19. BÖLÜM

1.4K 51 29
                                    

Alkışlar, ıslıklar, tebrikler havada uçuşuyordu. Arda'nın ödülünü almasının ardından bir süre daha durup tesise gitmek için yola çıktık. Kısa bir süre içinde tesise geldik ve herkes odalara çekildi.

Tam odama girecekken Arda'yı görmemle gülümsemem bir oldu. Hızlı adımlarla yanıma gelen Arda'nın yüzünde kocaman bi gülümseme vardı. Bu çok güzel bir şeydi. En azından benim için...

"İnsan sevgilisine iyi geceler demeden uyur muymuş hiç.." yanağıma bir öpücük kondurdu ve ellerini belime koyarak bana sımsıkı sarıldı. Aramızda çok olmasada boy farkı vardı, bu yüzden kafam göğsüne gelmişti. Parmak uçlarıma yükseldim ve ellerimi boynuna dolayıp gözlerimi kapattım.

Bu şekilde durmak uykumu getirmişti resmen. "Arden?" Dedi arda. Başımı kaldırıp ona bakamadım çünkü uykum vardı ve gözlerimi açamıyordum. "Hmm." Dedim mayışmış sesimle. "Uykun varsa girebilirsin içeri sevgilim,"

Hala göğsünde olan başımı salladım ve hemen cevap verdim. "böyle durmak istiyorum." Kısık sesle verdiğim cevaba burnundan güldü. "Kalalım sevgilim ama burda görebilirler bizi, aynı şekilde oda da sarılabiliriz." Deyip kolumdan tuttu ve beni odaya çekti.

Kartı masaya koyduktan sonra bana doğru gelen Arda'ya sıkıca sarıldım. İnşallah bu durumdan sıkılmıyordur... içimden geçen soruyu dışımdan Arda'ya yönelttim. "Sana böyle sürekli sarılmamdan rahatsız olmuyorsun değil mi?"

Arda başımı göğsünden kaldırıp bana kaşları çatık bir şekilde baktı. "Saçmalama sevgilim. Bu durum beni neden rahatsız etsin? Dünyanın en güzel hissi sana böyle sarılmak.."

Gözlerim dolmuştu. Hiç kimseden almadığım cümleleri Arda'nın bana söylemesi beni duygulandırmıştı. "Neden ağlıyorsun ki şimdi sevgilim?" Dedi arda. Elimle gözlerimi silip "ağlamıyorum, yorgunluktan." Dedim.

İnanmış gibi gözükmüyordu ancak zorlamadı. "Uykun var sevgilim. Bana daha sonra da sarılırsın. Hadi bakalım doğru yatağa." Gülümseyip ellerimi önümde birleştirdim ve yatağa uzandım.

Bu sıralar midemde garip bir ağrı vardı. Sürekli kusuyor, ve yemek yiyemiyordum. Endişeliydim ama ne yapacağımı bilmiyordum. Hasteneye gitmekten, kötü sonuçlar almaktan korkuyordum..

Kuzenim küçükken baş ağrısıyla hastaneye gitmişti ve orada tümör teşhisi konulmuştu. O gün onun yanında bende vardım ve o süreç boyunca onun ölümünü canlı bir şekilde izledim. İşte o günden sonra her hangi bir ağrımda hastaneye gitmeye hep korktum. Ta ki 3 hafta öncesine kadar.

Duşun kenarına kafamı çarpmamla küçüklük travmamla yüzleşmiştim. Aslında çokta kötü bir şey değildi, ama yine de beni huzursuz ediyordu.

Arda baş ucumdaki sandalyeye oturdu ve eliyle saçlarımı okşadı. Elleri saçlarımdayken uykum daha çok şiddetlendi. Bir iki dakika sonra da uykuya daldım...

Arda'nın anlatımıyla:

Arden uyuyana kadar beklemiştim. Uyuduktan sonra saçlarına küçük bir öpücük kondurdum ve kapıyı sessizce çekip kendi odama girdim. Bugün yorucu bir gündü bu yüzden rahatlamak için duşa girdim. Yarım saat duşta kaldıktan sonra suyu kapatıp çıktım ve üstümü değiştirip yattım.

Gözlerimi kapattığımda aklıma arden geliyordu. Gülüşü, gözleri, saçları, dudakları, utanışı, sevgisi, güzelliği, enerjisi, Bakışları. her şeyi bambaşkaydı. Onu düşünürken gülümsemeden edemedim.

Arden'i düşünmeye devam etmek isterdim ancak yarın önemli bir maç vardı, dinlenmemiz gerekiyordu. Şampiyonluk hasretimizi bitirmek için ve taraftarlarımızı mutlu edebilmek için çok çalışacaktık. Hızlıca gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım.

Sahalardaki Aşk *FENERBAHÇE*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin