-Yaptım tamam ama niye yaptım bi sorun.
-Niye yaptın?
-Kendim için,geleceğim için yaptım. Ya değerlerimden vazgeçecektim ya da onun için savaşacaktım....
Lina
"Haydi gençler sınıfta kimse kalmasın herkes törene!"
Müdür yardımcısının koridordan sınıfa kadar gelen sesiyle sıramın altına daha da yanaştım. Ama yanaşmaz olaymışım. "Lina kartlara dokunursan seni camdan sallandırırım." diye sessizce bağıran Melek'e döndüm. "Sabah sabah yine kime tarot bakıyorsunuz arkadaşlar? İyi misiniz siz? İnsan bir iskambil destesi çıkarır da bir güzel blöf oynardık" dedim. Tüm yaz boyunca kızım başımıza kumarcı mı olacaksın lafları yüzünden bir tanecik bile oyun oynayamamıştım. En son kendimle oynamaya çalışırken de kedim Feride kartlarımı ısırmıştı iyice tadım kaçmıştı. Kitabı eline yapışık olan Havva ise "Susun hoca hâlâ koridorda hiç azar çekecek halim yok zaten otobüste yine delinin tekine çattım. Neymiş otobüs şoförüyle evlenecekmiş de çevresine gününü gösterecekmiş. Burası da iyice tımarhaneye döndü. Her neyse değnek yedilisinin ters olması bilgisizliği ve mahcubiyeti sembol ediyor. Kendi değerleri için risk alması lazım. Ama bu çocuk risk almak nedir bilmez benden söylemesi." diyerek ikimizi de azarlamıştı. Bu kızın gün içinde yaşadıklarından kitap çıkardı. İkisi de sonraki kartı yorumlamaya başlayınca ben de sınıfın kalanını ,her ne kadar sınıf denilebilirse, izlemeye başladım.
"Arkadaşlar İstiklal Marşımız Milli Mücadele devam ederken askerimizin yürekliliğine, özverisine güvenini; ulusumuzun bağımsızlığa, Hakk'a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirişinin simgesidir. Sizce de marşımızı okumaktan kaçınmak bizim gibi Türk gencine yakışıyor mu?" İsmet'in yaptığı bu boşa karşılık Bartu "Oğlum senin işin ne o zaman burada? Bir de gelmiş hava atıyor. Defol git in o zaman törene." diye karşılık vermişti. Nisan ise Bartu'yu desteklercesine ses çıkarmış ve üstüne eklemişti:
"Unuttun herhalde ama bugün müdür konuşma yapacak. Biz de ne zaman konuşma yapsa sınıfta kalıp burada okuyoruz. Ayrıca forma kontrolü de olacak ilk günden kimse kenara çekilmek istemiyor." Tartışmanın burada bittiğini anlayınca sıkıntıdan oflamıştım. Hayır yani bir kavga etseniz de disiplinlik olsanız bize de eğlence çıksa fena mı olurdu?
"Asılmış adam, vazgeçiş anlamına gelir. Elindekileri daha iyisi için kurban edebilirmiş bak sen şuna biz en iyisi uzak duralım. Kılıç onlusu da çıktı yok artık!" Havva'nın sesiyle hayal aleminden çıkıp tarot bakan ikiliye geri dönmüştüm. "Bir son, yıkım ya da kopuş. Ayrıca geçmişte yaptıklarının başarısızlıkla sonuçlanması olabilir. Ben bu kartı çok sevdim." Melek'in dediğine Havva gülmüştü: "Senin de bu kaos açlığın bitmiyor bir yavaşla. Çok daraldım sabah sabah bir tane de iyi kart çıksın." Melek sonraki kartı açtığında "Al sana güzel kart; kupa altılısı. Küçük şeylerden mutlu olabiliyormuş." dedi. Sonra da "Buna bakacağımıza ders boş olsa diye dua etseydik keşke kim uğraşacak fizikle." diye yakınmaya başladı. Ben de bunun üstüne klasik bir şekilde "O zaman bugün bu ders boşsa eve gidince iki saat ders çalışıyoruz." dedim. Sonunda okulumuzun son model(!) aşırı kaliteli(!) hoparlörlerinden marşın başlayacağı söylenince sınıftakiler yerden kalkmıştı.
...
Marş okunup bahçedekiler sınıfa dağılmaya başlayınca Boran koşturarak sınıfa girmişti. "Oğlum siz burada mıydınız ben de diyorum sınıf nerede. Bakın içeri giderken ne duydum bu-" Boran'ın heyecanlı girişini Çağlar "Kanka ilk iki ders boşmuş ya girerken duydum." diyerek bozmuştu. "Çağlar sağır mısın sana inanamıyorum ne güzel ben söyleyecektim bozdun hemen beni." diye sitem eden Boran'a, Çağlar "Hiç mi?" diyerek cevabını vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veda Mı?
Teen FictionBoş derste sirke dönen sınıfın ortasında kalmak çok tehlikeli olabiliyordu. Her an birisi yere üç şişe kolonya döküp, çakmakla yakıp, kırdığı dolap kapağıyla alevlerin üstünde sörf yapmayı deneyebilirdi. Kesinlikle deneyimden konuşmuyorum. Asla.