"Karakol"

858 44 3
                                    

İyi okumalaarrrrr

         

                    ______________________

Olaysız sessiz sakin geçen araba yolculuğunun ardından, karakalola yaklaşık olarak bir yarım saat önce gelmiştik ve benim hâlâ ifadem alınmamıştı.

Hamile hormonları  vücudumun yapısını değiştirmişti. Ve eğer biraz daha oturursam altıma yapıcağımı iyi biliyordum.

Aklında zorun mu var tuvalete gitsene demeyin. Çünkü bizi almaya gelen anlayışlı polis karakola vardığımızda suratsız birine dönüşmüştü. Bana burada oturmamı söylediğinden beri oturuyordum ama gerçekten altıma yapmak üzereydim.

Ayağa kalkıp benden birkaç adım uzakta ellerini beline koyarak ayağı ile yerde ritim tutmuş olan  ve benden hayli uzun olan polis memuruna doğru yürüdüm. Siyah saçlarını tepeden sıkıca toplamıştı.Saçları sağlıklı ve gürdü ama o kadar sıkı toplamıştı ki burdan bakınca benim bile saç diplerim ağrımaya başladı. Benden bir hayli uzun olduğu için kafamı biraz yukarı kaldırdım. Ortalama bir boya sahiptim ancak o ortalamanın oldukça üstünde uzundu benim boy hakkımı da yemişti galiba. Yavaşça yanına yaklaştığımda,  çokta bana dönmüş ve sorgular gibi bakmıştı. Ne diyeceğimi asla umursamıyor gibi duruyordu.

"Şey çok afedersiniz ama lavabo ne tarafta acaba? Acilen gitmem gerekiyorda..."

Gece karası gözlerini gözlerime dikip konuşmaya başladı.

"Hanımefendi sizce burası umumi tuvalete mi benziyor?"

Verdiği ters tepkiye sadece şaşırarak cevap verebilmiştim. Tam ağzımı açıcakken tıpkı bizi getiren polis gibi ellerini yüzüne götürüp sıvazladı. Şuan fark ettim de ikisi gerçekten çok benziyorlardı. Tek farkları birbirinden farklı olan göz renkleriydi. Ben kendisini incelerken tekrar konuşmaya başladı.

"Çok affedersiniz başka bir şeye sinirlenmiştim. Sizde bir anda öyle gelince. Size patladım gerçekten kusura bakmayın."

Başımı onaylarcasına salladım. Onlar polisti ve sabırlı olmaları gerekiyordu. Ama onlarda birer insandı ve sinirlenebiliyorlardı. Ayrıca bu gerçekten önemli değildi. Çünkü gerçekten altıma işemek üzereydim.

"Şey tuvalet?"

"Ah pardon. Gelin size ben göstereyim. Burası biraz karmaşıkta."

Hızlıca başımı salladım. Beni kim götürüyorsa götürsündü. Ama koca kadın olmama bakmayıp tuvalet diye ağlayacaktım neredeyse.
Önümdeki polis memurunu elimden geldiğince hızlı adımlar ile takip etmeye çalışıyordum ama bu pek mümkün gibi gözükmüyordu. Tam polise yavaşlamasını söyleyecekken hızla önümüzde duran merdivenleri tırmanmaya başlamıştı.

Gerçekten bir tuvalet ne kadar uzakta olabilirdi ki?

Kadın onu takip etmediğimi anlayınca adımlarını aniden durdurdu ve bana baktı.

Herşeyden önce şuan altıma gerçekten işemek üzereydim ve bu gerçekten aşırı utanç verici bir durumdu. Merdivenleri de o kadar hızlı çıkabiliceğimi düşünmüyordum. Neredeyse ağlamak üzereyken karnımı elimle sardım ve sadece biraz daha dayanmaya çalıştım.

"Cidden mi ? Allah kahretsin hamile olduğunuzu fark etmemiştim. Çok ama çok özür dilerim."

Çıktığı merdivenleri ikişer ikişer atlayıp yanıma geldi.

"Çok küçük duruyordunuz. Hamile olduğunuzu düşünmedim. Fark edemedim. "

Çok küçük olduğunuzu düşündüm mü demişti?
Kendisi benden gerçekten uzundu. Ama ben de abarttığı kadar kısa değildim ki...
Gerçekten ağlamak üzereyim ama.

GÜNEŞ ve AYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin