"Düğün" Part 2

644 51 11
                                    

Mirbahabaaaa canım okur nasılsınnnn??

Umarım iyisindir.

Kitaba sınır koymayı düşünüyorum bu sizi darlamak için değil kendi kendime plan oluşturabilmek için aslında biraz...
Birazda kitabın görüldü sayısı bana göre yüksek ancak oylama yok. Bu biraz üzücü🥺

Oy sınırı: 30

Sınırın aşıldığını gördüğünüzde yeni bölümün geliceğini anlayabilirsinizzz

Bu arada medyaya görsel eklememi seviyor musunuz kıyafet örnekleri gibii?? Cevap verirseniz çok mutlu olurum

Öpüldünüzz iyi okumalar

          ______________________________

O sırada kalabalığın içinden bir çift kehribar rengi göz dikkatimi çekmişti.

Koca heybetine rağmen fark etmediğim Yiğit Adal tam karşımda durmuş dikkatle bana bakıyordu...

Yanındaki arkadaşları ona birşeyler söyleyip anlatırken o'nun onları dinlediğinden emin bile değildim. Çünkü gözleri direk olarak bana bakıyordu.

Yavaşça onun yanına doğru yürüdüğümde gözlerini benim üstümden ayırmadan arkadaşlarına birşey söyleyerek tıpkı benim yaptığım gibi hızlıca yanıma gelmeye başladı. merdivenleri seri bir şekilde inip yanıma gelirken bende hafiften tebessüm ediyordum.

"Merhaba... Berfu hanım" gözleri yavaşça beni süzmeye başladığında bana baksın diyerek konuşmaya başladım. Bakışlarında herhangi bir sapıklık yoktu. Direk olarak karnıma bakıp gülümsemişti.

"Merhaba Yiğit bey... Sizi burda görmeyi beklemiyordum."

Gözlerini, gözlerime sabitlediğinde samimi bir gülüş sergilendi güzel dudaklarında. Üç numaraya vurulmuş kısa saçlarına baktım. Güzel yüzüne. Kemikli bir yüzü olmasına rağmen hafif çekik sarı gözleri, insanların ona tekrar tekrar bakmasına sebep oluyordu. Ayrıca bugün daha şıktı. Siyah bir takım elbise giymişti. Üstünde ceketi yoktu ve beyaz gömleği geniş omuzlarında gerilmişti. Kollarını her oynattığında pazuları şişiyor ve gömleği patlayacak kadar sıkıyordu.

Görsel şöleennnn

"Benim kadar değil Berfu hanım."

Gözlerimi tekrardan güzel gözlerine çıkardığımda devamında ne getireceğini bilemiyormuş gbi durmuştu. Onun güzel gülüşünü biraz daha görebilmek için konuşmaya başladım.

"Ee erkek tarafı mısınız? Yoksa gelin tarafı mı?"

İstediğimi almıştım. Tekrardan gülümsemiş ve heyecanla beni yanıtlamıştı.

"Aslında ben gelin tarafıyım. Büşra ile güzel bir arkadaşlığımız var."

Söylediklerine şaşırırken bende hızlıca konuya girdim.

"Bende... Bende gelin tarafındanım. Büşra ablanın eski bir arkadaşıyım."

Ben konuştuğum sırada arkada bize bakarak gülüşen bir kaç kişiyi gördüğümde gözüm onlara kaydı. Umay buradaydı... Ve ben onu görememiştim bile. Umay bana bakıp göz kırptığında başımı hafifçe eğip ona selam verdiğimde gözlerim hemen yan tarafında trabzanlara yaslanmış bir şekilde sigara içen Savaş'ı fark ettim. Onlara baktığımı fark eden Yiğit usulca bana dönüp "Yanlarına gidelim mi? Yoksa içeriye mi geçmek istersin?"

Ona baktığımda dikkatle bana baktığını gördüğümde hafifçe yanıtladım " Tabikide gidelim onlara selam vermezsem ayıp olur."

Beni başıyla onayladığında indiği merdivenleri tekrardan çıkmaya başladı. Merdivenler... En çok korktuğum yerlerdi...

GÜNEŞ ve AYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin