Trende yaşananlardan sonra daha fazla moralimin bozulmaması için kendimi destekleyip hızlıca elimdeki valizimle odama çıkmıştım. Ravenclaw binası içimde samimi bir his uyandırırken hafifçe gülümsemeden yapamazken oyalanmadan eşyalarımı dolabıma yerleştirip akşam yemeğinden önce bir duş almak istediğim için hızlıca giyeceğim kıyafetleri ayarlayıp kendimi banyoya atmıştım.
Taerae ile 5 yıldır ortak kullandığımız oda bugün burada olmadığı için çok boş gelse de çok geçmeden geleceğini bildiğim için pek takılmamıştım.
Duşumu alıp banyodan çıkarken saçlarıma rastgele bir şekilde attığım havluyu düzelterek saçlarımın ıslaklığını alırken yatağıma oturup derin bir iç çekmiştim, bina başkanı olarak yapmam gereken bir çok görev aklıma gelirken kendimi yatağıma bırakıp tavanı izlemiştim. Yanlış anlamayın bina başkanı olmayı çok seviyorum, ayrıca bununla da gurur duyuyorum ama bugün hiç biriyle uğraşmak içimden gelmiyordu.
Bıkkınlıkla havayı tekmelerken açılan kapı ile başımı çevirip gelen kişiye bakmıştım. Taerae yüzüne kondurduğu kocaman gülümsemeyle içeri girerken hızlıca ayağa kalkıp Taerae'ye sarılmıştım. "Taerae nerde kaldın böyle? Neredeyse akşam yemeği vakti." Taerae üstümde sadece bir havlu olmasını umursamadan elindeki bavulu bırakıp sarılmama karşılık vermişti. "Bizimkileri biliyorsun, annem zaten seni çok göremiyoruz diyerek elinden geldiğince geç gönderdi beni."
Anlayışla başımı sallayarak ondan ayrılırken yatağımın üstüne koyduğum gömleğimi üstüme geçirmiştim. "O zaman çabuk üstünü değiştir de aşağı inelim malum bugün birinci sınıflar geliyor konuşmayı kaçırmamamız lazım." Taerae beni onaylayarak bavulunu yatağının üstüne koyarak içinden kıyafetlerini çıkarıp giyinmeye başlamıştı.
Gömleğimin üstüne hızlıca süveterimi giyip, pantolonumu ve cübbemi de giyerken elimdeki kravatla Taerae'ye dönmüştüm. "Taerae kravatımı bağlar mısın lütfen?" Taerae isteğimle yanıma gelip kravatımı elimden alırken gülmüştü. "Hala kravat bağlamayı bilmediğine inanamıyorum okulun en zekisi olup kravat bağlamayı bilmemen çok komik." Taerae gülmeye devam ederken homurdanmıştım. "Ne var? Yapamıyorum işte çok zor ve kafa karıştırıcı iksir bilimi dersi bile daha kolay."
Taerae kravatımı bağlayıp cübbesini giymek için dolabını açarken kravatımı süveterimin içine koyup aynadan kendime bakmıştım, saçlarım nemli olduğu için biraz dağınık görünse de düzeltmekle uğraşmak istemediğim için öyle bırakıp komodinin üstüne bıraktığım asamı almak için arkamı dönmüştüm. "Gelirken Ricky'le karşılaştım bana üzgün olduğunu söylemişti yolda bir şey mi oldu?" Şimdi de Taerae saçlarını düzeltmek için aynanın karşısına geçmişken yüzümü buruşturup onu beklemek için yatağıma oturmuştum. "Evet, Hanbin sihir tarihi kitabımı yaktı, artık ondan geriye bazı yanmış sayfalar ve buruşuk sayfalardan başka bir şey kalmadı."
Taerae şaşkınlıkla gözlerini aynadan benimkilerle buluştururken gözlerimi çekip yere bakmıştım. "Ve sen de hiçbir şey yapmadın öyle mi?" Taerae saçlarını düzeltmeyi bırakarak yatağımın ucunda beklemeye başlamıştı. Onu bekletmemek adına yanına gidip koluna girerken yavaş adımlarla odamızdan çıkıp yemek salonuna ilerlemeye başlamıştık. "Evet hiçbir şey yapmadım, hem tanrı aşkına Taerae yapsaydım da ne yapacaktım ki? Bunun bana katkısından çok zararı olurdu biliyorsun. Ravenclaw bu sene galip olmalı geçen sene pek iyi geçmemişti hatırlıyorsan. Özellikle bina başkanı olarak benim bir hata yapmamam gerekiyor."
Taerae dediklerime abartılı bir şekilde göz devirirken omzuyla omzuma vurmuştu. "Bu yine de o haddini bilmezin sana yaptığını yanına bırakacağı anlamına gelmiyor Hao! Yanlış kişiye bulaştığını bilmesi gerekiyor." Kaşlarımı kaldırarak dikkatli bir şekilde merdivenlerden inerken olası bir yer değişimi olması durumunda dengemi sağlayabilmek için sıkıca korkulukları kavramıştım. "O nasıl olacak, bize puan kaybettirmeden yapabileceğim neredeyse hiçbir şey yok." Cümlemi tamamlamamla ufak bir sarsıntıyla yer değiştiren merdivenle korkulukları tuttuğum için içimden kendime teşekkür etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Narcissa||haobin
Fanfiction"Sana gitmen için birkaç saniye veriyorum Hanbin defol git yanımdan yoksa-" "Yoksa ne?" Hanbin sözümü keserek oturduğu yerden kalkıp üstüme eğilmişti. "Ne yaparsın hyung? Bana büyü mü yaparsın? Ya da birine mi şikayet edersin. Ah çok korktum tüyler...