then explain!

426 55 90
                                    

Değişik duygular, karmaşık duygular kısaca duygular.

Organlarımızın çalışmasına bile etki eden duygular.

Sevindiğimizde ciğerlerimiz rahatlar, kalbimiz hızlanır, üzüldüğümüzde ağlarız ya da bazen midemiz bulanır, stresli olduğumuz da; nefesimiz daralır, uyuyamayız, midemiz ağrır ya da sinirlendiğimizde başımız ağrır gibi etkileri vardır duyguların vücudumuza üstelik bunlar kanıtlanmış şeylerdi.

Peki birini sevmek nasıl değişikliklere yol açardı vücudumuzda? Kalbimiz mi sıkışırdı ya da karnımızda kelebeklerin uçtuğunu mu hissederdik? Eğer öyleyse kendimi camdan aşağı atmak istiyordum.

Geçtiğimiz günlerde sihirli yaratıkların bakımı dersindeyken Hanbin'in verdiği atkıya bakarak iç çektim neden aptal bir atkıya bakmak kalbimi hızlandırıyordu ki?

Yatağımdan kalkıp atkıyı astığım askılıktan alıp dolabıma atarken huzursuzlukla saçlarımı çekmiştim neden birden bire böyle hissetmeye başlamıştım ki?

Yoğun bir suçluluk duygusu ile odanın içinde volta atmaya başlarken gözlerimi kapatıp birkaç derin nefes aldım, sakinleşmem gerekiyordu birine duygular beslemek insanın elinde olan bir şey değildi herkes böyle şeyler yaşardı. Ama düşmanlarından hoşlanmazlardı! Gözlerimi kapatmanın bir işe yaramadığını anlarken boş odanın içine bakınmıştım.

Taerae hafta sonu olduğu için Hufflepuff'tan olan arkadaşı Matthew ile hogsmeate'e gitmişti ve beni yalnız bırakmıştı bu nedenle rahatça sinir krizimi geçirebiliyordum ancak boş odamız artık üstüme üstüme gelmeye başlamıştı çok daralmış hissediyordum.

Ani gelen kararla ceketimi kaptığım gibi odadan çıkarken her zamankinden biraz daha dolu olan ortak salondaki öğrencilere kaba olmamak adına sahte bir gülümsemeyle selam verip kendimi Ravenclaw yurdundan atmıştım.

Temiz hava alıp kafamı dinlemek istediğim için astronomi dersinin işlendiği kuleye çıkmaya karar vermiştim zaten odanda yalnızsın neden oraya çıkıyorsun dediğinizi duyar gibiyim ama serin hava aklımı biraz daha açıyordu sanki.

Seri adımlarımı merdivenlere yönlendirirken elimdeki ceketimi giymiştim birazdan açık havaya çıkacağım için üşüyecektim büyük ihtimalle, aslında bu hafta çok fazla soğuk havaya maruz kalmıştım çok yakında hastalanacağımdan neredeyse emindim.

Böyle saçma sapan şeyleri düşünerek geldiğim kulenin kapısı ile ceketimin önünü kapatıp ağır kapıyı ittirmiş ve yüksek bir sesle açılmasına neden olmuştum.

Tamamen yalnız olacağımı düşündüğüm kulede tanıdık bir bedene rastlarken iç çekmiştim, sanki tanrı bilerek yapıyordu.

Çıkardığım sesler yüzünden bedenin sahibi yani Hanbin benden tarafa dönerken mahçup bir şekilde gözlerimi yere indirip dışarı çıkmış ve kapıyı arkamdan kapatmıştım. "Burada olduğunu bilmiyordum, gelmem de bir sakınca var mı?" Sesim beklediğimden kısık çıktığı için Hanbin'in duyup duymadığını anlamazken Hanbin yerinde kıpırdanıp elini yanına gelmem için sallamıştı. "Sorun değil gelebilirsin."

Alt dudağımı dişlerimin arasına alarak Hanbin'in yanına gidip oturduğu yerde ona katılmıştım, yani kulenin taşları üzerine, bacaklarımı onun gibi boşluğa uzatırken gözlerimi etrafta gezdirmiştim. Burası Hogwarts'ın en uzun kulesi olduğu için her şey çok küçük görünse de gökyüzüne bu kadar yakın olmak harika bir histi.

"Benden uzak duruyorsun." Hanbin'in konuşmasıyla başımı ondan tarafa çevirirken dişlediğim dudağımı serbest bırakıp herhangi bir duygu taşımayan yüzüne bakmıştım.

Narcissa||haobinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin