabilirdi. hatta yaptığı küçücük bir hata yüzünden gözlerini bir daha açmamak üzere kapatabilirdi.
"bak işte abiciğim. sen orda bir gün kalmak istemiyorsun ama dokuz yaşındaki bir kızın hayatı tehlikede ve o evden kurtulması için sana ihtiyacı var. her yerde yumuşak kalpliliğini konuşturan sen neden bu kadar inat ettin anlamıyorum ki!" abisinin ne kadar yumuşak kalpli ve vicdanlı olduğunu çok iyi biliyordu felix. en ufak bir şeyde herkese -ozellikle de kendini savunamayan küçük çocuklara- yardıma koşardı. hatta öyle ki çevresinde "raffaella*" olarak bile tanınırdı.
tek sorun terazinin bir yanının dolu olduğu gibi diğer yanının da boş olmamasıydı zaten.
"hayır dedim felix. orada en ufak bir olay olsa benden bilecekler. ben ölünce ağlarsın arkamdan boş yapma."
"söyle konuşma" abisinin ölümden bahsetmesinden korkarken mafya evine yollamaya çalışması oldukça komikti.
"bak abi, ben konuştum seni işe alacak kişiyle. asla şüphelenmeyecekler bile senden. her şey hazır sadece haftada iki gün ders verip geleceksin işte. ayrıca işsiz kalmandan daha iyidir bence." biraz bekleyip konuştu felix. abisinin işsizliği için bir çözüm aradığını biliyordu. ve bu konuda oldukça yaralı olduğunu da biliyordu. eğer buna rağmen de kabul etmezse gerçekten yarrağı yemişti.
derin bir nefes aldı ve tekrar konuşmaya başladı. son kozunu oynamaktan çekinmeyecekti.
"farkında mısın bilmiyorum ama fakir hayatı yaşıyoruz resmen. chan hyungun barı olmasa eve bir lokma ekmek giremeyecek. iki ay sonraki mezuniyetimin masraflarından bahsetmiyorum bile. hah. sen burda böyle naz yaparken annemizin hangi yemekleri yapmak isteyip fakirliğimizden vaz geçtiğini de düşün birde!" sonlara doğru sesini yükseltip her zaman yaptığı gibi hafifçe titrettiğinde karşısında çatık kaşlar ve belirginleşmiş damarlarıyla kendini izleyen abisinin bakışları dağılmış, kastığı vücudunu serbest bırakışını izlemişti.
hyunjin'in bu konuda, özellikle de annesi konusunda ne kadar titiz olduğunun farkındaydı. sadece felix de değil, etraflarındaki herkes başta annesi olmak üzere ailesini ne kadar el üstünde tuttuğunu bilirdi.
"düşüneceğim lix. üstüme gelme lütfen. çok mu kolay sanıyorsun sanki benim için tüm bunlar? hiçbir gece uyuyamıyorum yarın ne olacak düşüncesiyle. bir de kendi hayatımı tehlikeye atıp sizi yalnız bırakamam anlıyor musun?"